KARŞILAŞMA ➰

225 32 8
                                    




MERAK EDENLER İÇİN MULTİMEDYA: URAZ AKAY



Çalışan motor ve dışarıdaki birkaç arabanın sesinden başka bir şey yoktu etrafta. Başak arka koltuğa oturmuş telefonuyla uğraşıyor,Uraz gözünü kırpmadan bütün düşünceleriyle yolu seyrediyor bense aptal gibi bundan sonra ne yapacağımı düşünüyordum. Bu kadar uğraşa girmenin ne anlamı vardı. Acaba gerimi dönmeliydim yada en başta kaçmakla en büyük hatayı mı yapmıştım? Kafamdaki aptal sorulardan kurtulup Uraz'a döndüm;

"Otele gidebilir miyiz? Havaalanına gitmeden önce eşyalarımı almam gerekiyor."

Bir cevap vermek yerine öylece yolu izlemeye devam etti.böyle yapması benim sinirimi bozuyordu. Gidecek başka bir yerimiz olmadığından otele gideceğimizi biliyordum o yüzden üstelemedim. Bende onun yaptığını yapıp sessizce yolu izlemeye koyuldum. Arabanın durduğunu fark ettiğimde kafamı çevirip etrafıma bakındım. Otele gelmiştik. Arabadan inip otele doğru ilerlerken Uraz arabayı valeye emanet ediyordu. Başakla birlikte asansöre bindiğimizde Uraz son anda yetişti ve kapanmakta olan asansör kapısını ayağıyla durdurup içeri girdi. Asansörün 7 kat düğmesine basarken mırıldanıyordu. Sonunda ağzından baklayı çıkartım bize döndü "bu otel..." etrafını incelemeye başladı. "bu otel de ismi de bana bir yerden tanıdık geliyor." Dedi şüpheyle etrafı incelerken.

"daha önce kaldığın otellerden biridir"

Asansörün kapısı yavaşça açıldı. Minik adımlarla iki yana ayrılan kapının ortasından ilerlerken geçiştirdim sorusunu. Odanın önüne geldiğimizde kartı kapının kenarındaki bölmeye okutup kapı açtım. elimle içeri geçmelerini işaret ederken bende arkalarından ilerliyordum. Kartı pantolonumun arka cebime koyup kapıyı kapattım.

"ne alacaksan al da çabuk gidelim."

Ben kapının arkasından minik bavulumu çıkarırken söylemişti Uraz bunu. Ona gözlerimi devirerek bir bakış attım ve dolaptaki eşyalarımı çıkarmaya başladım. Urazın telefonu çalması üzerine balkona doğru ilerledi ve telefonu açtı. Kiminle konuştuğunu merak ediyordum. Selen mi aramıştı acaba? Bir ara gidip dinlemek istedim ama sonra bu şaçma düşüncemden kurtulup çantamı hazırlamaya koyuldum.

İşim bittiğinde Uraz'a seslendim. Odaya geldiğinde telefon konuşması bitmişti.

"vedalaşmam gereken birisi var biraz bekler misiniz?"

dedim ve bavulu kapının yanına bırakıp koridora çıktım. Emir ile son kez konuşmak istiyordum daha bir,iki haftadır tanışmamıza rağmen çok cana yakın biriydi ve ben ona alışmıştım. Karşı dairenin kapısını birçok kez çalmama rağmen kimse kapıyı açmamıştı. Elimi son kez yumruk yapıp kapıya tok bir sesle vurdum fakat yine bir faydası yoktu. Sanırım şuan otelde değildi. Pes edip tekrar kendi daireme geçtim ve artık gidebileceğimizi ifade eden bir işaret yaptım. Çantamı alıp tekrar koridora çıktım. Uraz da arkamdan bavullarımla birlikte geliyordu. Asansörün düğmesine basıp bir süre gelmesini bekledik. Kafamı aşağı eğmiş ayaklarımı izliyordum. Urazın ise beni izlediğini hissedebiliyordum. Asansörün minik bir tik sesinden sonra yavaşça açılan kapılarını izlerken Uraz da yere bıraktığı bavulları tekrar eline alıyordu. Kapı sonuna kadar açıldığında yüzümde hafif bir mutluluk gülümsemesi oluşmuştu. Onu gördüğüme fazlasıyla sevinmiştim gerçekten onunla vedalaşmadan gitmek istemiyordum.Uraz bavulları eline alıp kafasını kaldırdığında Emir de yeni etrafına bakıyordu. Beni karşısında görünce şaşırmış gibi öylece suratıma baktı. Kafamı çevirip Uraz'a baktığımda suratı fazla ifadesizdi. Gözleri yuvalarından fırlayacakmışçasına irileşmiş ve öylece Emire bakıyordu. Emir ise biran kafasını çevirip Uraz'a bakakalmıştı. Ben ne olduğunu anlamadan öylece onları izlerken suratımdaki gülümseme bir anda yok olmuştu etrafın gerginleştiğini suratıma çarpan soğuk havadan anlayabiliyordum.

KADERE İNANIR MISIN?® //düzenleniyor//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin