Bölüm 5

74 13 240
                                    

İki kardeş, Narin’in kolaylıkla elde edeceği bir zafere doğru ilerlerken küçük flügel bilinmeyen bir evrenin bilinmeyen bir köşesinde, boşlukta süzülen bir malikanenin önünde belirdi. Ustasına kavuşacağı için çok heyecanlı olsa da beklenmedik gecikmesini nasıl açıklayacağını bilmediği için de tereddütlüydü. Ayrıca küçük kız ustasının artık onu yanında istemediğini söylemesinden de korkuyordu.

Korkusunu bastırmak amacıyla "Ustam beni niye istemesin ki,” diye düşündü küçük flügel. "Ustam beni gördüğüne çok sevinecek. Sonuçta ben en sevdiği öğrencisiyim. Bu evrenle ilgili neredeyse her şeyi bilmem sayesinde oldukça da yararlı olan küçük tatlı bir kızım. Üstelik o yaramaz Nakata gibi ustamı üzmek yerine ustam ne zaman üzülse ona sarılıyor ve tüm üzüntüsünü yok ediyorum. En azından ediyordum...”

Küçük flügel düşüncelerini yarıda kesti ve "Kimi kandırıyorum ki? Ustam her zaman 'geçmiş geçmiştir. Aile ise her şeydir,’ derdi. Ben onun için geçmişte kaldım. Beni unutmuşsa şaşırmamak gerekir,” diye mırıldandı kendinin bile zor duyabildiği bir karamsar bir sesle.

Küçük kız, açık mavi renkli kanatlarını açtı. Oradan ayrılmak üzere havalandıktan bir kaç dakika sonra iç çekerek son bir kez eskiden yuvası olan o gizemli malikaneye bakmak için arkasını döndü.

“Görüşürüz usta. Umarım yerimi dolduracak en az benim kadar tatlı bir öğrencin olur,” diyerek malikaneye veda etti açık mavi kanatlı küçük kız.

“Nereye bakalım Melodi?” diyen ses küçük flügelin içinde oldukça nostaljik ve hoş bir hisse neden olsa da onun bu hissi görmezden gelerek oradan uzaklaşmaya devam etmesi gerekiyordu çünkü o ustasına bunun sadece 50 asırlık bir gezi olacağını söylemişti. Ancak Ustasına verdiği sözü tutmamış, orada gördüğü insan adı verilen bir canlıya kanarak esir düşmüş ve bunun sonucunda orada 200 asır kalmıştı. O ustasının güvenine ihanet etmişti...O bir haindi. “Hainler sevgi dolu bir yuvayı hak etmez... Ustamda beni unuttuğuna göre gitmemem için bir sebep kalmadı,” diye düşündüğü sırada kanatlarını tüm gücüyle çırptı ve ışıkla bir olarak uzaklaşmaya başladı...

Aniden önüne çıkan kırmızı sıvının içine girerek hareketsiz kalan Melodi, tuzağın sahibi olan gence kızgınca bakmaya çalışsa da bunu başaramıyordu. Ustasından sonra en çok sevdiği varlığa nasıl kızabilirdi ki?

"Hadi ama Melodi! Uzun zamandır kayıp olduğun ve aramıza daha yeni döndüğün halde bize bir selam olsun vermeyecek miydin yani? Sana hiç yakışmadı ufaklık. Bizim seni 9 gerçeklik boyunca aramak için seferberlik başlatmamızla tam olarak aynı anda aniden dönüyorsun ve  en sevdiğin biricik abiciğine bir dakika olsun sarılmadan hemen gidiyor musun? Bu sence de biraz fazla yaramazlıkça bir davranış değil mi, benim minik prensesim?" Melodi bu sözlerin sahibini, en büyükleri olan kan iblisi Kuzgun’u cevapsız bırakmayı tercih etmek zorundaydı.

“Kuzgun türdeşlerinin aksine zor kullanmaktan nefret eder. Bu da onun kanımı kontrol edip zihnimi okuyamayacağı anlamına gelir. Yeterince beklersem ustam onu elbet çağıracaktır. Şansım yaver giderde yeterince uzaklaşırsa içine düştüğüm onun enerjisinden yapılma bu tuzakta bozulur... Bu sayede de rahatlıkla kaçarım,” diye düşündü Mavi saçlı küçül flügel. Ancak küçük kızın şansı yaver gitmemiş olacak ki Kuzgun’un odaklanmış bakışları altında genç adamın avucunun içindeki uzaysal kan enerjisi değişim geçirerek kan rengi bir güvercine dönüştü.

Genç adam güvercine doğru eğilerek "Aurora’ya git,” diye fısıldadı. Ardından ise sesini Melodi’nin duymasına yetecek miktarda yükselterek "Usta’ya haber ver Aurora. Ona Melodi’nin döndüğünü söyle. Artık inadı bırakıp odadan çıkmazsa güvercinini kullanarak haber gönder ki Melodi’yi de alıp gelebileyim.”

Kardeşimin Kehaneti Serisi 1:Lunar KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin