13. Bölüm

27 4 1
                                    

cam kırıkları

Şuan seungminin yanında hıçkıra hıçkıra ağlıyodum,bir sese uyup gitmiştim herşeyi hyunjine söylemiştim o ise sadece gözlerimin içine bakıp odadan çıkmıştı.

Ben sadece korkuyodum,ama o beni anlamiyodu anlamak da istemiyodu.

"Felix tamam yeter artık ağlama,tüm ev yanı başında toplandi"

O kadar kötü ağlıyodum ki herkes benim yanımdaydı,o hariç.

Belki sadece o olsaydı,bana sarilsaydi herşey geçebilirdi.

"Nerde o orospu çocuğu"

"Sende sakin ol seungmin.Evden çıkmış yarım saat önce falan nereye gitti bilmiyoruz.Telefonlarini da acmiyo dicektik ama evde unutmuş"

Changbinin söylediği şeylerden sonra gerçekten endişelenmeye başlamıştım çünkü gece yarisiydi,başına bişey gelmiş olabilirdi.

"Bu saatlerde.. hyunjin genellikle nereye gider?"

En sonunda kafamı seungminin göğsünden ayırıp changbinin yüzüne doğru kıpkırmızı gözlerim ile konuştuğumda gözlerinden geçen endişeyi görmüştüm.

"Bilmiyoruz yongbok,bize haber vermeden gidiyo"

"Ya hiç tahmin ettiğiniz bir yer yok mu?"

Cevap beklerken Minhonun verdiği cevapla ona dönmüştü herkes.

"Aslında biraz ileride bir bar var,biz bı ara hyunjin ile gitmiştik belki orda olabilir.Gidelim bakalım"

"Hayır!Ben gidicem sadece"

Hafif yüksek sesle dediğim şeyden sonra burnumu çekerek seungminin odasından ayrılıp kendi odama gitmiştim.

Siyah bir düz tişört ve altıma da deri pantolon giymiştim.Sari saçlarımı arkaya doğru tarayıp elime geçen deri ceketle evden çıkmıştim.

Araba ile gelirken bar gibi bir yer görmüştüm,orasıydi herhalde.

15-20 dakikalik bir yürümeden sonra barın önünde durmuştum,korumalarin yanından geçerek mekana girmiştim.

Çok fazla ses ve heryerde içen insanlar beklerken sakin bir müzik ve sakince arkadaşı veya sevgilisi ile içen insanlar görüyodum.

Bunu umursamayarak hyunjini gözlerim ile ararken onu görmüştüm,barmenden bir şeyler istiyodu ve sonra kafasına dikip tekrar istiyodu.

Benim dediklerim için mi burdaydi?

"Hyunjin.."

"Çilli bebegim?"

Kör kütük sarhoş olmuştu,gözünün önünü bile görmediğine emindim ama beni direk tanımıştı.

Yanakları kıpkırmızı olmuştu,kim bilir ne kadar içmişti.

"Sonra dersin çilli bebeğimi şimdi eve gitmemiz lazım hadi"

"Hayır!Beni affedene kadar gidemeyiz"

Ellerini bana doğru kaldırarak konuşmasi yüzünden hafif gülmüştüm ama bunu ona belli etmemem lazımdı.

"Ne affetmesi,sana kırgın değilim"

"Benden korkma cillim"

Kafasını yana yatırarak söyledigi şeyle sarhoşken ne kadar tatlı olduğunu anlamistim.

"Hyunjin hadi eve gidelim sonra konuşuruz"

Koltuk altına girip mekandan çıkarmaya çalışıyodum ama hayvan çok ağırdı.

Zar zor pantolonumun cebinden çıkardığım telefon ile Chani aramıştım.

"Yongbok nerdesin sen?"

"Chan şuan bunun hiç sırası değil,hyunjini almanız lazım Minhonun dediği yerdeyiz"

"Tamam ben hemen geliyorum bekle"

"Peki"

Mekandan çıkmıştık zar zor ama eve götürebilicegimi sanmiyodum.

•••

Hyunjini yatağa yatırıp üstümü duzeltmistim,yatirdigim gibi kediye dönmüştü.

"Ne yapicam ben seninle hyunjin"

Alt kattan gelen ses ile irkilip bir hisinla odadan çıkmıştım.

"Hey jisung iyi misin?!"

Minhonun bağırması ile hemen mutfağa doğru kosmustum.

"Noluyo burda!"

Yerler hep cam kırıkları ile dolmuştu.Jisung ise eli kanla yere doğru şaşkınca bakiyodu.

"Jisung iyi misin?"

"Gidin burdan"

"Ne demek gidin burdan?Deli misin sen seni burda bırakır mıyız!"

Ayaklarıma batan cam parçalarıni umursamadan Jisungun yanına kadar gelip kanlı ellerini tutmuştum.

Arkadan sinirli ama bir o kadar da endişeli bir ses ile bağıran minhoya susması için bir işaret yapmıştım.

Anlamıştım ki jisung yine kabus görmüştü.

________________________

Biraz garip bir bölüm gibi oldu beğenmedim.Umarim siz beğenmişsinizdir oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:)

Electric GuitarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin