Hastalığımın üçüncü günündeyim, fiziksel olarak kendimi daha iyi hissediyorum. Zaten Arif'in yazdığı ilaçlar ve babamın İstanbul'a döndükten sonra taktığı serum sonrası iyi olmamam mümkün değil. Ruhen ise az da olsa toparlandığım bir dönemdeyim.Tamam hâlâ içim de yılardır büyüttüğüm aşkın yıkıntılarını topluyorum ama artık durup durup ağlamıyorum. Tamam yine sağa sola dalıp kalıyorum ama üç çocukla terk edilmiş hissi yaşamıyorum. Biliyorum olayı çok dramatikleştiriyorum ama bu benim ilk kalp kırıklığım mazur görün.
"Of ben bu matem havasından çok sıkıldım hadi kalk kulübe falan gidelim iki bir şey içelim" uzandığımız çift kişilik pembe winxli yatağım da hanımefendinin teklifine bak hele. Mübarek gece kulüplerini mesken tutmuşuz gibi rahat rahat gidelim iki bir şey içelim diyor.
"Bizim bu saatten sonra içebileceğimiz maksimum şey ballı süt olur Feride ne kulübü Allah aşkına?" kendisi tabi alışkın, üniversite de okuduğu vakitler de hep arkadaşlarıyla barlara giderdi ben ise garibim ders çıkışı en fazla mahallede ki Funda ablanın işlettiği tatlıcıya giderdim.
"Of baydın içimi hadi kalk giyin ben Deniz'e haber vereyim arkadaşının işlettiği kulübe gideriz" Deniz dediği eleman benim kumam, evet bildiğiniz kumam. Kendisi Feride'nin benden sonra ki en yakın arkadaşı, tabi benim tek ve ilk arkadaşım Feride olduğundan epey kıskanıyorum kendisini.
"Tamam da annemle babama ne diyeceğiz?" Allah'tan Zafer abim müstakbel yengem ile ailesini ziyarete Yozgat'a gitti, yoksa onu asla ikna edemezdik. Hoş düğüne bir ay kaldığı için epey telaşlı belki benim bara gittiğimi farketmezdi bile.
"Dışarı gezmeye çıkıyoruz diyeceğiz ne diyeceğiz. Allah aşkına Züzü sen 25 yaşındasın biliyorsun değil mi? Hem Zehra'cım ve Ali'cim seni asla kısıtlayan insanlar değil neden sanki korumacı ailen varmış gibi davranıyorsun?" bana hiç aldırmadan dolabımdan siyah a kesim kolları yarım elbisemi çıkarıp altına ayakkabı aramaya başladı.
"Ne bileyim onlara hiç akşam vakti dışarı çıkayım demedim ki?" evet ben katiyen o aykırı çocuklardan olamadım, ergenken bile çok naif ve saygılıydım aileme karşı.
"Senden prensesi yok valla Züzü, ay sen kesinlikle şu çiçekli korseyi giy bayıldım!" üstünde ki etiketini bile daha çıkarmadığım üstlüğü bana fırlatan Feride ile tebessüm edip altına keten pantlonumu ve akşam serinliği için ince krem rengi hırkamı aldım.
"Dur ben abime mesaj atayım endişelenmesin hadi sende giyin gel aşağıya!"
Geldiğim bar öyle hiçte filmlerde ki iğrenç mekanları andırmıyor, herkes kendi halin de 2000lerin müziklerine eşlik ediyor. Hem burada sadece alkol yok, harika lezzette kokteyler var, mesela şuan içtiğim şeftalili içecek beni olduğum yerde mest ediyor.
"Ne o günler sonra yüzün gülüyor?" Feride elinde ki beyaz renkli alkol ile arkada çalan Sezen Aksu şarkısına kıvrak hareketleri ile eşlik ediyordu. Keyfim yerindeydi açıkçası, bu kalabalık gürültülü ortam beni az da olsa kafamda ki seslerden kurtarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALTEPE
RomanceGeçmişin sıcaklığını, aşkın ve dostluğun can bulduğu BALTEPE mahallesine hoşgeldiniz. ○●○●Toksik karakter ve dram barındırmayan tatlı bir mahalle kurgusu○●○●