"Sonunda geldiniz!"
Üç arkadaş beraber odaya girdiklerinde sitem etti Changbin.
"Beni neden almazsınız ki? Öldüm öldüm dirildim burada!"
Kollarını hemen Hyunjin'in boynuna doladığında hisetttiği değer ve sevgi ile kalbinin titrediğini hissetti Hyunjin. Hyungının sarılmasına karşılık verdikten sonra konuştu.
"Merak etme hyung iyiyim"
"Eğer bir daha böyle bir şey yaparsan seni bu kaslı kollarla boğarım ona göre"
Changbin ufak çaplı tehditini savurduktan sonra saçlarını savururmuşcasına arkasını döndü. Hyunjin dahil herkes onun bu hareketine gülerken yurtta kalan gençler teker teker Hyunjin'e sarıldı.
"Bir daha böyle bir şey yaparsan çok kötü bozuşuruz Hyun ona göre"
"Merak etme Lixie~ söz yok öyle şeyler"
"Hyung valla büyük müyük demem bir tane geçiririm sağdan görürsün ebesininkini"
"Jeongin çok iyisin sağol ya"
"Ne sandın"
Sarılma işi bittikten sonra Hyunjin Felix'in kendisine uzattığı rameni eline aldı. Yatağına ilerleyip bağdaş kurarak oturduktan sonra yemeye başladı. Yemeğine odaklanmışken yataktaki doluluk hissi ile kafasını kaldırdığında
yatağïmda oturmuş ve kedi gibi gözlerle ona bakan Minho'yu görünce gülümsedi."Bir şey mi oldu hyung?"
Minho onun hyung demesine bozulsa da belli etmeden gülümsedi ve başını 'bir şey olmadı" dercesine salladı.
"Okul işini ne yapacağız?"
İşte bunu hiç düşünmemişlerdi. Hyunjin pek önemsemediğini belli etmek için omuz silktiğinde Minho Chan'a döndü.
"Chan hyung sen bı müdürle konuşsan olur mu?"
"Suho hocayla yakınım diye her bokta beni kullanın zaten. Hyunjin senin için demedim alınma sen iste yaparım zaten. Bu mallar beni kullanıyorlar baya."
"Sadece kullanıyoruz şükret istersen sikip atabilirdik de?"
Chan o çapkın sırıtışını takınıp konuştu.
"Emin ol Changbin sikilecek taraf ben olmazdım"
Changbin'in yanakları kızarınca onun tatlılığına gülümsedi Chan. Changbin'in yanında oturan Seungmin ona gülerken o yumruk bile sayılmayacak hareketini yaptı Changbin, ama bu sadece Seungmin'in daha da sesli gülmesine sebep olmuştu. Hyunjin arkadaşlarının halini sırıtarak izlerken ona yaklaşmak için çok iyi bir zaman olduğuna karar veren Minho kafasını yemeğini yeni bitirmiş Hyunjin'in dizlerine koymuştu. Ona alttan bakışlarını gönderirken sarı saçlı gencin üzerinde bıraktığı etkiden bihaberdi.
"Kızardın"
Hyunjin sahte bir tavırla konuştu.
"Kim? Ben mi? Yanlış görmüşsün yok öyle bir şey."
Minho sırıtarak bakarken konuştu.
"Bal gibi de kızardın işte"
Hyunjin kafasını yan çevirince ekledi.
"Çevirme. Kızarınca daha bir güzel oldun. Görmek istiyorum."
Hyunjin olabilecekmiş gibi daha da kızarırken içinden geçiriyordu. "Bu adam halis mi?" "Bir insan nasıl bu kadar etkileyici ve çekici olabilir?" Minho inatla kucağında yatmaya devam ederken duyduğu Chan'ın sesi ile şükretti.
"Haydi çocuklar hepiniz yatağa. Yarın okul var aynı zamanda sınav. Düşük not getireni döverim ona göre."
Minho Chan'ın tehditine göz devirirken istemeyerek de olsa Hyunjin'in kucağından başını kaldırdı ve yatağına ilerlemeye başladı. Hyunjin derin bir nefes aldığında eğer biraz daha kucağında kalsaydı bayılacağını bildiği oçin bir kez daha şükretti. Kafasını yastığa koyduğunda herkes birbirine iyi geceler diledi. Chan ışığı kapatmadan önce son bir kez herkesin üstü örtülü mü diye kontrol ettikten sonra ışığı kapattı. Herkes sırayla kendini uykunun kollarına bırakırken Hyunjin de kendini kabuslarla dolu geceye teslim etti.
•
Oy vermeyi unutmayın lütfen
Changchan harika bir şey lütfen Changchanı sevin, daha fazla değeri hak ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loss of Memory -Hyunho-
Fiksi Penggemar(Lee Minho x Hwang Hyunjin) Marketten dönen yurt gençleri sokakta baygın buldukları çocuğu yurtlarına götürür, gencin yurtta kalmaya başlaması ile yurtta garip olaylar yaşanmaya başlar.. The Neighbourhood- Flawless: Sen bir oyuncak bebeksin, kusursu...