Her Gerçek Birgün Ortaya Çıkar

37 11 17
                                    

Ertesi gününde Berat rüyasında eski sevgilisini gördüğü için onu görmek istiyordu. Ne kadar uzun yıllar önce ayrılmış olsalar bile hala kör kütük Eda'ya aşıktı. Mahallesine gidip onun kapısının önünde onu görmek için yola koyuldu.


Ömer hastanede kardeşinin yatağının yanında oturmuş çaresiz bir şekilde bekleyip çayını yudumluyordu ve bir anda yiğit hareket etmeye başladı. Yiğit kendine geliyordu. Ömer hemen bağırdı. "Doktor doktor kardeşim uyandı sanırım parmağını oynattı."diyerek Ömer seviniyordu. Ömer'in sesini duyan anne babası koridordan odaya koşarak girdiler ve Yiğit'in gözleri açılmıştı. Yavaş yavaş kendine gegeliyordu. Doktorlar "sizi dışarı alalım hemen yormayın hastayı kendine geldiğinde tekrardan görmeye gelirsiniz". diyerek aileyi odadan çıkardı. Koridorda beklemeye başladılar. Yiğit'in annesi bu güzel haberi Deniz'e vermek istedi. ve Deniz'i aradı aradı telefonu çalıyor fakat Deniz'i bir kere daha aramak istedi ve o sırada Deniz telefonu açarak " Özür dilerim telefon sessizdeydi". dedi ve ekledi "Efendim bir şey mi oldu? Yiğit iyi mi ? dedi. Yiğit'in annesi " Evet Deniz kızım Yiğit gözünü açtı haber vermek istedim."dedi Deniz çığlık atarak " Nee gözünü açtı mı ? Hemen geliyorum" diyerek telefonu kapattı. Deniz hastaneye yola çıkmak üzere çok seri bir şekilde giyinmeye başladı.


Polisler görüntülerden yola çıkarak Berat'a benzeyen birinin eşkâlinin peşine düştüler. En son nerde göründüğü, nerde kaldığını buldular.Ekipler yola çıkararak önceden uyuduğu, konakladığı harabelere giderek onu yakalamak için ipucu bulmaya çalışıyorlardı. Her seferinde Berat'a bir adım daha yaklaşıyorlardı.


Ömer hastaneden çıktı ve kafasına Berat'ı bulmayı koymuştu ve onu görüntülerden sokak sokak arayıp bulamayacağını öğrenmişti. Onu kötü yerlerde araması gerektiğini öğrendiği an torbacılara ve uyuşturucu satan kişilerle sormak istedi. Arkadaş çevresinden bu malların nasıl satıldığına dair hatta hangi semt, hangi mahalle olarak en detayına kadar bilgileri alıp yola koyuldu.


Berat dolmuşa bindiği an Eda'nın evine varmasına çok az kalmıştı ki ana yolda çevirme olduğunu gördü. Dolmuş şoförüne "Dur burada iniyorum."diyerek bağırdı. Şoför "burda indiremem ben seni arabalar izin vermiyor. İleride indireceğim." dedikten sonra Berat korkudan çılgına döndü ve bıçağı çıkarıp "Durdur arabayı yoksa a***** s****** lan" diyerek bağırdı. Araba bir anda sağa çekip durduğu an araba polislerin dikkatini çekti. Şoför seri bir şekilde hareket ederek polislerin yanına varmak istedi. Berat bu sırada çok hızlı bir şekilde ara sokağa girmeye çalışıyordu fakat gireceği kaybolacağı bir sokak olmadığından dolayı insan içine karışmayı tercih etti. Şoför " biraz önce arabamda biri bana bıçak çekti. Arabayı durdurmam için sizden kaçıyor olabilir." dedikten sonra polisler " Nasıl biriydi ?, üstünde ne vardı ? gibi birçok soru sorup bilgilerini alıp Berat'ı aramak üzerine dağıldılar. Berat polisleri görüp etrafta dolaştığını anladı. Onu arıyorlardı. Berat dua ediyordu. " İnşallah yakalanmam."diye "Yakalanırsam hapis yatarım." Bu durumdan kurtulmak istiyordu. Son bir kez Eda'yı görmek için canını vermeye hazırdı. Özlemiş ve rüyasındaki etkisi devam etmekteydi. Berat Allah'tan başka bir şey isteseydi sanki kabul olacaktı. Bir anda bir kadının çantası çalındı. Kapkaççı çantayı aldıktan sonra hemen koşmaya başladı. Polislerin tüm dikkati dağılınca kapkaççının peşine gitmeye başladılar. Bu sırada Berat kendi kendine gülümseyerek teşekkür etmeye başladı ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.


Ömer bir uyuşturucu satıcısının yanına vardı ve fiyatı sordu. Satıcı çaktırmadan fiyatı Ömer'e söyleyince Ömer konuyu değiştirmek için biraz oyalandı. Ömer birden söylenmeye başladı " Ya buralarda böyle bir çocuk vardı. Tanıyor musun ?" Satıcı sinirlenip " Sen kimsin ? Bana birilerini soruyorsun? Lan yoksa sen polis misin ?" diyerek Ömer'in çenesinin alt kısmına yumruğu yapıştırdı. Ömer yere düştüğü an hemen çocuğun arkadaşları yardıma geldi. Ömer'i bir güzel dövüp koydular.Ömer ağzı burnu kanıyor bir şekilde oradan uzaklaştı. Ama Ömer pes etmedi. Başka bir madde satıcılarına sormak istiyordu. İlk önce kanamasına müdale etmesi gerekiyordu. Bir eczaneye girerek "pamuk var mı?" diye sordu. Çalışanlar " Ne oldu ? ,Sen iyi misin ?, Bunu sana kim yaptı? sorularını sorarken Ömer nefes nefese kalmış bir şekilde cevap veremiyordu. Kanamaya müdale ettikten sonra Ömer'e bir bardak su verip kendine gelmesini istediler. Ömer suyunu yudumlarken duraksayıp " Yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Benim önemli bir hayat memat meselesi bir işim var ve ona devam etmek zorundayım." diye eczaneden çıkıp gitti. Ömer eline telefonunu alarak başka satıcıların yerlerini öğrenmek için arkadaşını aradı.


Deniz o sırada hastaneye ulaşmıştı.Yiğit'in babası hava almak üzere hastane bahçesinde bankta oturuyordu. Deniz yanına koşarak gitti. Deniz " şu an iyi mi ? "diye sordu. Babası "iyi kızım Allah oğlumu bana bağışladı.Onu gidip görebilirsin." diyerek göz yaşlarını tutamadı. Gözyaşları damla damla elbisesine düştü. Deniz "ağlama ama baba ben şimdi Yiğit'i görmeye gidiyorum." diyerek yanından ayrıldı.



MAHALLE CİNAYETi (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin