Benimle birlikte otele geldi ve odaya kadar eşlik etti. Odaya girdiğimden emin olduktan sonra geri döndü. Eve gelmem için ısrar etmişti ama bunu yapabilecek kadar yüzsüz değildim. O çıktıktan saniyeler sonra kapı çaldı ve kalkıp kapıyı açtım gelen tabiî ki Emir'di. İçeri girmek için izin istediğinde kapıyı araladım. Gözlerimin şişliğinden olmalı ki anlamıştı ağladığımı. Ağladın mı sen diye sorması üzerine gözlerim tekrar dolmuştu. Bugün fazlasıyla ağlamak vardı içimde. Sorusuna cevap vermeden odadaki telefona yürüdüm. Yatağın köşesine oturup resepsiyonu tuşladım. iki şişe viski getirmelerini söyleyip Telefonu sertçe kapattım. Ve ayağa kalkıp Emir'in yanına, masaya oturdum. Ne olduğunu sorduğunda geçiştirip konuyu kapatmaya çalışıyordum. Çünkü tam olarak bende ne olduğunu bilmiyordum. Kendi durumuma mı üzülüyordum yoksa Uraz'a hissettiklerim yüzünden mi kötü hissediyordum. Garsonun gelmesi uzun sürünce kalkıp çantama yürüdüm. Bir sigara paketi çıkarıp içinden bir dal sigara aldım. Aslında sigara içen biri değilim ama güçsüz durumlarımda hep ona başvuruyordum. Masaya tekrar oturup. Sigaramı yaktım. Emir'in şaşkın gözlerle beni izlediğini görebiliyordum. Sigaranın dumanından kısılan gözlerimi Emir'e çevirerek paketi uzattım. Teklifimi ret edercesine kafasını salladı. Şuanda ikimizde konuşmuyorduk sadece beni izliyordu. Bense sigaramın ağzımdan havaya yayılan dumanını.
Çok geçmeden kapı çaldı. bir hışımla kalkıp kapıyı açtığım. Garsonun elindeki viskileri alıp tekrar masaya döndüm ağzımda tuttuğum sigarayı alıp masanın üzerindeki kül tablasına koydum mutfaktan bardak alıp tekrar masaya döndüm. Votkayı bardaklara döküp Emire uzattım. "bunu reddedemezsin ama" deyip göz kırptım. Güldü ve ona uzattığım bardağı alıp yavaş yudumlarla içmeye başladı. Masaya oturup elimdeki bardağı kafama dikledim. O daha iki yudum almışken ben bir bardağı bitirmiştim. Yüzümün buruşmasına engel olamadan bir bardak daha doldurdum. Biraz daha yavaş olsa da bunu da kafama dikledim. Üçüncü bardağı doldururken Emir elimi tutup beni durdurdu kafamı kaldırıp ona baktığımda konuştu.
" Biraz yavaşlamalısın?"
birkaç saniye öylece ona baktıktan sonra kolumu tutan elini ittirip bardağımı doldurmaya devam ettim. Bunu yavaş yudumlarla içmiştim. Güçsüzlüğüm hala bir adım öndeydi ve göz bebeklerimde akmayı bekleyen gözyaşlarıyla doluydu. Ve gözyaşları kazanıp yanağıma doğru süzüldüler. Birkaç bardak daha içtikten sonra boğazımın yanmaya başladığını hissedebiliyordum. Son bardağımda Emir dayanamayıp elimden bardağı aldı. "bence bu kadar yeter."
Bu kez daha keskin gözlerle bakıyordu bana. Dediğini yapıp bardağı masanın üzerine bıraktım. Ayağa kalkmaya çalıştığımda sendelediğim farkındaydım. Emir'in elini belimde hissetmiştim. Ayakta zor durduğumdan Emir'e tutundum. Uraz'ın adını mırıldanıyordum. Ama sanırım duymuyordu. "seni yatağa götüreyim" dediğinde elimle istemediği işaret ettim. "duş almak istiyorum." Dedim Gözlerim yarı kapalı halde. Yine beni kolumdan ve belimden tutup banyoya götürdü.kapıyı kapatıp dışarı çıktı. Aynanın karşısına geçip yarı kapalı gözlerle kendime baktım. Gözümde kalan minik bir göz yaşını silmek için elimin tersiyle gözümü ovuşturduğumda. Bütün makyajım dağılmıştı. Ama umurumda değildi. Küvete girip suyu açtığımda üzerimdeki kıyafetleri çıkarmadığımı fark etmiştim. Ama bu da umurumda değildi. kafamdan aşağı dökülen suyun göz yaşlarımla birleşmesine izin veriyordum. Bir an dengemi kaybedip düştüğümde bir gürültü kopmuştu. Geri kalkmak için uğraşmamıştım bile. olduğum yerde oturuyor saçlarımı okşayan suya direnmiyordum. Suratımda gülümseme oluşuyordu ama ağlıyordum. Kapının çaldığını ve Emir'in dışarıdan iyi olup olmadığımı sorduğunu da duyabiliyordum. Ona da cevap verecek gücüm kalmamıştı. En sonunda kapının açıldığını gördüm. Emir beni öylece yerde gördüğünden olsa gerek bir anda adımı haykırmıştı ve yanıma koştu. Beni kaldırmaya çalışıyordu ama ben kalkmak için çaba harcamıyordum bile. tekrar denemesi üzerine Emir'in yakasından tutup ayağa kalktım. Bu hareketim onunda içeri girmesini sağlamıştı. Yakasını tutan elim boynuna dolanmıştı. Onun elleri ise belime. Şimdi su ikimizi de ıslatıyordu. İkimizde konuşmuyorduk. Sadece suyun sesi vardı kulağımızda. Gittikçe yaklaşıyorduk birbirimize burunlarımız birbirine değdiğinde aptalca bir gülümseme oluşmuştu. Ben şuanda Emir'i Uraz olarak görüyordum. Bu gülümsemem ise ondandı. Biraz daha aşağı inip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Oda bana karşılık veriyordu. Elinin sırtımda gezindiğini hissedebiliyordum. Bende elimi ıslak saçlarında gezdirdim. Bir süre dudaklarımız birbirine kenetlenmişçesine durduk. Sonunda Emir dudaklarını dudaklarımdan çekip gözlerime baktı. Yüzüme düşen ıslak saçımı parmağıyla çekerken "seni buradan çıkartalım." Deyip geri çekildi. Dolaptan bir havlu çıkardı. Ve beni de küvetten çıkardı. Havluyu omuzlarımdan vücuduma doladı. Ve beni içeri götürdü. "sen üzerini giyin bende kurulanıp seni kontrol etmeye geleceğim." Tamam dercesine kafamı sallayıp. Dolaba yöneldim. Bütün kıyafetlerimi çıkartıp. Dolaptan yenilerini çıkardım. Sutyenimin üzerine askılı t-shirtümü giyip. Pijamamı altıma geçirdim. Tam zamanında gelmişti Emir. Ben daha fazla dayanamayıp kendimi yatağa attım. Emir baş ucuma geldi saçımı okşayıp yorganı üzerime çekti. "Bana Uraz'ı hatırlatıyorsun" diye mırıldandım. Anlamamış yüz ifadesiyle bana bakarken uykuya dalmıştım bile...
NASIL GİDİYOR ARKADAŞLAR?
YORUMLARINIZA İHTİYACIM VAR VE LÜTFEN ELEŞTİRİN İYİ KÖTÜ NASIL OLURSA. SİZLERİ
GERÇEKTEN ÇOOK SEVİYORUM. CİDDİ ANLAMDA HİKAYEMİ OKUYANLAR SİZLERDEN DAHA ÇOK YORUM BEKLİYORUM ❤️
BİLİYORUM BÖLÜMLER UZUN OLMUYOR AMA ELİMDEN BUKADAR GELİYOR. LÜTFEN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN. 😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERE İNANIR MISIN?® //düzenleniyor//
Ficção AdolescenteHayattan kaçmaya çalışan bir kadın. Kendini kadında bulan çaresiz adam. Ve her şeyi mahveden küçük bir sır...