Asla Pes Etme

26 4 22
                                    

Ömer, sinirden deliye dönmüş ve çıldırmış bir halde asla yapmaması gerekeni yapıp bıçağını çıkardığı gibi çocuğa dayadı. Amacı sadece korkutmaktı ama gözünü öyle bir öfke kaplamıştı ki,  git gide işler ciddiye biniyordu bu sırada torbacı çocuk da cebinden çıkardığı neşteri Ömer'in yüzüne vurmaya çalışırken, Ömer bir adım geri atarak kendini son anda kurtardı. Fakat kurtulması torbacı çocuğa büyük bir zarar olarak geri döndü, çünkü Ömer elindeki bıçağı torbacının bacağına sapladı, gözü cidden hiç bir şeyi görmüyor üstüne yumruk atarak çocuğa daha çok zarar vermek istiyordu. Hırsını hala alamamış olan Ömer, bacağına bir kere daha bıçak saklayıp çıkartarak olay yerinden kaçmaya başladı. Torbacı elinden sadece ambulansı aramak geldiği için ambulansı arayarak uzandığı yerde gelmelerini bekledi. Ambulans ekipleri bıçakla yaralama olayını duyunca polise de haber vermişlerdi. Bir müddet sonra olay yerine ambulans ekipleri ve polis ekipleri geldiklerinde torbacıya olayla ilgili klasik sorular sorucaklardı, ama polislerden birinin gözleri hala yerde uzanmakta olan çocuğun cebine takıldı, ceplerinde görünen poşet tarzı olan şeylere yakından baktıklarında bunun torbacı olduğunu anlayıp sedyeye bindiği an sedye demirlerine kelepcelediler, bu sırada da ambulans hastaneye doğru yola çıkmıştı tabi hemen arkasında da onları takip eden polislerde, hastane de daha düzgün bir ifade almaya hazırlanacaklardı ki, akıllarından bir yerden de bu kişinin Berat olduğundan şüpheleniyorlardı.

Berat bu olaydan habersiz bir şekilde Eda'yı beklemekten yorulmuş başka bir gün tekrar görmeye geleceğini söylemişti ve söz vermişti kendine, şimdi de Serkanla buluşmuş para kazanma yolları aramışlardı.  Serkan'ın aklına efsane bir fikir gelmişti, tabi Serkan göre efsaneydi. Berata bakarak, oyuncak tabancalar ile benzinlik soyalım dedi. Berat da olur kardeşim elimizden her iş gelir evelAllah diyip işe koyuldular, ilk önce bir markete gidip iki oyuncak silah baktılar, ama nasıl alacaklardı ki. Oyuncak silah bile alacak paraları yokken nasıl alacaklarını düşünmeye başladılar. Kasada oturan kızı gördükleri gibi akıllarına yeni bir plan geldi, Berat kızı oyalarken Serkan oyuncak silahları alıp çaktırmadan marketten çıkacaktı. Serkan tamam olur diye onayladıktan sonra Berat yavaş yavaş kasaya yürüdükten sonra kıza selam verip saçma sapan sorular sormaya, kızı darlamaya başlamıştı. Serkan'da arkasına koyduğu  tabancalar ile dükkandan çıkmış ve Beratı yolun karşısında beklemeye başlamıştı. Berat'da çıktıktan sonra gözlerine kestirdikleri ilk benzinliğe gelmiş ve orayı soymaya çalışacaklardı.

Polisler, hastaneye vardığında torbacıya ilk müdahalede çoktan yapılmış ve odaya alınmıştı, önemli bir durumu da yoktu. Polisler doktorla konuşup sorularını da hazırlayıp yanına girdiler, seni bıçaklayan çocuk kim tanıyor  musun? sürekli gelen bir müşterin mi?  ya da sana resim gösterelim, sen söyle. Ve buna benzer soruları üst üste sorarak torbacıyı köşeye sıkıştırdılar. Ne diyeceğini bilmeyen torbacı gösterilen resimlere hiç biri değil, bunlarla bir alakası yok kendisini ilk defa gördüm ve birini arıyor gibiydi diyerek Ömer'i tarif etmeye başladı. Uzun boyluydu elinde dövme vardı, çok fazla sakalı yoktu. Ömer de çoktan pişman olmuştu ama elinden hiç birşey gelmezdi, derdini de kimseye anlatamayacak kadar yalnızdı.

Yiğit artık yoğum bakımda değildi, normal odaya alınmıştı. Gün geçtikçe iyileşiyor ve yüzü gülmeye başlıyordu. Ama Denizi gördüğünde gözlerini kapatıp ona görmemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Deniz de bunu gördüğü zaman, acaba Yiğit ondan ayrıldığım için beni affetmeyecek? istemeyecek mi? diye endişelere kapıldı. Keşke hiç ayrılmasaydım deyip de durdu.

MAHALLE CİNAYETi (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin