2. Bölüm

5.3K 419 674
                                    

Chan Woo'nun dediğiyle beraber şaşkınca ona bakmıştım. Daha bugün kaçırılmışım, bir de yarın evlenecek miydim ? Bu tamamen saçmalıktan başka hiçbir şey değildi. Zaten olamazdı da! Büyük bir korkuyla Kral'a bakıyordum. Sessizce mırıldandım.

Felix : Ben oğlunuz ile evlenmek istemiyorum.. 

Kral, sert bakışlarını kendisinden küçük omegaya dikmiş ve çıkarttığı kılıcı onun boğazının üzerine bastırmıştı. Felix hissettiği soğuk baskı ile sessizce yutkunmuş ve gözlerini sımsıkı kapatmıştı.

Chan Woo : Hayır, zorundasın! Eğer yaşamak istiyorsan oğlum ile evleneceksin! 

Felix : Bana neden hiçbir şey sormuyorsunuz ? Neden benim hislerimi, haklarımı ve psikolojimi görmezden geliyorsunuz? Şuan yaptığınız tek şey bencillikten başka hiçbir şey değil, Kral'im. Ben daha on sekiz yaşındayım, sizin oğlunuz ise bildiğiniz yirmi dört yaşında! Yaş farkı hiç mi önemli değil? Bana zorla birşey yaptırmak yerine lütfen başka istekli bir omega bulun. Sonuçta koskoca prens kim istemez, değil mi? 

Kral Chan Woo, Prens Hyunjin'in kılıcı işaret etmesi ile indirip kenara bir yere atmıştı.

Chan Woo : Hiçbir yere gidemezsin, omega. Benim oğlumu istememe gibi bir hakkın yok ve yaş önemli değil. Senin hislerin, psikolojin falan inan hiç urumuzda değil. Şükret yarın evleneceksin yoksa seni ölümden beter bir hale getirirdim. 

Felix : Ben size istemiyorum diyorum! Anlasanıza! Neden illa ben buna kurban olmak zorundayım ! Dünya'da başka omega mı kalmadı be!

Chan Woo : KAPAT ÇENENİ, HADSİZ! 

Bana birden kükrediğinde korkmuştum. Susmak zorunda kaldığımda Hyunjin sessizce bizi izliyordu, babasının önüne geçerek omzundan tuttu.

Hyunjin : Bağırma o omegaya, ben ona gerektiği cezayı uygulayacağım, babacığım.

Chanwoo : İyi! Evleniyorsunuz dedim bitti. Birşeyler ters giderse kendini cehennemin derinliklerinde görürsün, omega.

Gözlerimin dolması ile Hyunjin bana kısa bir bakış yollayarak tekrardan babasına doğru döndü.

Chan Woo : Hizmetçiler yarına kıyafetlerinizi size getirir. Birkaç saate bahçede olun.

Sertçe kapıyı çarparak çıktığında yere iyice çökerek ağlamaya başladım, Üstümde bir çift iris hissediyordum ama bakmak istemiyordum.

Hyunjin anlatımıyla

Onu bu şekilde görmek canımı acıtmıştı. Çok küçük ve narin bir omegaya benziyordu, yanına çökerek ona sarıldım.

Hyunjin : Ağlama lütfen, Felix.

Felix : B-ben ağlamıyorum!!

Dedi titrek, ağlak bir sesle ve ardından sarılmama karşılık verdi. 

-Ağlamayı kes! Sana bazı ihtiyaçlarım dışı dokunmam, fakat kurallarıma her daim uymak zorundasın.

Felix'in başıyla onaylaması ile ağlaması daha da şiddetlenmişti. Evet, o ihtiyaçlar tamamen cinsellikle ilgiliydi ama Felix bekaretini bu adama vermek istemiyordu. 

Felix, gerçekten oldukça şirindi.

Felix anlatımıyla

Hyunjin, dün o olaydan sonra bana çok nazik davranmıştı. Bu hoşuma gidiyordu çünkü bağırma gibi şeylerden nefret ederim ve korkardım.

Felix : Bebekmişim gibi hissettiriyorsun, ama hala emin değilim.. Korkuyorum, Hwang. 

Hyunjin : Sana koskoca Hwang Hyunjin bakıyor ve sen istemiyorsun. Bu saçmalık Felix, benim olduğunda ben seni koruyacağım. Sende benim kanımdan küçükler taşıyacaksın ve onlar rbu ülkenin başına geçiçek bebeğim.

Felix, diyecek hiçbir şey bulamamıştı ve haliyle sessizce başıyla onu onaylamıştı.El,ni karnının üzerine atarak birden aklına bebek hayalleri dolmuş ve bunla beraber kocaman bir tebessüm sunmuştu. Bir süre zaman böyle su gibi geçerken kapının çalmasıyla içeriye bir hizmetçi girdi. Bize kıyafetlerimizi getirmişti, korumalar ve hizmetçiler hemen dışarı çıktılar ve kapıyı kapattılar.

Hyunjin'e bakışlarımı çevirdiğimde altını ve üstünü çıkartmaya başlamıştı. Hemen arkamı dönmüş ve gözlerimi kapatmıştım. Anlık utançtan dolayı yumruklarımı sımsıkı sıkmıştım. 

Felix : İnsan bir söylerdi! 

Hyunjin : Oh sorun edeceğini bilmiyordum, bir dahaki ne söyleceğim.

Felix : İşin bitince söyle.

Hyunjin işi bitince seslenmişti, bende giyinmek için arkasını dönmesini söylemiştim. Hyunjin arkasına dönmüştü, kontrol etmek için son kez bakıp elbiseyi üstüme geçirmiştim.

Felix'in ( Felix bir omega ve bebeği olcak yani göğüsü yok falan demeyin benim ficim  ve var göğüsü neyle emzircek bebelerini ) 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Felix'in ( Felix bir omega ve bebeği olcak yani göğüsü yok falan demeyin benim ficim  ve var göğüsü neyle emzircek bebelerini ) 

Hyunjin'in normal damatlık ne diyim işte ( kızmayın bulmaya üşendim)

Felix Dönebilirsin!!

Hyunjin arkasına döndüğünde omegasını baştan aşağıya kadar süzmüştü, sırıtarak;

Hyunjin : Tamam mısın ?

-Şey Hwang, fermuarımı çekemedim de.. çekebilir misin lütfen?

Hyunjin'in patlattığı büyük kahkahası ile utançla bakışlarımı yere çevirmiştim.

Hyunjin : tabii ki, Hwang Felix.
Fermuarımı çekerek bana sarıldığında hoşuma gitmişti ki kapının çalınması ile açılacak diye korkmuştum. Sonuçta böyle gözükmek istemezdim. 

X : işiniz bitti mi ? 

Hyunjin: Bitti, Han.

Han dediği kişi kapıyı açarak içeri girmişti.
Han : Aşağıda herkes sizi bekliyor, çabuk olun! 

Hyunjin : Tamamdır, geliyoruz.
Dediğinde Han hızlıca odadan çıktı.

Hyunjin elimi tutarak odadan çıkartmıştı, onun gittiği yere arkasından gidiyordum. Büyük bir kapının önüne gelince burası olduğunu anladım, Hyunjin koluna girmem için bir bakış attığında bende hızlıca hemencecik koluna girdim.

Kapı kendi kendine açıldığında bizde kırmızı halıdan ilerledik ve masamıza geçtik.

x : Uzatmadan başlamak istiyorum, Siz Hwang Hyunjin, Lee Felix'i hümayenizin altına almayı kabul ediyor musunuz?

Hyunjin boğazını temizleyerek konuşmuştu.
Hyunjin : Evet.

X : siz Lee Felix Hwang Hyunjin'in hümayesinin altında olmayı kabul ediyor musunuz?

Hyunjin'in gözlerine bakarak mikrofona yaklaştım.
Felix : Evet.

X : O zaman bende sizi-

Sözünü kesen birden kapıdan pat diye giren kişi olmuştu.

X : Bu nikah olamaz!

---
Karıştı ortalık jwhwksjwkw

Uğursuz // Hyunlix omegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin