HABER

144 32 4
                                    


Kapak için Kerime aşkıma teşekkürler. ❤️


Bağdaş kurup bilgisayarı açtım. Acaba sosyal medya hesaplarıma girsem mi diye düşünüyordum. Bu düşüncemden vazgeçip. Haberleri okumayı seçtim. Haberlerin olduğu sayfayı açtığımda ilk karşıma çıkan karşısında şok olmuştum. Böyle bir şeyi asla beklemiyordum....

"İMKANSIZ AŞK GERÇEK OLDU"

Büyükçe yazılmış bir yazı ve altında geçen gün Uraz'ın beni otelden almaya geldiğinde çekilmiş olduğunu düşündüğüm bir fotoğraf. Buna inanamıyordum. Ben arabaya bindiğimde çekilmiş olacaktı ki pek de aşk yaşar bir durumumuz yoktu. Altta yazan yazıyı okuduğumda adeta dilim tutulmuştu.

"Ünlü iş adamı Kerem KAYAER'in kızı Melis KAYAER düğününden kaçtı.

Geçtiğimiz günlerde düğününden kaçan Melis KAYAER haftalardır ortalarda yoktu. Fakat önceki hafta Pazar günü büyük bir otelden Uraz AKAYLA birlikte çıkarken görüntülendi. Melis KAYAER'in düğününden Uraz AKAY ile aşk yaşadığı için kaçtığı söyleniyor. Büyük iş adamları Kerem KAYAER ve Çetin AKAY arasında kısa süreler önce anlaşmazlıklar olduğunu biliyorduk sizce bu durum aileyi nasıl etkileyecek? İkilinin son durumlarını öğrenmek için takipte kalın..."

Bunlara inanamıyordum. Nasılda yalan haber yapıyorlar. Bundan Uraz'ın haberi var mıydı acaba? Onu aramak için telefonu elime aldığımda aramaktan vazgeçip telefonu tekrar kenara bıraktım. Nasıl olsa birazdan görüşecektik. Babam bu haberden sonra iyice küplere binmiş olacak ki öyleydi. Onun bu haberden sonraki halini karşımda görebiliyordum. Tüylerimin diken diken olmasına sebep olan görüntüyü biran önce beynimden silip ayağa kalktım. Bilgisayarın ekranını indirip kapattım. Birazdan Uraz gelirdi o gelmeden önce iyi bir duş almam gerekiyordu.

Banyodan çıkınca doğru dolaba yöneldim. Temiz iç çamaşırlarımı vücuduma geçirip üzerine de mavi üzeri beyaz desenli göbekten bağlamalı gömleğimi geçirdim. Boyfriend bir Jean bacağımdan sıyırıp siyah topuklu ayakkabılarımı da ayağıma giydim. Artık hazırdım vazgeçilmez Victoria Secret parfümümü de vücuduma doldurduktan sonra son kez aynaya baktım. Bana göre bir insanı tamamlayan en önemli şey kokusudur bu yüzden parfümsüz asla dışarı çıkmazdım.

Çok geçmeden Uraz gelmişti. Aşağı yanına indiğimde her zamanki yerinde arabada bekliyordu bende geçip yan koltuğuna oturdum. Arabanın motoru sessiz bir şekilde çalışırken bende Başağa mesaj çektim ve önceki buluştuğumuz kafeye gelmesini söyledim.

"haberleri gördün mü?"

Araba oluşan derin sessizliği bozarak bir soru sordum. Kafasını bana çevirmeden cevapladı.

"Evet gördüm. Bu ikimiz içinde iyi olmadı."

Dedi gözünü yoldan ayırmadan "Kesinlikle" dedim kafamı sallayarak.

"Kesinlikle iyi olmadı."

Başak kafeye çoktan gelmişti. Arabayı otoparka park edip indik. Masaya geldiğimizde Başak oturduğu yerden kalkıp bana sarıldı. Kafasını döndürüp Uraza baktıktan sonra boş gözlerle bana baktı.

"Uraz bu başak" dedim elimle Urazı gösterirken. "Başak buda Uraz" dedim aynı şekilde Başağı göstererek.
"Memnun oldum"
dedi başak elini uzatarak. Urazda karşılık verdi. Masaya oturduğumuzda içecek bir şeyler sipariş verirken etrafta büyük bir sessizlik vardı. Arabada Uraz'a sorduğum soruyu başak bana yöneltti.

"haberleri gördünüz sanırım."

Dedi. Biran Urazla göz göze gelmiştik. Sorusunu cevaplamak yerine bende bir soru sordum. "Asıl babam gördümü?"

Derin bir iç çekerek gözlerimin içine baktı.
"Durumlar pek iyi değil Melis. Baban delirmiş durumda geçen gün şirketin önünde gazetecilere yakalanmış saçma sapan sorular sormuşlar. ayrıca..." dedi kafasını Uraz'a çevirerek. "Ayrıca Akay'larla öncelere dayanan bir husumetleri varmış ve buda durumu tetikledi." dedi kafasını bu kez bana çevirerek. Kafamı aşağı indirip bir süre ayaklarımı izledim.

"Yarın İstanbul'a gidiyorum."

İçeceğinden bir yudum almakta olan Uraz biranda öksürmeye başlayınca kafamı kaldırdım. İkisi de oldukça şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
"Nereden çıktı şimdi bu"
Uraz öksürüğü geçince konuşmaya başladı. Başakta onu onaylıyordu.
"Görmüyor musunuz? Buldular beni. Kaldığım oteli dahi biliyorlar. Babamın adamları çoktan otele gitmişlerdir bile. Daha fazla burada kalamam."
Diye çıkıştım onlara.
"Bizde kalırsın."
dedi Uraz şaşkın bir sesle. Dalgamı geçiyordu bu. sanki onu bulamayacaklardı.
"Selenle aranızı yeterince mahvettiğimi düşünüyorum Uraz. nasıl o eve geri dönmemi beklersin?"

"Bence..." dedi başak üzgün bir sesle.
"Bence etraf sakinleşene kadar ortalıkta görünmesen daha iyi İstanbul'a gitmen en mantıklısı."
Uraz ifadesiz yüzüyle başağa bakarken ben çoktan kalkmaya hazırlanıyordum bile. Benimle birlikte kalkınca çıkışa doğru yöneldim. Başak yürürken bir anda koluma girince afallamıştım.
"Bu çocuğun kim olduğunun farkındasın değimli."
Dedi iğneleyici ama hafif bir ses tonuyla. "Biliyorum." Dedim "Biliyorum Ünlü iş adamı Çetin Akay'ın biricik oğlu ayrıca babamın davalısının da oğlu" dedim alaycı bir tavırla ellerimi kaldırarak.
"sen geç dalganı bakalım" dedi kolumdan çıkıp

"Bundan sonra olacaklara kendini iyi hazırla."

BANA BU HİKAYEDE EN ÇOK DESTEĞİ VEREN ARKADAŞIMA ÇOOK TEŞEKKÜR EDERİM İYİ VARSIN ÖZGE SENİ SEVİYORUM.

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ❤️

KADERE İNANIR MISIN?® //düzenleniyor//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin