yollarda, sokaklarda, evlerde

273 52 71
                                    

Kim Gun Mo - Beautiful Farewell

"Ve hüzünlü aşkımız, şimdi sadece gözyaşlarıyla yıkanması gereken bir yara"

iyi okumalar pıtırcıklarım🥺✨

1988 yılında evim yandı. Üzerine bir kova su atamadım. İnsan ancak kaybolduğunda ya da aşık olduğunda evini yakıyormuş, onu anladım. Yıllar bana çok şey öğretmişti. Anın ne kadar önemli olduğunu, geriye dönüp baktığında pişmanlıkların olmasını istemiyorsan o anı güzelleştirmen gerektiğini çok sonra anladım. Yıllar geçtikçe yeni bir ev arayışına girerdi insan. Evimi aradım sürekli, parklarda, sokaklarda ve yollarda!

O yaz mahalleye uğradığımda Junmyeonların taşındığını görmüştüm. İçimde biriktirdiğim sevgi tohumları ezilmişti. Ardından Yixing sonra Sehun, Kyungsoo, Jongin. Herkes yıllar içinde göçüp gitmişti oralardan ve tabii benim ailemde. Vakit buldukça onlara kazandığım paraları atıyordum. Annem babama söylemeden attıklarımın hepsini biriktiriyormuş. Ve sonunda bütün komşuları taşındığında o da şehirde bizimkinden çok daha geniş bir apartmanda oturmak için bütün parasını ortaya dökmüştü.

O zamanlar okulum yeni bitmişti. Görüştüğüm şirket okulum bittikten sonra Single'ım çıkacağını o zamana kadar çok sıkı çalışmam gerektiğini söylemişti. Şan dersleri alıyor, sürekli enstrüman çalıyordum. Gitar dışında piyano, bateri, birazcık keman çalıyordum. Öğretmen gerçekten yeteneğim olduğunu söylüyordu. Ben ve yetenek kulağa komik geliyordu ama çalıyordum. Evde, okulda, sokakta hatta duşta bile kafamda beste yapıyordum. Yixing kafayı yediğimi söylüyordu. Arada onunla basketbol oynamaya giderdik. Doğuştan sporcu vücudumu sergilerken tribünlerdeki kızlar bizi izlerdi.

"Baekhyun subaylığa yükselmiş duydun mu?" Elimdeki topu kaçırdığında nefes nefese konuşmuştu.

"H-hayır," diye kekeledim. Ne zaman Baekhyunla ilgili bir şey duysam elim ayağım karışıyordu.

"Sizin aranız hâlâ kötü mü," diye sorduğunda bu sefer ben almıştım topu elinden.

"Yok hayır iyiyiz." Topu potaya attığımda sekip başka yere savrulmuştu.

"Yapma Chan, geçen ay parmağına kocaman Loey yazdırdın ve sadece sana Baekhyun Loey der. Biz aptal değiliz."

"Siz?" Off, dedim içimden. Hepsi fark etmiş miydi yani?

"Sen ve Baek hariç herkes canım. Bir ara iyiydiniz sonra birden konuşmamaya başladınız. Defalarca sordum sana ve tabii ona da, nedir bu kadar sakladığınız şey anlamıyorum. Seviyorsanız söyleyin gitsin işte."

"Xing, sus ya." Topu fırlattığımda tellere doğru gittim. "Keyfim kaçtı benim hadi gidelim."

"İkinizde aptalsınız," dedi. O hâlâ potaya şut atıyordu. "Baekhyun sadece subay olmamış, sevgilisi de var. Adı Taeyeon'muş." (Kendime küfrettim 🥲)

Onu dinlemiyormuş gibi yapsam da kulaklarım duyup beynime ve kalbime iletmişti bile. İkisi de kuşatma altına alınmıştı şimdi. Düşünmeden duramıyor, kalbimin ağrısını da geçiremiyordum. "Kız mıymış?"

"Evet canım," dedi yanıma oturarak. Üzerindeki atlet terden sırılsıklam olmuştu. "Öbür hafta bir restoranda hep beraber buluşup içmeye karar verdik. Taeyeon'da gelecekmiş."

Mahalle yanarken çekirdek çitleriz || ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin