3. Bölüm

303 53 7
                                    

Lonely - Justin Bieber & Benny Blanco

İyi okumalar, dilerim canlar. ♡

Harry yatmaya gittiğin zaman, Draco da kendi yatağına uzandı. Harry ondan neden kalmasını istemişti ki? Kabul etmek istemese de buna oldukça ihtiyacı vardı. Bazen aralarındaki düşmanlığı çocukça buluyordu.

Kafasındaki düşünceleri bertaraf edebildiğinde bir süre uyumaya çalışsa da zihnine dolan görüntüler uyumasına engel oluyordu. Kulaklarında Dumbledore'un yalvaran sesi çınlıyor, Snape'in bakışlarındaki ifadeyi unutamıyordu.

Niye böyle olmak zorundaydı ki? Niye birileri ölmek zorundaydı? Bundan nefret ediyordu. İnsanları sevmeyebilirdi lakin ölmeleri bambaşka bir şeydi.

Aklına teyzesi geldiğinde içi ürperdi. En çokta o insanlara işkence etmekten zevk alıyordu. O ve Karanlık Lord yaşayan en acımasız büyücülerdi. Gözlerinin önüne gelen anılarla titremesine engel olamadı. Yatakta durmaktansa kalkmaya karar verdi. Weaslylerin evinde olduğuna hala inanamıyor olsa da aşağı indi. Su içmek için mutfağa yöneldiğinde duyduğu konuşma sesleri ile adımlarını durdurdu. İçindeki meraka engel olamamıştı.

"Sence Dumbledore niye Malfoy çocuğunu korumamızı istedi, Remus?" Bir süre ses gelmedi.

"Onda bir şey görmüş olmalı. Ve bende gördüm, Tonks. Birkaç yıl önce onların öğretmeniyken, kendini nasıl alayların arkasına sakladığını gördüm. Sirius eğer onu görseydi, onun James'e benzediğini söylerdi. Fakat aralarındaki fark şu, Draco ne kadar ukala ve gıcık olsa da hiçbir zaman Harry'e gerçek bir zarar vermedi. Sözlü tacizleri bile, James kadar ileri gitmiyordu. En azından ben arkasından bir kere kara büyü gönderdiğini hatırlamıyorum." Birkaç saniye sustu. Fakat sonrasında devam ederken sesi kendinden daha emin çıkıyordu. "Babası Lucius, teyzesi Bellatrix olmasına rağmen böyle olması, normaldi. Her zaman onun sadece dikkat çekmeye çalışan küçük bir çocuk olduğunu düşündüm." Öyle miydi? Oysa yılın başından beri bir sürü şey yapmıştı. Üzerine Ölüm yiyenler onun sayesinde Hogwats'a girebilmişlerdi. Dombledore'u öldürmemiş olsa bile onun yüzünden ölmüştü.

"Dumbledore, Snape'e de güvenmişti, Remus. İşin en üzücü tarafı biz de onun iyi tarafta olduğuna inanmıştık... Bu çocuk Dumbledore'u öldürecekti." Snape iyi tarafta mıydı? O zaman gözlerinde gördüğü ifade bir yanılsama değildi. Gerçekten bunu yapmak zorunda olmaktan nefret ediyordu. Bu onu kahrediyor olmalıydı.

Çoğu zaman onun niye diğer ölüm yiyenler gibi olmadığını düşünür, bulamazdı. Sanırım bulmuştu, o hepsinden farklıydı çünkü onlardan birisi değildi. O zaman, gerçekten onu korumaya çalışmıştı.

Fark ettiği gerçekle sarsıldı. Babası Azkabana girdiğinden beri tüm insanların ona tavrı değişmişti. Sahtelikleri gün yüzüne çıkan insanlar yüzünden benliğini anlamlandırma arayışı, Karanlık Lordun verdiği görevi gerçekleştirmeye çalışırken parçalara ayrılmıştı. Dombledore'u öldürmeye çalışırken bunu yapabileceğine kendi bile inanmıyordu. Sadece yapmak zorundaydı, annesini kaybetmeye dayanamazdı.

"Hayır, Snape ve Draco aynı değil. Draco, sadece çocuk Tonks. Kötü biri değil lakin tamamen iyi de diyemem... Dumbledore'u öldürmesi görevi verilmiş evet ama yapmadı. Ne kadar denerse denesin yapamadı... Bunu tercih etmedi yine de nasıl korkmuştur, düşünsene."

'İyi biri nasıl olunur?' Sorusu yankılandı dimağında. Bu sorunun cevabını asla bilemeyeceğini düşündü, Draco.

"Sanırım haklısın." Sandalyenin sürtünme sesi geldiğinde Draco birkaç adım geriledi ve saklanabileceği bir yer aradı. "Ama dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Çocuğu sadece koruyacağız, onu bu işleri dahil edemeyiz. Ve annesini de unutmamak gerek. Yarın Narcissa Malfoy'un yanına ben gidebilirim. Ona durumu anlatırım ve gelmek isteyip istemediğini sorarım, olur mu?" onlar mutfaktan çıkarken Draco saklanmıştı bile.

"Yanına gitmendense önce ölüm yiyenlerin çözemeyeceği gizli bir mesaj göndermemiz daha güvenli olur. Onu ve seni tehlikeye atmayız. Belki de Draco'nun bizimle geldiğini anlamamışlardır. Sadece saklandığını düşünüyor olabilirler."

"Olabilir. O zaman mektubu görenin başka, sadece Malfoy kanına sahip biri alınca başka görünecek şekilde yapmamız daha mantıklı olur. Bunun için Draco'nun kanıyla mühürleriz, okunduktan sonra da mektup kendini imha eder." Böyle bir şey yapmak, acaba annesini tehlikeye atar mıydı?

"En mantıklısı bu. İyi geceler." Zaten yaptığı şeyle bunu yapmamış mıydı? Hala anlamadılarsa gitse belki annesini öldürmezdi.

"İyi geceler," anlamamışlarsa bile yapmadığı için onu cezalandırırdı, Karanlık Lord.

Anladıysa ve geri dönerse ona ders vermek için annesine acılar çektire çektire, gözlerinin önünde öldürürdü.

Ne olursa olsun, Karanlık Lordun yanına gitmek istemiyordu.

Yüzü yaralı adamda uzaklaştığında sarışın çocuk nefesini dışarı verdi. O kadar kötü davrandığı bu adam şimdi niye onu savunmuştu ki? İçinde bir şeylerin burkulduğunu hissetti. Sanırım pişmanlık dedikleri şey olmalıydı bu. Suyunu alıp masaya çöktü. Profesörün dediğinin aksine kötü bir insandı. Bunu biliyordu. İnsanlara zorbalık yapmaktan hoşlanan bir yanı vardı. Üstün olmayı seviyordu.

Bir yanı kendisinden hep nefret ediyordu. Bütün o yaptıklarından, olduğu kişiden, yapmaya mecbur bırakıldıklarından... Birilerinin dediklerini kukla gibi yapmaktan... küçük bir çocuk gibi onay bekleyen yanından. Onun dikkatini çekmek, gözlerini beş saniye fazla üzerinde hissedebilmek için saçmalayan tarafından... En çokta önemli biri olmayı istemekten, nefret ediyordu.

Annesinin, ona herkesin önemli olduğunu, herkesin gerekli olduğunu söylediği geldi aklına. Önemli biri olmak demek, kendisinin sandığı gibi değil demişti. Kendisinin ne kadar büyük bir yanlışta olduğunun farkına varmasını sağlamıştı.

Evde hep bahsettiği tek insan vardı. Kızgınlıkla, hüzünle, bazen ufak tebessümlerle lakin gözlerinin içi hepsinde parlayarak... Babasıydı...
"Eğer bir gün imkânın olursa, arkana bakmadan kaç. Bütün bu kötülük ruhuna işlemeden kaç. Seni ele geçirmesini asla istemiyorum ama onlara engel olamıyorum. İşte o yüzden buna tutun," demişti.

Şimdi annesinin dediği gibi kaçmıştı. Lakin annesi onsuz ne olacaktı?

Merhabalar efendim, nasıl gidiyor?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar efendim, nasıl gidiyor?

Bu arada çok önemli bir haberle geldim, HBO, Harry Potter dizisini kitaplara bağlı çekeceğini açıklamış. Ben bu konuda umutluyum. Şahsen daha fazla Hogwats'a hayır demem. Kitapları filmden daha çok seven birisi olduğum için bazı sahneleri daha detaylı görmek istiyorum. Yani kitapta olup filmde olmayan onca sahneyi o kadar çok görmek istiyorum ki... Birde her sahneyi yeşil ekranla çekmeye çalışmaktansa özellikle bazı mekanları hazırlamlarını çok isterim. Ortak salonlara ayrı ilgim var. Birde hep şey istemişimdir, diğerlerinin gizlice diğer ortak salonlara gitmesini ve birlikte takılmalarını. (Weasly ikizlerinin şakalarını. Aslında çapulcuları da öyle, onları daha fazla görebilir miyiz, merak ediyorum.) Biraz eğlence görmek istiyorum sanırım.

Şeyi de merak ediyorum, acaba Drarry moment alır mıyız? Rowling ile birlikte yürütülen projede pek umudum olmasa da...

avada kedavra | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin