Nilay iç çekip arkasını döndüğünde yerde ki kan izlerini gördü. Kanın sahibine bakmak için başını kaldırdığında Meriç ile göz göze geldi.
Meriç yavaş yavaş Nilay'a doğru yaklaştı. Batın'ın nereye neden gittiğini bilmiyordu ama bu fırsatı değerlendirip Nilay'a şuanda bir şeyler yapabilecek gücü kendinde bulabilir miydi? Nilay'ın dibine doğru fazlaca yaklaştı.
Nilay ne olduğunu anlamadı. Neden Meriç'in ona bu şekilde yaklaştığını da bilmiyordu, öylece bakmakla yetindi. Meriç'in kanlı elini kaldırdığını gördüğünde hızlıca geri çekildi."Burada ne yapıyorsun Meriç?" diye sordu. Ardından Meriç'in havada kalmış duran elini gösterdi."Eline ne oldu böyle?"
Meriç elini yavaşça indirdi ve küçük kahkaha attı."Önemsiz bir şey... Sahile gidiyordum, giden yol burdan da geçiyor da.
Nilay arkasına bakıp önüne döndü. Hemen düşündükten sonra,"Benimle gel elini saralım, bu şekilde kalması kötü durur." dedi. Meriç Nilay'ın peşinden gitti. Demek Batın'ı gerçekten seviyormuş ha? Batın seni hak ediyor mu sanıyorsun, diye düşünürken yüzü ifadeden yoksundu.
"Neyse ki fazla açılmamış. Bir dahakine daha dikkatli olmalısın." Nilay Meriç'in elini sararken Meriç'e sağlık konusunda söyleniyordu."Sonunda bitti."
Meriç sarılı elini kendine çekti."Teşekkür ederim." Bu kadar iyi bir kız Batın'ı nasıl sevebilmişti?
Nilay'ın sargı bezini tren istasyonunu gözetleyen adama geri vermesini izledi. Onun olmalıydı, ama nasıl olacaktı. Nilay yavaşça Meriç'e doğru geri yürüdü. Çantasını eğilip aldı. Meriç ayağa kalktı.
"Artık gitmem gerekiyor, yapmam gereken şeyler var. Kendine iyi bak Meriç." Nilay yavaşça Meriç'e el salladı ve dönüp yoluna gitti.
Meriç yerine geri oturdu. Arda'nın abisinin ona söylediklerini hatırladı.
Hayatını bir kız yüzünden mahvetmek istemezsin değil mi, diye sordu Efe. Meriç'in onu dinlediğini gözlemleyerek.
Ama seviyorum, Meriç hüzünlü şekilde başını masaya koydu. Asla kimseye kolay kolay aşık olmam, aşık olduğum kız bir başkasını gözlerimin önünde seviyorken ne yapabilirim, dedi.
Efe yavaşça başını sallayıp durumu değerlendirirken konuştu. Tıpkı bir abiymiş gibi. Nazikçe konuş, nelerden hoşlandığını öğren, en önemlisi ise onunla arkadaş ol, her şey kendiliğinden gelecek.
Ama hayır, Meriç bunu yapsa da olmayacağını düşünüyordu. Sonuçta Nilay bir başkasını seviyordu değildi? Zorla neden olmasındı?
Efe Nilay'ı dışarıda beklerken motorunu söndürmüştü. Azize'nin aramasını gördüğünde cevap verdi.
"Efendim?" Diye sordu Efe.
"Nasıl gidiyor? Var mı bir gelişme?" Azize'nin sesi heyecanlı şekilde geliyordu. Efe kendince gülümsedi ve,"Ne gelişmesi?" diye sordu.
"Ne olacak yahu? Nilay'ı mutlu ettin mi? Biliyorsun o mutsuz bir kız, tabii şuanlık ve sen de onu mutlu edeceksin."
Efe gelen Nilay'a baktı."Şimdi yüz yüze geleceğiz, kapatmalıyım." Dedikten sonra telefonu kapattı ve Nilay'ın gelişini seyretti.
Nilay Efe'nin konuşma aramasını sonlandırmasını izleyerek yürüdü. Ama aklında Işıl vardı. Işıl'a çoğu şeyi anlatmamıştı, bu Işıl'ın zoruna gittiği belliydi. Evden çıkmadan önce Işıl'ın merak dolu ve kırılmış yüzünü görmüştü.