Boş Konuşan Biri

367 25 55
                                    

Mahalle Hastanesi'nden çıkıp şehir Hastanesi'ne gelmiştik. Hemen arabadan inip hastaneye girdik, hemşirenin yönlendirmesiyle ameliyathaneye gittik. Kapının önünde Talha, polis ve sadece maçlardan dolayı göz aşinalığım olan 5 kişi daha vardı. Arda direkt Talha'nın yanına gitti, haliyle bizde peşinden gittik.

" Talha! Mert'in Durumu nasıl?"

" Hala ameliyatta kimse bir şey söylemiyor."

Oradaki herkes endişeli ve üzgündü. Kızlarla Talha'nın yanındaki sandalyelere oturduk. Tabi Talha'nın ırmağa olan kaçamak bakışlarını hemen farkettim. Salak ırmak bulmuş gül gibi çocuğu hala inkar ediyor. Yanımdaki kızlara döndüğümde seda ve şükranın şaşkınlıkla bir yere baktığını gördüm. Bu sefer başımı o tarafa çevirince iki polis gördüm, kızlara kaş göz işaretiyle neden polislere baktıklarını sorunca şükran fısıltıyla anlatmaya başladı.

" Hani biz seda ile nezarete düştük ya heh o zaman bir polis vardı seda ile shiplediğim o burda. sanki koskoca Antalya'da başka polis yokmuş gibi."

Şükran'ın dedikleriyle polisi şimdi hatırlamıştım. Seda shipleme konusunda kalmış olacak ki şükrana ters ters bakıyordu. Bu arada şükran haklıydı, Antalya'da başka polis mi yoktu. Ben bunları düşünürken ardanın polisin yanına gittiğini yeni fark ediyordum. İkili biraz konuştuktan sonra Arda bana dönüp 5 dakikaya geliyorum gibi bir işaret yapıp yanındaki polis ile gözden kayboldular.

Aradan 6 saat geçmişti. Doktor bir kaç saat önce ameliyattan çıkmıştı. Dediğine göre Mert'in durumu iyiydi, Şimdi yoğun bakıma alınmıştı. Arda dediği gibi bir süre sonra gelmişti. Bir kaç kez bizi eve bırakmayı teklif etmişti fakat kabul etmemiştim. Ama şimdi Mertte yoğun bakıma alınınca ve saatte epey geç olunca Arda'nın eve bırakma teklifini kabul ettim.

Hepimiz arabaya yerleşince yola çıktık. Ardaya sormak istediğim bir sürü şey vardı fakat doğru zaman mı bilemiyordum. Ben sorup sormamak arasında gidip gelirken arda bu halimi fark etmiş olacak ki konuşmaya başladı.

" Sudem, soracak mısın artık?"

" Yanlış anlamazsan, bu arabayı nerden çaldın? aman aldın diyecektim!"

" Takım arkaşımdan çaldım, aman aldım dicektim."

Şerefsiz bir de dalga geçiyordu. Neyse en azından kafamdaki bir sorudan kurtulmuştum. Bir süre sonra uyku tüm bedenime yayılınca bende karşı koyamadım, saçımda hissettiğim parmaklarla beraber gözümü açtım. gözümü açar açmaz Arda'nın yüzünü dibimde buldum ben koltuğa yapışır bir vaziyetteyken Arda gözlerimin içine bakarak yüzüme dökülen saçlarımı arkaya atıyordu.  Tam olarak nereye bayılıyorduk. Arda yavaş yavaş dudaklarıma eğilince kalbim depar atmaya başladı. Aniden gözlerim sonuna kadar açıldı, kızlar arkada değil miydi? Kesin rezil olduk. Ben bunları düşünürken Arda kahkahayı bastı. Lütfen bunları dışımdan söylemiş olmayayım lütfen.

" Merak etme asi kedim, kızlar çoktan eve gitti. Yani devam edebiliriz."

Ve bir kahkaha daha... Dışımdan söylemişim.
Ben kıpkırmızı kesilirken Arda da sonunda gülmeyi kesti ve piç piç bakışlar atarak yine dudaklarıma eğildi. Allah'ım sana geliyorum! Arda da üzerime üzerime geliyor. Dudaklarımız arasında santimler kala durdu, dudakları yukarıya doğru kıvrıldı. Ve geri çekilmeye başladı. Kaşlarım çatıldı. Benimle dalga mı geçiyordu? Resmen duygularımla oynadı. biraz daha geri çekilirken aniden elimi ensesine attım ve dudaklarımızı buluşturdum. Benim sabrımı sınamamalıydı.

Başta bana karşılık vermeyen Arda'nın karnını çimdikleyince karşılık verdi. Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma yasladı. Dudakları ne güzel olmuştu öyle iyi ki öpmüşüm.

Sevdiğim Allah Belanı Versin |Arda Güler|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin