"Karan bey bir hanım geldi. Defne hanımla görüşmek istiyor" dedi.
"Kim peki?" diye sordu babam. "Söylemedi efendim" dedi yardımcı abla. Kapıya doğru gidecekken Kerem abim kolumdan tutarak "Hadi biz yukarı gidelim abicim" dedi. Merak ediyordum ama. Bunu kabul etmeyerek "Hayır ya beni istemişler." dedim. Yeniden hareketlenerek babamın arkasından kapıya doğru gittim. Karşımda gördüğüm kişiyle sendeledim. Babam bağırarak "Berk, Defneyi uzaklaştır hemen" dedi. Ben donmuş şekilde hiç haraket etmeden durmuştum. Berkin beni ittirmesiyle kıpırdadığımda onu kendimden uzaklaştırarak kapıdan dışarı çıktım. Sözde annemin önünde dikilerek omzundan itekliyordum. "Sen hangi yüzle buradasın?"
"Sen hayatımı sikmişken 13 yıl sonra kapıma gelemezsin."
"Sen orospuluk yapıp adamların kucağında fingirderken. Beni abim kurtardı.Şimdi gelip hayatımızın içine sıçamazsın. Bizden uzak dur. Nefret ediyorum senden. Beni takip edemezsin. Sevdiğim insanlara bana karşı kullanamazsın.Beni satamazsın. Bana dokunamazsın." çığlıklarım boğazımı yırtarcasına yankılanıyordu. Hiçkimseyi duymuyordum. İçimdeki öfkeyi kusuyordum sadece. Karşımdaki kadını itekleyerek bahçeden çıkarmıştım. Herkes bir şeyler söylüyordu ama krize girmiştim. Kendimi kaybetmişcesine saldırıyordum.
Arkadan beni tutmaya çalışan abimlere bağırarak "Bırak beni. Öldürücem onu. Bırak." diyordum. Ne kadar itmek istesemde Berk abim beni sıkıcasına tutmuştu. Kucağına alarak eve götürüyordu beni. Babam onunla konuşuyordu hala. "Baba" diye çığlık attığımda. Kadının gözlerinden şaşkınlık daha sonra sinsi parıltılar geçmişti. Berk abim eve girdikten sonra beni salmıştı. Babam da içer girip bana sarılınca hıçkırarak ağlamaya başladım.
Bitmiyordu. Huzur hayatıma bir türlü dahil olamıyordu.
Odama çıkmıştık Babam saçlarımı okşayarak sakinleşmemi bekliyordu."Yarın Asafla görüşücem. Yüzleşmek için" dedim burnumu çekerek. İlk başta kaşlarını çatsada anlayışla karşılayarak "Tamam ama Faruk yanında olucak." dedi koruma abiyi kast ederek. Oğuz abim elinde tepsiyle odaya girince yattığım yerden kalktım. "Açsın deminden beri hem ilaçlarında var iyi geli sıcak çorba" dedi yanıma oturarak. Kucağıma tepsiyi koyduktan sonra "Abi biz aşağı inelim." dedi Babam sıkıntılı nefes vererek odadan ayrıldığında abimlere bir açıklama yapacağını biliyordum. Neyi ne kadar anlatırdı bilmiyorum. Ben suçsuzum bunu biliyorum. Hiç bir yere kaçmayacağım sonuna kadar benim canımı acıtan herkesin canını alıcağım gerekirse.
Asafla başlayacağım ilk..
❄️❄️❄️❄️❄️
Doğum günüme daha 5 gün vardı o zamana kadar her şey planlı olucaktı kusursuz şekilde. Ama sonuç zaman alıcaktı. Doğum günüme yetişmeyecekti. O partide herkesi şaşırtan olaylar olmayacak demek değil tabi bu.
Telefon temin etmiştim 2 gün içerisinde kendime. Barışla konuşuyorduk lazım olduğu kadarıyla her şeyin yolunda olduğunu biliyordu.
Asafın numarasını tuşladım telefonumdan. "Merhaba, Bugün görüşelim. 1 saate Gloriada" dedim ve onun cevap vermesine fırsat tanımadan kapadım. Önümde duran yemekten bir kaç lokma aldıktan sonra masadan kalktım. Bugün evde kimse yoktu herkes dağılmıştı.
Faruk abiyle önce kitap almak için mağazaya gitmeliydim. Oradan cafeye geçicektim.
......
Rafları dolaşırken bir sürü yeni kitap almıştım. Şeker portakalı setini, Ateşpare setini ve Zar adamı almıştım. Zar adamı okumaya başlayacaktım ilk. Diğerlerine hakimdim zaten az buçuk.
Kafeye geçtiğimizde Faruk abi babamın talimatıyla içeride durmakta kararlıydı gitmeye ikna edemiyordum kendisini.En sonunda pes edip zar adamı okumaya başlamıştım. Çok geçmeden Asafı gördüm. İçimdeki garip hise anlam ve tanım veremiyordum. Ne yapmam gerekiyordu ayağa kalkıp elini mi sıkmalıydım.
Saçmalama Defne iş yemeğinde misin ?
Karşıma geldiğinde Merhaba diyerek oturdu. "Bana anlatmak istediğin şeyler vardı dinliyorum" dedim dümdüz bir sesle. Asaf şaşkınca bana baktı "Böyle söyleyince toparlayamıyorum kelimeler mi. Çok değişmişsin. Soğuksun" dedi yüzsüzce. Alayla gülüp "Çok özür dilerim biri hayatımın içine ettide. O biri şu an karşımda. Kalpli gözlerle karşılayamadım pardon" dedim.
"Ne söylesem affetmeyeceksin biliyorum. Ben seni gerçekten seviyorum. İnanmayacaksın çünkü güvenini kaybettim. Senin kırmızı çizgindi. Yapamadım. Ama yemin ederim ben böyle olsun istemedim. Bilmiyordum hiç bir şeyi. Sema hanım beni inandırdı seni sevdiğine. Seni özlediği için artık ayrı kalamıyordu. Bana bazı şeylere mecbur olduğunu anlattı. Karşına geçmeye korkuyordu. Zor bir karakterinin olduğunu biliyordu. Bana anlattı. Mantıklı gelince ona yardım etmeye çalıştım. Ama sonra çok sonra artık seni kaybetmiştim Karan abi anlattı bana gerçekleri." dedi ellerini yumruk yapmıştı. Şu an ki duruma sinirleniyordu. Aslında onun suçu yoktu kandırılmıştı sadece. Babam ondan daha çok suçluydu mesela...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor abiler
ChickLitBabama taraf döndüm ve gözlerimi açtım. şirinlik bile yapmaya cesaret edemediyim yüz ifadesiyle karşılaşınca yutkundum. "Bir daha bu kapı kilitlenirse sana ne demiştim defne" dedi ürkütücü ses tonuyla. ben sessiz kalınca "tamam ben hatırlatayım biz...