▫️12▫️

8 0 0
                                    

Saçlarımın arasın da gezinen ellerle gözlerimi araladığım da Cesur abi yanın da oturan Feride ile bir şeyler konuşuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarımın arasın da gezinen ellerle gözlerimi araladığım da Cesur abi yanın da oturan Feride ile bir şeyler konuşuyordu. Bir eli serum takılı kolum da diğer eli saçlarımın arasın da duran adam kalp atışlarımı hızlandırırken neden ve nasıl buraya düştüğümü hatırlamaya çalışıyordum.

En son Cesur abiye nefes alamadığımı ve kalbimin sıkıştığını söylemiştim, hatta bir ara kulaklarımın deli gibi zonkladığını anlatmaya çalışmıştım. Vücudumu saran kızarıklar ve her yanımı saran kaşıntı ile panik atak geçirmemek için derin soluklar aldığımı anımsıyordum.

Sonrası ben de yoktu, muhtemelen bir şekil de bir yerden çilek tüketmiştim, tüm belirtilerim alerjimi gösteriyordu ama hastaneye düşecek kadar çileği de nasıl anlamadan yemiştim bilmiyorum.

"Uyandı! Çiçeğim, Züzüm, iyi misin birtanem" Feride saçlarımın arasından çekilen güven verici ellerle hızla abisinin yerine geçip alnımı okşadı.

"Hıhım" konuşacak dermanı kendim de bulamadığım için başımı ağır ağır salladığım da Cesur abi ayak ucuma geçip endişeyle gözlerime bakmıştı.

"Tasarım yönetmenin aradı sen tedavi olurken, aptal sekreteri ahududulu şampanya yerine çileklisini getirmiş..." oha dört bardak içtim ben ondan, ölmemem mucize.

"...hastanede yattığını söyleyince çok endişelendi sen uyurken gelip seni ziyaret etti ve özür diledi..." Hülya hanımın hatası yok ki, o benim için çok çaba gösterdi bu konu da, çok hassas davrandı. Kimsenin hatası yok, olacağı varmış.

"Doktorun iyi olduğunu ama ilaçlarını aksatmaman gerektiğini söyledi" onu onaylamak için gözlerimi ağır ağır yumup açtığım da kocaman sırıtıp suratımda nefes almamı sağlayan alete aldırmadan yanaklarımı öptü.

"İyisin iyi" ya sorma çok iyiyim, kesin her yerim isil isil, bu başıma en az dört beş defa geldi ve her defasın da bu izler bir hafta benimle kaldı. Hoş problem sadece görüntüm de değil. Muhtemelen boğaz ağrım ve kaşıntılarım da bedenimi hemen terk etmeyecek.

"Anneme söylemeyin, korkmasın" kurumuş dudaklarımdan zorlukla çıkan kelimeler ile tekrar derin bir nefes alıp boğazımın acımasına aldırmadan yutkundum.

"Söylemedik Züzü ama sırf Zehra'cım korkup endişelenmesin diye söylemedik, bize geleceksin, sizinkiler Trabzon'dan gelene dek ben bakacağım sana" of tam da proje kabul edilmişken olana bak. Bir daha pembe hiçbir şeyi yiyip içmeyeceğim. Hatta pembe bir şey giymeyeceğim de!

"Sarı kız!?" kapıyı çalmadan içeri giren Ömer abiye gözlerimi devirip keyifsizce homurdandığım da Cesur abi tebessüm edip çıplak omuzlarımı hastane örtüsüyle örtmüştü. Bak yapma etme, düşüyorum sana diyorum anlasana!

"Kız bu ne hal uğur nöceğine dönmüşsün benek benek!" çirkinleştim değil mi? Of hemen de geçmiyor ki bunlar.

"Sesini az kıs, daha kendine tam gelmedi bağırıp durma" Cesur abi seni bir büyük boy kuzenime almaktan vazgeçtim, bir küçük boy bana kaldın haberin olsun.

BALTEPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin