Taksi

516 64 18
                                    



Ayaklarımın acısına daha fazla dayanamayıp topuklu ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım. Yalın ayak koştuğum ormanlık yoldan kurtulup sonunda caddeye çıkabilmiştim. Sokaktaki insanların şaşkın bakışları arasında arkama bakmadan koşuyordum. Tek istediğim buradan biran önce uzaklaşmaktı. Çünkü muhtemelen babam,Arda ve adamları çoktan peşime takılmışlardı.

Caddenin karşısında duran ve hareket etmek üzere olan taksiyi önüne atlayarak durdurdum. şoförün şaşkın surat ifadesi üzerine geçip arka koltuğa oturdum. üzerimdeki gelinlik yüzünden rahat hareket edemesem de hızla arabaya yerleşmiştim. Takside müşteri vardı ve hemen yan koltuğumda oturuyordu. üzerinde müthiş bir smokin vardı. Gözlerimi ondan almayı başarıp arkasını dönmüş beni izleyen taksiciye döndüm.
"Peşimdeler"
dedim telaşlı bir sesle. Anlamadığı suratından belliydi. Bu kez daha açıklayıcı bir şekilde
"Sadece buradan uzaklaşabilir miyiz?" dedim gözlerimi devirerek. Sözlerim üzerine taksici önüne dönüp arabayı hareket ettirdi. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım.

Yanımdaki takım elbiseli adam beni süzüyordu ve sanırım gülüyordu.

"Komik olan ne"

dedim sinir olmuş bir ses tonuyla. "Sen" diye karşılık verdi gülemeye devam ederken.
"Neden? Daha önce hiç taksiye binen gelin görmedin mi?" dedim alaycı bir tavırla "Hayır" dedi bu kez dişlerini göstererek. Haklıydı genelde gelinler üzeri süslenmiş güzel arabalarla giderlerdi. Tekrar ağzımı açtım kendimi savunmam gerekirdi.

"Hem bana diyorsun ama kendinde düğüne gider gibi giyinmişsin."
Dedim. Bir adım öndeydim. Adam tekrar konuştu.
"Çünkü bugün nikahım var ve benim yetişmem gerekiyor"
lanet olsun yine öne geçmişti. Sessiz kalma hakkımı kullandım ve kafamı pencereye yaslayıp dışarıyı izledim. İki dakikalık sessizliği adam bozdu

"Sen kimden kaçıyorsun? Hem de bu halde."
Kafamı adama döndürdüm
"Babamdan ve onun aptal arkadaşının aptal oğlundan"
adam şaşırmıştı. "Babandan mı?" diye tekrarladı. "Evet babamdan" diye onayladım bende. Ve devam ettim. "Babamın arkadaşının oğlu; Arda. Beni onunla evlendirmeyi düşünüyorlarmış ilk başta istemedim sonra herkes baskı yapınca kabul ettim düğün günü gelince de bunu yapamayacağımı anlayıp, kaçtım."

Adam sessizce beni dinliyordu. "vay be" dedi konuşmamı bitirince. İstemeyerek de olsa gülmüştüm, adamın söyledikleri komiğime gitmişti. Elini uzattı
"Ben Uraz"
dedi hafif bir tebessümle. bende elimi uzattım "Bende Melis." Tekrar gülümsedi. Gülümsemesi çok tatlıydı adeta insanı büyülüyordu bir süre el ele bakıştıktan sonra taksicinin kornasıyla irkilip ellerimizi çektik. Taksici arabadan inmişti ve dışarıdaki bir adamla tartışıyordu. Uraz kendi kendine mırıldanıp saatine bakıyordu. "Geç kalıyorum hadi ama" birkaç saniye telaşla saatiyle bakıştıktan sonra arabanın kapısını açıp,indi.

"Hey nereye!"

Peşinden bağırmıştım duymayınca bende arabadan indim. tekrar seslendim

"Nereye gidiyorsun"

yürürken arkasını dönüp cevap verdi

"Düğünüme"

öylece kalmıştım ben ne olacaktım gidecek bir yerim yoktu.

"Ben ne olacağım"

tekrar döndü
"Bilmem dolu olan taksiye binen sensin" yürümeye devam ediyordu öylece trafiğin ortasında kalmıştım. Daha fazla dayanamayıp Uraz'ın peşine takıldım. Adımlarını takip ederek ilerliyordum arkasından. Arkasını dönüp baktı, şaşkın bir şekilde gülümsedim. Tekrar yürümeye devam etti bende onu takip etmeye devam ettim. Aradan zaman geçmeden gene arkasını dönmüştü. Bu kez kaşlarını çatarak konuştu. " Sen benimi takip ediyorsun?" biraz ürkmüştüm. "Hayır tabiî ki" dedim kekeleyerek. "Gideceğim yer bu tarafta" ve tekrar yürümeye devam etti bende onu takip etmeye...

KADERE İNANIR MISIN?® //düzenleniyor//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin