Gerçekler, sır olarak kalabilir mi?

94 58 141
                                    

Taksi şoförüne sağa çek diyerek durmasını söyledi. Şoför yavaşlayıp sağa yanaştı ve ücreti söyledi Berat bir anda çok hızlı şekilde adamın suratına yumruğu yapıştırarak ödeme yapıldı diyerek araçtan indi ve koşmaya başladı.


Adamın burnu kanadı ve polisi aradı ücreti ödemeyip beni darp etti bir genç dedi. Polis "ekipleri gönderiyorum." diyerek telefonu kapattı.


Berat sokak aralarına girerek izini kaybettirdi paraya ihtiyacı vardı ve bir başka gasp yapan Serkan arkadaşının yanına gidecekti.


Ömer kardeşine bir iz buldum demek için kardeşinin yanına gitti ama Yiğit'in durumu kötüleşmiş Ömer bunu görüp duyunca kendini tutamayıp ağladı ve öfkelendi.


Berat'ı bulup adalete teslim etmek yerine öldürmek istiyordu artık bu öfke ile gözü önüne gelen Deniz'i gördü bir anda bağırarak "Her şeyin sorumlusu sensin eğer Yiğit'e bir şey olursa senin yüzünden bunu asla unutma!" dedi.


Deniz'in sesi bile çıkmadı yüz ifadesi çenesi titriyor, gözleri dolmuştu ve yavaş yavaş geri geri gitmeye başladı tuvaletin kapısını görünce tuvalete girmek istedi, orada içini boşaltabilir, ağlayabilirdi içeri girer girmez hıçkıra hıçkıra Ömer haklı her şey benim yüzümden diyerek ağlamaya başladı.


Ömer'in aklına kamera görüntüsü gelmişti onları polise vererek bulmasına yardımcı olabilirlerdi yola çıkıp karakola gitmeye karar verdi hastaneden çıkıp taksiyi beklerken kamera görüntüsündeki çocuğa benzer birini gördü ve telefonu eline aldı tekrar izlemek için videoya baktığında benzediğine emindi ve peşine düştü. "Hey! Sen dur orada," Dedi.


Çocuk arkadaşına dönerek "Bu kim üstüme doğru koşuyor." Dedi. Kendi kendine yanına ulaşmasını bekledi.


Ömer çocuğun yanına gelir gelmez sağ elini kaldırıp hızlı bir tokat yapıştırdı. "Sen misin? Lan kardeşimi bıçaklayan çocuk!" dedi.


"Sen kimsin abi ben kimseyi bıçaklamadım. Kardeşim hastanede yatıyor ona eşya getirdim eve gitmem gerekiyordu sen çağırdın, neden vurdun bana?" diyerek sesini yükseltti.


Ömer utanmış, mahcup olmuştu. "Özür dilerim kardeşim birine benzettim kardeşimi bıçaklayan çocuğa benzettim." Dedi.


Tekrardan özür dileyerek çocuktan af diledi ve gitmesini istedi. Çocuk "Burada benim yerime başka biri olsaydı, bana attığın tokatta karşılık verir, hastanelik olurdunuz, bilip bilmeden tanımadan kimseye bir daha vurma sana tavsiyem." diyerek yanından ayrıldı.


Ömer'inde taksisi gelmişti ve kapısını açarak bindi. "Karakola sür abi." Dedi.


Berat arkadaşının yanına varmıştı. Sedat bu sırada işten yeni gelmiş elinde kadın çantası vardı ve içinden eşyaları çıkarıyordu. Berat "Ooo hayırlı işler tam zamanında gelmişim bana da para lazımdı." Dedi.


Sedat onu dost olarak görmüyordu sadece tanışıyorlardı, Berat'ın öldürdüğü, yaraladığı, işlediği suçlardan haberi dahi yoktu.


Sedat sıradan bir gasp çocuğuydu Berat'ın gözlerine bakarak "Kanka az para çıktı veremem." Deyince, Berat sinirlenip sakin kalmayı başardı.


"Sorun yok kanka işe çıkalım." teklifini sundu.


Sedat onayı verince ava çıktılar ve sokaklarda dolaşmaya başladılar. Berat Sedat'a "Sen o köşede dur bende bu köşede duracağım arkadaş sanmasınlar, gözümüze kestiğimiz birinden koparırız, paramızı." diyerek görevi başlattılar.


Bir kaç saat istedikleri gibi biri gelmeyince ne yapacaklarını bilemediler ve biraz daha beklemeye başladılar.


Ömer karakola varmıştı. Polis arkadaşlara dönüp "Ben bıçaklanan gencin abisiyim." Dedi. Polisler birbirlerine baktılar, bıçaklanarak ölen gencin abisi olduğunu düşündüler.


Karşısında ki sandalyeyi göstererek oturmasını istedi, Ömer sandalyeye oturdu. Polis "Ölen kardeşin için üzgünüz, başın sağ olsun! En kısa zamanda katilini bulacağız." dedi.


Ömer "Kardeşim ö-öldü mü, ne zaman? Az önce gördüm." Dedi sesi titremeye başladı ve kriz geçirdi.


Polisler yanlış anlaşılma olduğunu anladı fakat Ömer sakinleşmiyordu. Hepsi birlik olup Ömer'i durdurmaya çalışıyordu, sinir krizi geçiren Ömer her yeri dağıtmaya devam ediyordu.


Baş komiser "Ne oluyor lan burada, bu gürültü nedir? Sokak mı sandınız lan burayı." Diyerek azarlamaya başladı.


Ömer yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı, yerde dizinin üstünde duruyordu. Kafasını kaldırıp baş komisere baktı.


"Buraya sadece delil getirdim ama kardeşimin ölüm haberini verdiler bana!" dedi, ağlayarak.


Baş komiser, Ömer'i yerden kaldırıp sandalyeye oturttu. "Senin kardeşin kim?" Dedi. Ömer "Yiğit, Yiğit benim kardeşim." Dedi.


Polisler durumun yanlış anlaşılma olduğunu açıkladı ve Ömer'den delili istediler. Ömer elindeki görüntüleri masaya koydu.


Baş komiser, polislere sinirlendi sivil bir insanın tek başına delil bulup getirmesi olacak iş değildi.


Baş komiser "Lan madem konu üzerinde araştırılma yapılıyor siz ne işe yarıyorsunuz, böyle bir şeyi gözden nasıl kaçırdınız?" Dedi öfkesine hakim olamayarak.


Polisler mahcup bir şekilde birbirlerine baktılar. Baş komiser, sakinleşince Ömer'e sordu "Nereden buldun bu görüntüleri?" Dedi. Ömer "Kardeşimin yaralandığı sokakta bir bakkaldan buldum." Dedi.


"Teşekkür ederiz, geri kalanıyla biz ilgileniriz." Dedi.


Ömer rica ederek karakoldan ayrıldı, artık polislerin elinde Berat'ın görüntüsü vardı ne kadar yüzü görünmüyorsa bile işe yarayacak bir bilgiydi polisler görüntüyü alıp incelemeye başladılar.


Kaybetme korkusu olmayan kişilerin, en sevdiği kişiler ile sınandığı bir dünya.

MAHALLE CİNAYETi (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin