Kararlıyım yani.

34 7 18
                                    

Buradayken yeryüzüne inmediğimiz sürece yeme/içme veya tuvalet ihtiyacımız olmuyor. Harika değil mi?

Bu konu eşliğinde sohbet ederken bir yandan da alanı geziyorduk.

"Ya, acaba arkadaşlarım çok üzülmüş müdür ben yokken?" Shakira'nın sorusuna Mustafa dalga geçerek cevap verdi.

"Bence yokluğunda helva eşliğinde sessizliğin tadını çıkarıyorlardır Şakşakcım."

"Şakşakcım ne be mıstık! Ayrıca arkadaşlarım beni çok severdi." bu kız'ın dip boyasının zamanı gelmedi mi ya?

"Eminim, öyledir." sırıttı.

"Benim ablam kesin özlüyordur." yakınlarımız acaba burda olduğumuzu öğrense ne tepki verirdi? Annem kesin önce helva tabağını kafama geçirir sonra ağlayarak bana sarılırdı. Kendi düşünceme gülümsediğimde Hacer Teyze'nin beni izlediğini fark ettim.

"Sen orda neye gülüyorsun Suna Kızım?"

"Hiç." annemin bir deli olduğunu anlatacak değildim.

"Şu senin asistanın suratsızla bir alakası yok yani?" dalga geçiyordu değil mi?

"Yok teyzem Allah aşkına ne alakam olur." cidden ne alaka ya?!

"Nerden bileyim şu görevde hepimizden önce seni tuttu dışarı çıkardı."

"Asistanım olduğundandır." başka birşey düşünülemez.

"Peki kızım, sen öyle diyorsan."

Sonunda turumuz bitmişti.

"Bekçiler, yeni göreviniz ekte! Çipleri kontrol edin ve alanda toplanın."

Yok arkadaşım nefes almakta ayrıcalık, bir salın bizi! Biz ölü değil miyiz? Nefes almıyoruz.

"Herkes rolünü ezberledi ve hazır, öyle değil mi?" birkaç dakika boyunca görevi inceleyip grupça yeryüzüne inecektik ki, duyduklarım beni durdurdu.

"Suna'yı görevden almak, delirdin mi sen?!" arkası dönük olduğu için yüzünü göremediğim bir kadın ile Fuat tartışıyordu.

"O bizim makasımız biliyorsun değil mi Selin." alınsam mı bu lafa bilemedim.

"Pardon da benim nerem makasa benziyor? Tamam hafif kilo almış olabilirim ama makas biraz fazla."

Birden kapıdan içeri dalıp sohbetlerine ortak olduğumda Fuat sanki benim orda olduğumu biliyordu, Selin denen kadının aksine.

"Sana da merhaba Suna." Ay şimdi bayılacağım!

"Bir açıklama Fuat?"

"Duyduğun üzere sen bizim için bir makassın. Ama fiziksel anlamda değil."

"Ne gibi?" gözlerim keskindir evet.

"Görevlerin açılış kurdelesini sen keser, kapanışıda yine sen yaparsın,Suna."

"Biraz daha açar mısınız?"

"Yani sendeki enerji ve özellikler takımı hem ruhsal hemde bedensel olarak ayakta tutuyor."

Ardından Selin de bir açıklama yaptı, "Bu demek oluyor ki, sen özelsin Suna. Sen açılış ve kapanışsın."

Tam cevap vermek üzereyken dışardan bir çığlık geldi,

"Onu da mı yedin obur şey!" kapıyı aralayıp alana doğru yürüdüğümde, Mustafa'nın Shakirayı ters çevirmiş bir şekilde aşağı doğru salladığını gördüm.

"Yapma oğlum, bir yeri incinecek kızın."

"Sen karışma Hacer teyze, Suna'yı da yemiş bu kız!"

"Neden basediyorsunuz?" beni gördüğünde Mustafa'nın yüzüne bir rahatlama geldi.

"Burda mıydın kız! Bu aç varlık seni de yedi sandım."

"Ben yamyam mıyım Mustafa?"

"Bilmem öyle misin? Her göreve gittiğimizde ülkenin havasından mıdır suyundan mı hep aç olduğunu söylüyorsun." gerçekten öyleydi. Shakira aramızda ölmeden önceki alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını en çok hissedenimizdi. Bu yüzden yiyemeyeceğini bilsede hep acıktığından bahsediyordu.

"İçerde ne konuştunuz?" Güney soruyu sorunca Shakira'nın Mustafa'ya birkaç garip bakışı dışında hareketlenme olmadı.

"Hiçbirşey."

"Emin misin?"

"Aslında onlar konuşuyordu ben aralarına girdim diyebiliriz."

"Onlar ne konuşuyordu?" pardon da sanane?

"Benimle ilgili makasmışım herhalde birşey anlamadım."

"Ay meraktan ölücem!"

"Sen zaten ölüsün Şakşakcım." Mustafa bu kadar zeki olma ya(!)

"Göreve geç kaldık arkadaşlar."

"Geç kaldık değil mi?"

"Çok geç kaldık hemde."

Yeni görevimiz alışveriş merkezinde  çalışan bir kadının mağazalardaki ürünleri aynanda çalmasıydı. Güvenlik kameralarını silmeyişinden gücünün farkında olduğunu ve yakalanmayacağını bildiğini öğrendik. İşin garip kısmıysa sadece birkaç saniyelik aralarla her kattaki mağazalarda oluşu ve herşeyi eksiksiz çalabilmesi. Sadece bir kısım da görüntüler kesiliyordu, kadın mağazadan çıkarken güvenlik kameraları devre dışı bırakıldı.

"Mağazanın yakınlarında olmalı otoparkı arayın!" Güney'in söylediklerinden sonra herkes koşarak merkezin etrafına dağıldı.

Tam koşmaya başlamıştım ki aklıma gelen bir fikirle durdum.

"Durun!" kulaklığın ardındakiler beni duymuş olmalı ki koşan biri durmuş gibi derin nefes sesleri gelmeye başladı.

Herkes soluklandıktan sonra Mustafa, "Ne oldu?" diye sordu.

"Görüntüler kadın mağazadan çıkarken kesiliyor!"

"Yani ne olmuş?"

"Kadın mağazadan çıktı mı bilmiyoruz değil mi?" sorumun ardından herkes birşeyler anlamaya başlamış gibi bir sessizlik oldu.

"Suna doğru söylüyor aslında." bana ilk katılan Mustafa'ydı.

"Yani görüntülerin orda kesilmesinin nedeni bu! Kadın AVM den çıktığını düşünmemizi istiyor böylece vakit kazanıcak!" bunları söylerken bir yandan da mağazaları dolaşmaya başlamıştım.

"Sakın yalnız mağazanın içine girdiğini söyleme Suna!"

"Mağazadayım."

"Kadının ne kadar güçlü olduğunu biliyorsun karşısına sakın çıkayım deme!" Güney ne kadar uyarsada kadının fark ettiğimizi anlaması çok uzun sürmezdi bu yüzden giyinme kabinlerini tek tek dolaşmaya devam ettim.

"Onu kaçıramayız!"

"Oraya geliyorum hangi kattasın?" yürüyen merdivenin başından girişe baktığımda Mustafanın etrafa koşturduğunu gördüm.

"Yemek katındayım, sen elektronik mağazalarını dolaş."

"Tamamdır." aradan çok zaman geçmedi ki sinema daki koltukları dolaşırken Shakira'nın fısıldayan sesini duyduk,

"Takım..."

"Ne oldu iyi misin?" sorumdan sonra biraz sessizlik oldu sonra birinin nefesini tuttuğunu duydum.

"O burada." durdum.

"Otoparktayım konuşamıyorum çabuk gelin elinde silah var!" hemen yönümü değiştirip yangın merdivenlerinden koşar adım inmeye başladım.

"Kimsenin ölmesine izin veremem!" kendi kendime konuşmuştum ama herkes duydu sanırım.

"Kararlısın gibi."

"Güney, kararlıyım yani."


KAN KANDIRMACA \Kırık Makas(949)/.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin