İlk gün

25 6 0
                                    

Gözümü güneşin işığıyla açmıştım. Açdığımdaysa kendimi tamamile başka bir yerde bulmuştum. Açdığım an zaten şoka girmiştim. Ama bir şey hatırladım; Ah..Burası Dünya değil mi? Yeni doğulanların yaşadığı gezegen..

Bu şeyi anladığımdaysa nedense gözlerim dolmuştu. Ne de olsa önceki hayatıma son koyulmuştu. Yalnızca benim değil. Yoongi'ninde hayatına sol koyulmuştu. Peki o neredeydi? Olduğum yerden kalkıp hemen onu aramağa başladım. Olduğumuz yer çok garipdi. Saray gimi değildi yani. Tamamile bambaşka. Bir bir tüm odalara girmiştim. Fakat hiç birinde onu bulmamıştım. Son odaya bir umutlu girmiştim ve onun yatakta uyuduğunu gördüm. Bir rahatlama hissiyle odadan çıkıp duvara yaslanmıştım. Etrafa dolu gözlerle baktım. Şaka gibi..Artık gerçektende yeni bir hayata başlamıştık. Kabul etmek istemiyordum ama gerçekler buydu işte. Dolmuş gözlerimi elim ile silip ayağa kalktım ve etrafı gezmeye başladım. Alt katta vardı. Oraya indim. Aslında alt kat bombuştu, siyah rengi koltuk dışında. Biraz kenarlara gittiğim de ise garip bir şeyle yüzleşmiştim. Farklı farklı kesici aletlerle dolu bir oda gibi yerdi. Yanında da bir kaç dolap vardı. Hemen oraya doğru ireliledim ve dolapları incelemeye başladım. Üstü açdığımda bardak, tabak, kaşık ve bu türlü şeylerle yüzleştim. Buradada mı bunlar vardı? Ben daha farklı olur diye düşünmüştüm ama bu şeyler Dünyada da varmış. Bıçakların bir çoğu duvarlardan asılmıştı. Onları da zaten bildiğim için pek ilgelenmedim. Fakat dikkatimi bir şey çekmişti. Pencereden görünen bir yer..

Penceri açıp dışarı baktım. Etrafta pek insan yoktu. Ama karşımda aynı saray gibi bir yer vardı. Çok büyüktü. Dikkatli izlediğimde onun faxlasıyla pencereleri vardı. Ama biraz daha yakından baktığımdaysa oradan birisi geçmişti. Ürpetici bir şeydi. Acaba onun ismi neydi?

Birisinin bana seslenmesi ile arkamı dönmüştüm ve Yoongi tam da karşımda dolu gözlerle bana bakıyordu. Hemen gelip bana sarılmıştı ve titrek bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"Ayrılmadığımız içim o kadar çok mutluyum ki. Gece sürekli eğer ikimizde farklı yerlerer olsaydık nasıl seni bulabilirdim diye düşündüm. Bu nedenle Anderson'a çok teşekkür ediyorum."

"Ben de çok mutluyim Min.."

1-2 dakika böyle kaldıktan sonra benden ayrılıp gözyaşlarını silmişti ve etrafa göz gezdirmeye başlamıştı. Oda aynı benim gibi olduğumuz odanın raflarını karıştırmaya başlamıştı.

"Yoongi. Şu karşıdakı şeye baksana. İçinde sanırım insanlar var. Nedir onun adı?"

Şaşkın bir şekilde oda yakından baktı.

"Bilmiyorum Jeon. Burada nasıl yaşaya biliriz inan hiç bilmiyorum. Burada bilmediğimiz çok şey var. Ve bunların hepsini öğrenmemiz gerek."

Bir şey demedim. Diğer odaları gezmeye başladım. Koltuğun olduğu odaya geçtim. Etrafa biraz göz gezdirdim ve koltuğa oturdum. Yumuşak ve oldukça rahatdı.

"Bu ev çok büyük. Ama saraydakı gibi değil. Burası acaba ne odası."

"Koltuk var. Sarayda olduğu gibi. Acaba bir yatak odası mı?"

"Bilmiyorum. Ama bence yatak odası değil. Başka bir şey.."

Bir şey demedi. Ayağa kalkıp üst kata çıktı. Ve bende tabii ki, onun arkasından gittim. Önce benim olduğum odaya geçti. Odada aynı bir pencere ve yatak vardı. Başka bir şey yoktu. Sonra kendi olduğu odaya geçti. Ondada aynı benim odam gibi bir pencere ve yatak vardı. Ve son olarak bir oda vardı. O odaya girdiğimizde de her şey tamamile aynıydı. Biraz daha buraları gezdikten sonra aşağıya inmiştik. Aşağı da sadece bir kapı vardı.

"Yoongi. Sence o kapıyı açmalımıyız?"

"Arkasında ne olduğunu merak ediyorum Jeon."

Bunu dedikten sonra kapıyı açmıştı. Ve dışarıdaki manzara ile karşılaşmıştık.

Dark WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin