4 yıl sonra..Aradan 4 yıl geçmişti. 4 yıl boyunca bir kardeşim olmuştu. Evet,bu oydu. Min Yoongi. Yoongi benim arkadışım,sırdaşım,kardeşimdi. Her zamanımı onunla geçirdim. Birlikte güldük,birlikte ağladık. Her daim yanımda oldu. Hep bana destek olmuştu. Her konuda her zaman arkamda olmuştu. Onunla tanışdığıma asla pişman değildim. Gerçek arkadaşımı bulmuştum. 22 yaşına gelmiştim. Oda 25 yaşındaydı. Tanışdığımızda ben 18,o 21 yaşındaydı. Bu 4 yıl içerisinde başıma gelen en güzel şey oydu. Ailemdem hala bir haberim yoktu. Ama büyük ihtimalle beni çoktan unutmuşdular. Ama bu beni hiç üzmüyordu. Çünki onların yerini çoktan Min Yoongi tutmuştu. Şuan da tek sevdiğim ve tek değer verdiğim kişi oydu.
Yine bir sonbahar sabahıydı. Gözümü açdığımda penceremin önünde iki siyah kuş vardı. Çok tatlı görünüyordular. Büyük ihtimalle açdırlar diye düşündüm ve hemen elime bir yem getirip,onlara verdim. Tahminim doğru değildi. İkiside sadece bana bakıyordu. Pek umursamadım ve el yüzümü yıkayıp,üzerimi giyip odadan çıktım. Yolumu Yoongi'nin odasına doğru almıştım. Artık her sabah uyandığımızda ikimizinde ilk işi bir birimizi almaktı.
Odasının önüne geldim ve tam kapıyı açacakken bir vezir şöyle demişti;
"Min Yoongi odasında değil. Kendisi şuan Anderson John'un yanında. Jeon Jungkook gelince de onun Anderson'un odasına gelmesini söyledi."
"Peki. Teşekkürler."
Anderson'un yanına gitmem gerekmiş. Zaten onun yanına gidecektim. Artık çoğu zaman sabahları onun yanına gidiyorduk. Kendiside demek ki,erkenden uyanmış ve yalnız gitmiş.
Çok geç olmadan hemen Anderson'un odasının önüne gelmiştim. Kapıyı tam çalacakken vazirler ben çalmadan hemen kapıyı açmışlardı. İçeride Anderson ve Yoongi vardı. Sohbet edip,gülüyorlardı. Ben de içeri girdim.
"Ah,günaydın Jeon."
"Günaydın efendim."
Hemen geçip Yoongi'in yanına oturmuştum.
"Nasılsın bakalım?"
"İyiyim. Teşekkürler. Siz nasılsınız?"
"İyiyim ben de. Yoongiyle birlikte konuşuyorduk. Senin gelmeni bekliyorduk bizde."
"Bir şey mi söyleyecektiniz?"
"Evet. Çocuklar sarayımıza daha doğrusu dünyamıza yeni birisi geldi. Sizden ricam onunla konuşup,onu buraya alıştırmanız. Kendisi biraz çekingen birisidir."
"Kendisi şuan nerede?"
"Odasında uyuyor. Lütfen uyanınca onunla konuşun."
"Peki,efendim."
Biraz daha böyle konuştukdan sonra ikimizde odasından geri çekilmiştik. Sarayın bahçesine çıktık. Ortalıkta kuşların sesinden başka bir ses yokken,Yoongi bu sessizliği bozmuştu.
"Nedense içimde kötü bir hiss var."
"Neden?"
"Bilmiyorum. Garip bir gün nedense."
"Sen böyle konuşunca ben korkuyorum. Lütfen negatif düşünme."
"Tamam,tamam. Baksana hadi gidip şu yeni gelenle konuşalım. Anderson'un dediklerine göre çekingen birisiymiş."
"Tamamda nerede ki?"
"Odası ikinci kattaymış. Hadi gidelim."
"Tamam."
Birlikte onun odasına gitmiştik. Zaten vezirlere sorunca hemen odasını söylediler. Kapısının önüne geldik ve kapıyı çaldık. İçeriden "Girin" cümlesini duyunca kapılar açılmıştı. İkimizde odasına girmiştik ve kapıda arkamızdan kapanmıştı. Gerçektem de çok çekingen,utangaç birisine benziyordu. Çünki bizi görünce panik olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark World
RandomÖnceki hayatında sevdiği adamı kaybeden Jungkook, onun yeniden doğulacağını öğrenir ve onu aramak için dünyaya gider.