Bölüm 7

26 7 103
                                    

//Metindeki bölüm 7.5 ibaresi çeviri kolaylığı için eklenmiştir.//

Gökalp, sesin kaynağı olan genç kıza daha doğrusu sırtında çaprazlama asılmış iki gitara özlemle baktı. Birinin alt kısmı kırmızı, diğerininki ise mordu, ikisinin de rengi sapına yaklaştıkça ağır ağır siyaha dönüyordu.

“Mısra!” sözcüğünü dudaklarından serbest bırakan Gökalp, aniden genç kıza doğru fırlayarak odanın dörtte birini kaplayan halının kaymasına neden oldu.

Gökalp'in bu davranışına kıkırdayan genç kız, gitarları yavaşça çıkardıktan sonra, süt kardeşinin aksine oldukça dikkatli ama en az onun kadar hızlı bir şekilde fırladı.

Birbirlerine bir kaç adım kala sıçrayan ikili havadayken baş aşağı dönerek sağ ellerini birleştirdiler. Hoş bir manevrayla sırt sırta veren süt kardeşler aynı sırada ayakları üzerine düştüler.

Sırtları hâlâ birbirine dönükken başlarını birbirinin omzuna koydular. Yüz yüze dönerek birbirinin anlını öpen süt kardeşler aynı anda “Görüştük, birleştik, selamlaşabiliriz değil mi süttaşım artık?” dediler.

Aurora ikilinin bu hallerine onu sevimli gösteren şaşırmış bir yüz ifadesiyle  bakarken Atakan yüzünde özlem dolu bir ifadeyle ikiliye ilerledi.

İkilinin arasına ellerini sokan genç adam, iki süt kardeşi olanca gücüyle ittiğinde, ikili can havliyle birbirlerinin sağ ellerine daha da yapıştılar.

Ancak Atakan'ın son anda oldukça stratejik bir çelme taktı. Bu çelme genç adamın ikisini kucak kucağa yere yapıştırmak şeklindeki emelini gerçekleştirmesini sağlamıştı.

Şok içinde ayaklanan Mısra “Manyak mısın?” diye çıkıştı Atakan'a. “Ya başımızı bir yere çarpsaydık! Giydiğim tişörtün bolluğundan ya da odanın dört bir yanındaki molozlardan bahsetmiyorum bile! Anlayacağın Bay Dengesiz Manyak, Aptal şakan yüzünden bende Gökalp'te ağır yaralanabilirdik.”

Süt kardeşinin çıkışmasından cesaret alan Gökalp düştüğü yerde doğrularak “Evet abi! Söylesene anama ne diyecektin ölseydik!”

Mısra gözlerini tatlıca kapayıp kafasını hafifçe yana eğmiş, Gökalp'in sözlerine onu desteklercesine kafa sallıyordu. Ancak süt kardeşinin son sözü, genç kızın gözlerinin dehşet içinde açılmasına neden oldu.

“Saçmalama Gökalp! Sen hiç 'Atanın yanında en kötüyü anma, gelir bulur seni bak sonra' sözünü duymadın mı? Bizimde Mehmet Şad gibi uçmamızı mı istiyorsun kalpsiz süttaşım!” sözleriyle süt kardeşine çıkıştı genç kız.

Abisinin, süt kardeşine onaylarcasına baktığını ancak konuyu uzatmayarak sessiz kaldığını gören Gökalp “Abime bu davranışı için teşekkür etmeliyim,”  diye düşündü. “Ama şimdi değil. Öyle bir anda teşekkür edeceğim ki yaptığı iyilik ona yapacağımın yanında devede kulak kalacak.”

Süt kardeşi tarafından uzatılan bir çift ele tutunarak ayağa kalkan Gökalp “Neyse bu kadar gevezelik yeter. Biraz da ev işi yapalım. Malum, Aurora hanım sağ olsun,” dedi.

Onun bu sözleriyle kızaran Aurora, uyku dolu gözlerle esneyerek “Şu an seninle uğraşamayacak kadar yorgunum Gökalp. Kendini şanslı say. Ve Gece, çekicini alabilirsin,” diyerek sıvışmaya çalışsa da aniden üzerine fırlayan bir adet Gece tarafından yere yapıştırıldığından bunu başaramadı.

Fırsattan istifade eden Gökalp, Aurora'nın eline süpürgeyi tutuşturmuş, “Biz Mısra'nın eşyalarını yerleştirirken sen buraları halledersin değil mi?” demişti kibar bir gülümsemeyle. “Hem bizimkiler de yardımcı olur size.”

Kardeşimin Kehaneti Serisi 1:Lunar KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin