2 hafta sonra
Çizgide yürürken bir yandan adımlarıma bakıyor bir yandan da sigaramı içiyordum.Onunla buluşma yerimize gelmeden sigarayı yere atıp söndürdüm.Sanırım kokusundan hoşlanmıyordu.
Yanından geçtiğim çiçeklerden birkaç tanesini koparıp parmak uçlarıma sürdüm.Naneli şekerden bir tane ağzıma attıktan sonra kafamı kaldırıp yola baktım.
Havalar artık ısınıyordu.Üzerimde beyaz tişörtüm ve ekoseli gömleğim vardı.Gömleğin yakasını düzeltip derin bir nefes aldım.
Son günlerde onunla görüşeceğim zamanlarda kendime daha fazla dikkat ediyordum.Birden duraksadım.
Neden onun için kendime özeniyordum?Neden sigaramı yanında içmiyordum?Neden onu görme düşüncesi bile kalbimde sıcak bir şeyler hissetmeme sebep oluyordu?
Sebebi tabii ki onun da benim gibi olmasıydı.Biz birbirimizi anlıyorduk.Aynı şeyi yaşıyor ve aynı şeyden korkuyorduk.
Sokağın köşesini döndüğünde görüş alanıma girdi.Beni görünce yüzüne kondurduğu gülümsemesiyle adımlarını hızlandırdı.Şimdilik düşüncelerimden çıkıp ona doğru yürümeye başladım.
Ayakkabısının birinin bağcığı açıktı.Adımlarımı hızlandırdım.Ayakları birbirine dolanınca yere düşmeden tuttum.Kollarını sıkı sıkı bedenime sararken kafası burnuma çarptı.
Kısa bir süre sonra kafasını göğsüme bastırdı.
"Çizgiden çıktım mı?"
Bedeni titriyordu.Sesindeki korkuyu hissettiğimde ayaklarına baktım.İkisi de hala çizginin üzerindeydi.Bir kolumu beline diğerini de saçlarına koydum.
"Korkma,hala çizgidesin."
Kafasını göğsümden kaldırıp sıkı sıkı kapattığı gözlerini açtı.Kaşları havalanırken kendini geri çekti.Çantasını çıkarıp içinde bir şey aramaya başladı.
Gözlerimi kısarak baktım.
"Ne oldu?"
"Burnun kanıyor.Özür dilerim hyung,sert çarptım.Benim yüzümden."
Elimi burnuma götürdüm.Hissettiğim ıslaklıkla geri çekerken parmağımdaki kana baktım.Çantasından çıkardığı mendille önce elimdeki kanı sildi.Daha sonra burnuma götürdü.
Küçük siyah gözleri endişeliydi.Dalgalı saçları her zamanki gibi alnına düşmüştü.Üzerinde beyaz gömleği vardı.Kot pantolonuna askı takmıştı ve o askı sevimliliğine sevimlilik katmıştı.
Gülümseyerek baktım.Burnumu sildikten sonra yüzünü kırıştırdı.Peçeteyi çöp kutusuna atıp tekrar bana baktı.
"Özür dilerim hyung.Düşeceğim diye çok korktum."
Bakışlarımı aşağı indirip çizginin altına baktım.Buzdan kılıçlar her yerdeydi.Öyle ölümcül duruyordu ki beni bile ürkütmüştü.Ona bakıp kafamı iki yana salladım.
"Önemli değil ufaklık."
"İyisin değil mi?"
"İyiyim."
Kafasını sallayıp bakışlarını aşağı indirdi.Çantasının askılarını tuttuğunda sarkan yanaklarına baktım.Çok yumuşak ve güzeldi.
Ellerimi yüzüne götürdüm.İki yanağını da tuttuğumda kafasını kaldırdı.Avuçlarımdaki yumuşak yanaklar gülümsememe sebep oldu.Sıktığımda dudakları büzüldü.
"Hyung ne yapıyorsun?"
"Mantıya benziyorsun."
"Annem de öyle söylüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çizgiler ve sen | Sope
Fanfiction"İkimizi de özgür bırakır mısın?" "Sen varsan ben de varım.Özgür olalım."