Tanrısal bakış;
Genç çocuk arkasındakini umursamadan evine doğru sürmeye başlamıştı. Bu hayat galiba ona zor gelecekti. Eğer ilk günden böyle şeyler yaşadıysa, diğer günler ne yaşayacığını düşünmek bile istemiyordu. Bir yandan buradakı insanları küçümsüyordu. Ne de olsa insanların onlar gibi özel güçleri yoktu, değil mi? Bu yüzden onları pek umursamıyordu. Sadece başına geleceklerden korkuyordu.
Kısa süre sonra evine gelmişti. Aracını arkadaşının bisikletinin yanına park etmişti. Kapıyı çalmıştı. Bu kapı saraydakı kapılardan çok daha farklıydı. Kapıyı bir vezir açacağını hayal etmişti. Ama yanılmıştı. Kapıyı açan arkadaşıydı. Derin bir nefes aldıktan sonra içeriye; salona keçip, koltuğa oturmuştu. Arkadaşı da kapıyı kapatıp yanına gelmişti.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır."
"Peki, neden kapıyı açar açmaz ofladın?"
Aradaşlar bir birlerinden hiç bir şey saklamazdı, değil mi?
"Okuldan çıktıktan sonra arka bahçede bir çocuğu dövüyordular. Aslında karışmayacaktım. Ama aralarından birisi çocuğa bıçakla saldırınca ben de kavgaya karışmak zorunda kaldım. Kısacası kavga etmiş oldum."
"Sana bir şey oldu mu?"
Arkadaşı için panik olan Yoongi Jungkook'un yüzünü incelemeye başlamıştı. Yüzüne bir şey olmadığını gördükten sonra eline bakmıştı. Elinin üzerin de bir kesik vardı.
"Jungkook, elin-"
"Önemli değil. Küçük bir kesik zaten."
"Bu küçük mü sence?"
"Evet?"
"Saçmalama. Hadi mutfağa gidelim. Elini tedavi edeceğim."
"Yoongi-"
Yoongi arkadaşının cümlesini bitirmesine izin vermemişti. Kolundan tutup mutfağa götürmüştü. Dolaptan ilk yardım çantasını açıp, arkadaşının elini tedavi etmeye başlamıştı. Bu biraz zaman almıştı. Çünki o arkadaşının canının yanmasını istemiyordu.
"Neden bu kadar büyütüyorsun ki? Alt tarafı küçük bir kesik. Hem güçlerim varken neden bu kadar uğraşıyorsun ki? Bir kaç saniye içerisinde hallederdim ben."
Yoongi birden yavaşlamıştı. Sanki arkadaşının son dediği onu kırmıştı. Ama kırıcıda bir şey dememişti. Sadece garip hissetmişti. Başını kaldırıp arkadaşına bakmıştı. Bu onların gözlerinin buluşmasına neden olmuştu. Jungkook "Ne oldu?" diye bakarken, o işine devam etmeye karar vermişti.
"Ne olacağı belli olmaz. Bu hayata alışmamız gerek. Ve bu yüzden bazı şeyleri de kendimiz yapmamız gerek. Her şeyi güçlerimizle çözemeyiz."
İşini bitirdikten sonra, yaralı eline bir bant yapıştırıp ayağa kalkmıştı.
"Bir daha bana haber vermeden hiç bir şey yapma. Bu gün eğer ben orada olmasaydım, çocukla kavga edecektin."
"Ne dediklerini duymadın mı? Bizi ezmeye çalışıyordu. Ve emin ol her kim benim yerimde olsaydı, aynı benim gibi yapardı."
"Anlıyorum Jungkook. Ama lütfen..Senden rica ediyordum dikkatli ol. Sinirlerini kontrol etmeye çalış."
Yoongi arkadaşına bir adım yaklaşıp, eliyle yanağını tutmuştu.
"Eğer kimliğimiz ortaya çıkarsa hayatımız biter Jeon. Lütfen sinirlerine hakim ol. Lütfen.."
"Tamam. Ve bu gün olanlar içinde çok üzgünüm. Sadece dedikleri sinirimi çok bozmuştu. Bir daha olmayacağına emin ola bilirsin."
Bunu dedikten sonra genç çocuk arkadaşına küçük bir tebessüm etmişti. Karşısındaki de onun tebessümüne karşılık vermişti. Yoongi dolapların birine yaklaşıp akşam yemeği için bir kaç malzeme çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark World
De TodoÖnceki hayatında sevdiği adamı kaybeden Jungkook, onun yeniden doğulacağını öğrenir ve onu aramak için dünyaya gider.