4. bölüm- yoğun gün

13 1 45
                                    

Nilay düzgün nefes almaya çalışarak olduğu yerde kaldı. Bir şeyler beklediğini düşünüyordu. Batın ona doğru yaklaşmaya devam etti. Her bir adım Nilay için yavaşça atılan kalp sesiydi sanki. Yavaş ve nazik, gürültülü ve dengesizdi. Nilay gözlerini kapatıp kapatmamak arasında birazcık dürtü hissettikten sonra Batın çoktan yaklaşmıştı.

Batın elini Nilay'a doğru uzatıyordu, bel kısmından tutmak içindi belkide. Nilay gözlerini kapatmak üzereyken bedenine dokunulduğunu hissetmedi. Göz kapakları yarıda kalmıştı. Kapı sesini duyduğunda içi tuzla buz olmuştu çoktan. Batın'ın sesini hemen başının üstünden duyabiliyordu.

"Kapım biraz arızalı olduğu için tam kapatamadın, Pazartesi günü yaptıracağım. Ama şimdilik  bu şekilde idare ediyorum." Batın Nilay'ın yüzüne bakarak gülümsedi. Nilay hisleriyle başbaşa kaldığını düşünerek yüz ifadesini hızla düzeltti. Neyseki Batın hiçbir şeyi anlamamıştı.

Nilay sesinin titremesini bastırmaya çalışarak konuştu."Kapının kapanıp kapanmadığından mutlaka emin ol. Gece veya gündüz farketmeksizin tehlikeli olabilir."

Batın mutfakta Nilay ve kendisi için kahve yapmaya başlamıştı. "Haklısın." Kahveyi bardağa yerleştirip bardağı oturma odasına götürdü. Nilay çantasını koltuğa bırakıp sandalye çekip masaya oturdu. Az önce olanları unutmaya çalıştı. Her ne kadar Batın Nilay'ın o an nasıl hissettiğini bilmesede Nilay kendi içinde mutlaka utanıyordu. Bu onun için zordu. Koşarak kesinlikle her şeyi Işıla anlatacaktı. 

 Batın sessizliğin fazla uzadığını gördüğünde içinden geçeni söyleyerek sessizliği bozdu."Gelmeyeceğini düşünmüştüm. Projeyi tek başıma yapıp yapmamak arasında kalmıştım." 

Nilay ufak şaşkınlık ile gözlerini açtı. Batın'ın Işıl'ın kendisini aradığından haberi yok muydu? 

"Ufak çaplı işlerim vardı," dedi Nilay bunun üzerine ne ekleyebileceğini düşünerek."Seni de aramayamadım... Üzgünüm."

"Önenmli değil. Seni arayıp hatırlatmamak benim hatam, yinede sen hatırlıyormuşsun zaten," Batın Nilay'ın üstüne tekrar baktığında ufak çaplı yoruma girişti."Arkadaşların ile dışarıda mıydın?"

Nilay elinde ki kahve bardağını sıkıp başını salladı. Ardından kahveyi dudaklarına götürüp ufak bir yudum içtikten sonra yerine koyup Batın'a."Elbise mi beğendin mi?" Diyip göz kırptı.

Batın gülümseyerek başını salladı."Güzel ama gece için uygun değil. Bunu bilerek üstüne neden ayriyeten başka bir şey almadın? Havada soğuk."

 Nilay Batın'ın kağıtları ayıran ellerine baktı. Güzel ellerdi. Cevap vermek üzereyken Batın'ın elinde ki yüzüğü farkettiğinde daha dikkatli baktı. Sanki bu yüzüğü bir yerlerden hatırlıyordu ama nereden olduğunu çıkaramadı. Neyse, fazla da önemi yoktu."Doğru. Fazla düşünmeden evden çıkmıştım."

Batın başını eline aldığı bi tutam sayfayı Nilay'a uzattı. Nilay eline alıp sayfada yazanları okuduktan sonra iyice kafasında anlamlandırdı. Boş kağıtları alıp  eline kalemi geçirdikten sonra iki üç yazılı kağıdı Batın'a verdi. Batın gözden geçirip bilgisayara yazarak kesin sonuçlandırdıktan sonra bu şekilde devam ettiler.

2 saatin sonunda çoktan bitmişti ve ikiside çok yorgundu. Nilay parmaklarını oynatmaya çalışırken, Batın ise gözlerinin şikayetini yapıyordu. "Gözlerim bozulacak, ah tanrım..."

Nilay yavaşça ayağa kalktı."Ayaklarımı hissedemiyorum artık. Bu bizim birlikte olan ilk projemiz... Eğer olumlu cevap alırsak mükemel şekilde ikinci aşamaya atlayacağız. Sonuncusunda ise belki ünlü olabiliriz..."

We Are Still YoungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin