Mutlu Olma Zamanı

78 9 1
                                    

                  - Mine

      Ellerim titriyordu.Sadece kapıyı açacaktım.Her gün yaptığım sıradan bir işti bu.Tek fark şu an yanımda Berke vardı.Rezil olmuştum.Kim bilir şu an ne düşünüyordu."daha kapıyı bile açamayan beceriksizin biri" gerçekten de öyledim. Sonunda kapıyı açabildim.Çantamı kapının yanına bırakıp onu içeriye davet ettim.Ona salonun yerini gösterdikten sonra izin isteyip odama çıktım.Hemen formalarımı çıkardım ve pantolonla bluzu üstüme geçirdim.Sonra da koşar adımlarla salona geçtim.Berke duvardaki resimlere bakıyordu.Konuşma ihtiyacı duydum.

   - Umarım fazla bekletmedim seni. 

   - Yok.Bende fotoğraflara bakıyordum.Bu kız kim sana çok benziyor.Ablan falan mı ? Ben seni tek kardeş sanıyordum.

  - Zaten öyleyim.Ablam o,ama 8 sene önce ... 

   Sesimin titrediğinin farkındaydım.Lanet olsun gözlerim de dolmuştu.Ölümünün üstünden 8 sene geçmişti ama yine de onun gidişine alışamamıştım.Aklıma her geldiğinde gözlerim dolar,bana her soruşlarında sesim çatlar,cevap veremezdim.Şimdi de aynı durumu yaşıyordum.Gözyaşlarımı saklamak istercesine kafamı öne doğru eğdim.Beni ağlarken görmesini istemiyordum.


         Berke ise düşüncelerimi okumuş gibiydi.Tek diyebildiği "başın sağolsun" olabildi.Sonra ikimizden de ses çıkmadı.Konuşamıyorduk.Aniden omzumda bir sıcaklık hissettim.Berke elini omzuma koymuştu.Ben buradayım diyordu sanki.Güven veren bir yakınlıktı bu.Bende buna karılık gülümsedim.Sonra o da gülümsedi.Birbirimize gülümserken aniden gözlerini şaşı yapıp dil çıkardı.Bende karşılık olarak sırıtmaya başladım ve ikimizde gülmeye başladık.Bir süre güldük ve o zaman fark ettim ki hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamşıtım.

                                                                  . . .

             Neredeyse bir saattir yazı yazıyorduk.Artık elimi hissetmiyordu.Berke de farksız sayılmazdı.Bir an kafamı çevirip yanımızdaki boş bardaklara baktım.Onlar da sıkılmış gibiydi.Biraz mola versek hiç fena olmazdı.

                                                                . . .

              Pudingi karıştırırken Berke'ye laf yetiştirmeye çalışıyordum.Mutfak ile salonumuzu ayıran tek şey sabahları kahvaltımızı yaptığımız masa tarzında bir mermer ve dört adet sandalyeydi.Biz üç kişiydik,dördüncü sandalye ne işe yarıyordu hiç bir zaman çözemedim.Neredeyse bir aydır buradaydım zaten,daha tam olarak odamı bile yerleştirmemiştim.Bu kadar kısa sürede bunu düşünmem bile büyük bir başarıydı.

            Ben bunları düşünürken aniden Berke'nin yanıma geldiğini hissettim ve irkildim.

    - Mine,öldün mü ya .Bi sesin kesildi sonrası yok.Kendini falan yaktın zannettim.

   - Merak etme şu anlık öyle bir planım yok. 

  -"iyi o zaman " dedi ve gülümsedi.Bende gülümsedim ve sonrasında biraz yardımın iyi olacağını düşündüm.

-Berke sende biraz yardım istesem.Şu kapağı açıp birkaç tane kase çıkarabilir misin ?

-"Tabi ki, burası değil mi ?" dedi ve kafamla onayladıktan sonra kaselere doğru yöneldi.

                                                             .  .  .

                Koltukta bağdaş kurarak oturmuş pudingimi kaşıklıyordum.Bir an izleniyormuş hissine kapıldım.Kafamı kaldırdığımda ise Berke'yle göz göze geldik.Kısa bir şaşkınlıktan sonra ikimizde kafamızı öne doğru eğdik.Sessiz geçen birkaç saniyeden sonra söze başladım.

    -Sende arkadaşların gibi misin ?,yani şu garajdakiler. 

  - "neden " diye sordu.

- Onlarla takılıyorsun.

  -Onların arkadaşım olması onlar gibi olduğum anlamına gelmez.Alican'la çocukluk arkadaşıyız.Diğeriyle yeni tanıştık.Alican'ın kuzeni.Onun davranışlarına bir şey diyemem.Alican'la ise birçok özelliğimiz sevdiğimiz sevdiklerimiz gibi şeyler aynı olabilir ama bu onun davranışlarını onayladığım anlamına gelmez.Hatta uyardım ama dinlemedi.

     Anladığım kadarıyla anlattıklarında haklıydı.Bunu garajda da görmüştüm.O arkadaşlarını engellemeye çalışmıştı.Fakat ben ve duygularım 'erkeklere olan nefretim' savunma içgüdüm devreye girince onun beni korumasına gerek yoktu.Zaten benim kimse tarafından korunmaya ihtiyacım yoktu.Bunu garajda bir kez daha kanıtlamıştım.

    Gözlerimin önünde aşağı-yukarı doğru inip çıkan bir karaltı hissettim.Yine dalmışım.Son dönemlerde çok dalıyordum.

-Pardon ya dalmışım bir an.

 - Fark ettim,anladığım kadarıyla şu zamanlar çok düşüncelisin.Birşey mi oldu ? 

 - Üzgünüm ama bunu bende bilmiyorum.Bu sıralar çok düşünüyorum. 

-Galiba bazı şeyleri kafaya çok takıyorsun.Üstüne gitmek istemiyorum,o yüzden sana sadece şunu söyliyeyim,konuşmak istersen ben buradayım,ayrıca şunu unutma hiçbir şey senden önemli değil ! 

  Haklıydı,hiçbir şey benden önemli değildi.Bunu biliyordum. 

                 


YENİ BAŞTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin