19. Bölüm

39 1 2
                                    

"ergen misin hyunjin"

o günün sabahında felix yarı baygın yarı ayık eve zar zor yeonjunla beraber dönmüştü.Ama saat sabahın 6'si olmasına rağmen hala salondakiler uyuklamis bir şekilde felixi bekliyolardi.

"yeonjun bunlar mal galiba niye uyumamislar" diye yamuk yamuk yürüyerek konuştu Felix.

"Felix sikicem düzgün yürü 5. kez yapisicaksin yere dizlerin mos mor oldu sanarsin biri seni dövdü anasini satiyim"

felix kosabildigi kadar kosup seungminin koynuna girdi."chan felix gelir şimdi git". Felix duydugu şey ile ağzı bir karis açık yeonjuna döndü.Yeonjunda kahkaha atmamak için alt dudağını isiriyodu.

"ANAN SIKSIN CHANI SALAK KALK LAN!" diye bağırması bir oldu felixin.Bir anda herkes ana avrad söverek kalktı yerinden.

"Felix?Gelmişsin bebisimm" "Heee geldim Allah'ın ineği seni siktir git hepiniz odasına.Yanliz sen hwang burda kal.".Felixin el sallayarak kesin olarak söylediği şeyler ile hyunjin hariç herkes odasına çıkmıştı.Hyunjin ise saat sabah 6 olduğu için saçı başı dağınık bir şekilde duruyodu.

"felixim çok özledim seni guzeli-" demeye kalmadan felixe doğru uzattığı bedeni felixin ayak darbesi ile son buldu."ananı sikiyim felix ne yapiyosun ya" "noldu gözümün nuru canın mi acıdı.Beter ol kaşar."

"ya Felix ne yaptım ben de bu kadar kin dolusun bana." "lan bide ne yaptim diyo.Oglum bak elimde kalırsın kimse alamaz seni benden."

Felix sinirle salonda volta atmaya başlamıştı.Hyunjin ise ani bir refleksle arkasından sarılmıştı.Felix o anki şokla ilk başta ne yapacagini düşünememisti.

"hyunjin çekil kendimi bırakmak istemiyorum." titrek bir sesle konuşunca hyunjin daha da fazla sarılmıştı.Kafasi felixin boynunda kokusunu derince içine çekiyordu.

felix bedenini öne doğru çevirip yüzlerinin arasındaki mesafeyi en az seviyeye indirdi.Bu yakınlıktan hosnut olmadığı için hemen hyunjini ittirdi ve "odaya gelme burda yatiyosun" diyip merdivenlerden yukarı çıktı.

merdiven direğinin ordan mutluluktan kızarmış yanaklarını tutan,dönerek volta atan hyunjini gördü.Bir gün eski sevgilisiyle birlikte olup sonraki gün gozlerinin içine baka baka ona sarılıp kokusunu içine çeken hyunjine baktı.

hyunjinin kendisine aşık olup olmadığını anlayamiyordu ve bunu her düşündüğünde canı acıyodu.

daha fazla düşüncelerle boğuşmak istemediği için odasına gidip carsaf,yorgan ve yastık alıp salona indi.

boyunu geçen eşyalardan hyunjine atarak kurtuldu."hava soğuk yatak kur üstünü düzgün ort öyle yat.Saat daha 6.Iyi geceler."

hemen koşarak merdivenlerden çıktı ve odasına gidip ardından kapıyı kapatıp yatağına yattı.

o yorgunlukla 5 dakikada farkına varmadan düşünceler arasında uykuya dalmıştı


•••

sabah uyandığında herkesin assagida gitar çaldığını duydu ve saate baktı.Saatin öğlen 3 olduğunu gördüğünde şok oldu.Ne nikiye haber vemisti ne de yeonjunu kontrol etmişti. bir hışımla yataktan kalkıp hızlıca günlük rutinlerini yapıp hemen odanın kapısını açtı.

ama bir anda kıpkırmızı gülleri ayaklarının altında buldu."Noluyo amk Ispartaya mi geldim".Anlam veremeyerek daha da fazla ayilabilmek için kahve yapmaya mutfaga indi.

Mutfakta yeonjun telefonda konusuyodu.Ya winter ile konusuyodu ya da soobin ile.Kendisine en siyahindan ve büyük bir fincandan kahve koyarken yeonjun konuştu.

"günaydın civciv uyanmazsin diye bekliyoduk ama hayret.Deli gibi yatiyodun çünkü."

Felix gülümseyerek "o kadar yorulmusum ki bu saate kadar kesintisiz uyumuşum.Ama 6 da eve geldim bide sikik hyunjinle uğraştım düşün yani.Bide sana bir şey sorucam,benim odamın kapısının önündeki güller ne alaka amk biliyo musun?"

"bilmiyorum ki dün ben sen bize odalara gidin diyince changbinle bi tür pes atıp yattık zaten saniyesinde uyumusuz.Haberim yok yani civcivim.

"anladım.Ben kayıt odasına geçiyorum yeonum haberin olsun".Diyip kahvesi ile beraber kayıt odasına gitti.

oturup bilgisayarini açtı ve biseylere bakarken chan girdi odaya."günaydın lixim sana kargo gelmiş ama isimsiz aç bak istersen."

felix kim olduğunu düşünerek kargoyu açtı ve içinden civcivli kocaman pofuduk bir yastik ve sapsarı papatyalar çıkmıştı.

Ve de bir not.Notda şu yazıyodu.

"okulun boklu tuvaletinde tekrar uyusak mi en azından daha yakın oluruz..."

felixin hafiften gözleri dolmuştu ama sonrasında ona olan siniri aklına gelip hemen kendine gelmişti.

oradaki herşeyi alıp odasına çıkmıştı ve eşyaları yatağa bıraktıktan sonra yatağın ucunda bir not daha gördü.

"veya benimle bir festivalde de dans edebilirdin çilli bebeğim..."

cok hoşuna gitmişti felixin ama siniri bozuluyodu çünkü ona olan sinirini bir iki geçmişi andıran not ile yumuşatmak istemiyodu.

hyunjine hesap sormak için kapısını açtıktan sonra karşısında hyunjini görmesi bir oldu.

kendine gelip ellerini kızgın bir anne misali beline koyup çatık kaşlarla hyunjine bakiyodu.

"ergen misin sen hyunjin?"

"neden?Neye sinirlendin yine"

"ne bu güller sermeler,isimsiz kargolar gönderip özlü sözlü notlar yazmalar.Lisede değiliz biz o gunler geçti."

"doğru senin güzelliğine eş değer çiçekler bulamadım ama yinede elimden geldiğince en güzel çiçekleri bulmaya çalıştım.Sende haklısın sinirlenmekte"

çok hoşuna gitmişti felixin ama bu halinden gocun vermemişti."bu sozlerle beni kandıramazsın bay hwang şimdi çık odadan!"

diyip hyunjinin yüzüne kapadi kapıyı.Ama.kalbi çok hızlı atiyodu ve çok fazla kızarmıştı.Sirtini kapıya yaslayıp 1-2 dakika kendine gelmeye çalıştı.

kendine hakim olamiyodu.Bu çocuk çok değişik şeyler hissettiriyodu.

________________________________________

bana hayvan gibi sinir oluyosunuz biliyorum.Cidden çok uzun süreler içinde bölüm atiyorum ama bu hikaye pek içime sinmiyo belki ben kötü yaziyorumdur bilmiyorum ama en kısa aralıklarla bölüm atmaya calisicam.

Electric GuitarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin