Nilay kapıdan giren çocuğu hatırladığında sadece çocuğa bakmakla yetindi. Yani o buraya flash belleği mi getirmişti? Gerip dönüp Batın'ın yüz ifadesine baktığında biraz utanmış hissetti. Utancın geri kalanını çaresizlik ele alıyordu çünkü.
Profesörlerden bazıları gülümsemeye başlayıp yeni gelen çocuğa selam verdiler. Nilay bu adamların normalde çok fazla kaba olduğunu düşünürdü ama sanırsa öyle değildi. Batın çocuğa karşı kaşları çatık şekilde bakarken çocuk profesörlere karşılık verdi."Teşekkür ederim profesörüm. Buraya arkadaşlarıma bende kalan bir şeyi getirdim."
Orta yaşlı profesör."Demek onlar senin arkadaşın ve sende bu işin içindesin. Açıkçası bu sunumdan beklentimi yüksek tutmaya başladım bile."
Bir diğer profesör,"Açıkçası onların bir şeyler kaybettiğini düşündüm ama durum öyle değilmiş. Gel bizimle otur Arda."
Arda gülümsemesiyle karşılık verip hocaların gönlünü çok kolay şekilde alabiliyordu. Nilay bu çocuğun bu kadar fazla değer gördüğünü asla tahmin etmemişti. Aslına bakarsanız oturuşu ve kalkışından belliydi her şey.
Arda başını sallayıp yavaşça Nilay'a baktı. Göz göze geldikleri sırada, Nilay'ın tam arkasında ki Batın hiç olmayacak kadar kötü bakıyordu. Nilay Ardaya doğru elini uzattığında Arda bir adım ileriye gelip flash belleği Nilay'ın eline koydu. Nilay gülümseyip Arda'ya başını salladı. Arda dönüp profesörlerin yanına oturduğunda sunum olup bitmişti.
Batın arkada durmuş kağıtları düzenlerken Nilay ona bakmak yerine hızlıca Arda'nın yanına koştu. Arda ellerini kaldırıp güldü ve,"Bir yere gitmiyorum." dedi.
Nilay ne kadar hızlı şekilde koştuğunu farkettiğinde utanarak gülümsedi."Teşekkür ederim. Eğer flash belleği getirmeseydin şuanda her şey mahvolmuş olacaktı.
"Her insan yapardı."
"Her insan yapmazdı." Nilay kelimeleri tam bastırarak kafasını yana eğdi."O yüzden ne kadar teşekkür etsem azdır."
Arda Nilay'ın duruşunu süzdükten sonra gülümseyip kafasını eğdi. Ardından Nilay'a bakarak,"Haklısın. Ama sadece bana teşekkür etmemelisin bence," Dedikten sonra dönüp gitmek üzere hazırlanmışken devam etti,"Çarpıştığın kızın ablası bana bu flashı sana vermem için verdi. Onu gördüğünde de teşekkürlerini ilet. Ve rica ederim."
Nilay onun arkasını dönüp gittiğini gördüğünde fazlasıyla karışık bir çocuk olduğunu hissetti. Batın'ın yanına dönmek en iyisiydi. Arkasına döndüğünde Batın'ın zaten hemen önünde olduğunu görmüştü. Her şeyi zaten dinliyor muydu? Eğer öyleyse bu kabaydı.
"Ne zamandan beri buradaydın Batın?"
Batın çevresine bakarak,"Şimdi geldim." dedi.
Nilay kafasını sallayıp Batı ile omuz omuza çıkışa doğru yürümeye başladı."Özür dilerim Batın. Böyle bir şeyi yaşamamız gerekiyordu. Bir kız koşarken bana çarptığında düşürdüğümü farketmedim."
Batın anlayışlı şekilde elini Nilay'ın beline koydu."Önemli değil. Şimdi her şey bitseydi diğer sene de deneyebilirdik. Senden önemli değil."
Nilay elinde hissettiği sıcak el ile irkildi ama belli etmemeye çalıştı."Bu akşam partimiz var. Şimdi gidip hazırlanmalıyız."
Batın."Şimdi mi? Ama açım ve sende açsın. Sabahın köründe hiçbir şey yemeden geldik. Restorana gidip yemek yedikten sonra dağılalım. Ben seni almaya geleceğim."
Nilay kafasında bazı şeyleri düşünüp tarttıktan sonra hiçbir sorun olmadığını onayladı. İkisi birlikte yemek yemeye gittiler.
Batın ve Nilay önlerinde yemeklerini yerken Nilay aniden Arda denen çocuğu hatırladı. Batın belki sorun etmezdi diye onun hakıkında konuştu."Adı Ardaymış. Flashı getiren yani.."