Zaman her şeyin ilacıdır...
Acısı olana böyle denirdi değil mi ?
Hikayeye profilimden @mavi_aylı ulaşabilirsiniz....
***
Hep yanlış gidenlerin ardından yorulmasaydık...
Zamanla geçer, zaman lazım...
Lazım olan zaman değildi, sabırdı.
Unutmaya sabır, vazgeçmeye sabır, alev alev yanıp da bir anda sönmeye sabır.
Ama en çok sabır isteyen de görmek isteyip de kendinden nefret etmekti.
Geriye dönsem görsem ne olacaktı ?
Aynı mı kalacaklarını düşünüyordu aptal kalbim, kalmazdı kimse aynı kalmazdı...
Ölüp de yıllar sonra dirilse insanoğlu aynı bulabilir miydi bıraktıklarını ?
Saksıda büyüttüğü çiçekler solmaz mıydı hiç ? Aynı kalır mıydı bıraktığı şehir ? Sokaklar değişmez harabeleşen evler yıkılmaz mıydı ? Günden güne değişen insanları yıllar sonra aynı bulabilir miydi ki?
Ben de bu yüzden gitmiyordum.
Öfkemden kavgamdan bilseler de gitmeyişimi sebebi bunlar değildi..
Aynı bulamayacaktım hiçbir şeyi.
O şehir bana eskisi gibi canlı, o gökyüzü öylesine mavi gelmeyecekti gözüme. O mahalle beni aynı sıcaklıkla sarmalasa da ben kabul edecek miydim ? Önceleri sadece ona bakmak için yanaştığım pencereden bakınabilecek miydim ? Okul çıkışında eve gelirken gördüğüm o park edilmiş arabayı görünce yine aynı mı çarpacaktı kalbim ?
Onlar aynı kalsa ne olurdu ki ?
Benden geriye bir şey bırakmamışlardı!
Hayallerimi, inancımı, aşkımı, umutlarımı ondan bana kalbimde biriken her şeyi kalbimle birlikte söküp avucuma koymuşlar bir kibritle tutuşturuvermişlerdi.
Engel olamadım.
Diz çöküp ellerimde kalbim yanmayı bekledim.
Söndüren olmadı.
Yağmurumu, suyumu kesip gözyaşlarımın damla damla söndürmeye çalıştığı dev alevlerin arasından beni izlediler.
O koca alevleri 18 yaşında ki kızın gözyaşları söndürdü.
Hayallerim, umutlarım, avucuma bırakılan kalbim küle dönmüştü.
Gün doğmadan kalan külleri de bavuluma koyup ayrıldım o şehirden.
Sabaha karşı aracın bagajına yerleştirilen bir bavulum vardı oradan bana kalan...
Camına son kez baktım. Yoktu. Günler öncesinde uzun uzun koklayıp sevdiği saçlarımı kapısının önünde bırakıp bindim arabaya...
Teğmen Demiroğlu Bunu veda sayacaktı.
Öfkeliydim.
Kavgalıydım bir kere...
Kavgam vardı o sokakları ona çıkan şehre. Kavgam vardı yönümü hep ona bulduran yıldızlara. Kavgam vardı ona açılan kapılara. Yaslanıp onu izlediğim pencere pervazına, tülü perdeyi sıyırıp onu bana gösteren rüzgara kavgam vardı...
Öfkeliydim.
Onu hemencecik kabullenen anneme, belli etmese de olmayan oğlu yerine koyan babama, beni kendi evlatlarından ayırmayan annesine babasına öfkeliydim. Attığı her adımdan bana bahseden çocukluk arkadaşıma öfkeliydim. Uzattığı elini hemen tutan ellerime, konuşmaya lüzum görmeden derdini anlayan gözlerime, onu görünce sanki kilometrelerce koşmuş gibi çarpan kuş kadarcık kalbime öfkeliydim. 18 yaşında ki bana öfkeliydim.
Herkese öfkeli
herkesle kavgalı olan kalbim bir ona matemliydi.
Çünkü bu saatten sonra ölülere anca matem tutulurdu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL GÖREV
Teen FictionŞehrin en karanlık yerinde duruyorum Haydi vur beni Hiç umudum kalmadı Tutunacak bir dalım Başımı yere eğme benim Mazlum yerine koyma Allı pullu düşlerim vardı oysa Bir hayat böylesine tersine dönmez Bir yiğit böyle harcanmaz Dağlara taşlara bağıras...