Yatağıma yattım ve hemen uyudum. Normalde yatağa yattığımda 1-2 saat telefonumda takılırdım fakat, hemen yarın olmasını istediğim için telefona hiç bakmadım bile. Ama uyumam çok uzun sürdü. Erken olduğu için uyumak zordu. Gözlerimi kapattım, yarın olacakları hayal ettim, ve tabii ki uyuyakaldım.
YARIN
Uyandım, kahvaltımı eder etmez hapishaneye gittim. Murat hapisten çıkıyordu bugün. Yola çıktığımda, o kadar heyecanlıydım ki, telefonumu almayı unuttuğumu fark ettim. Artık eve dönemezdim, o yüzden hapishaneye doğru yürümeye devam ettim. Geldiğimde, hemen Murat'ın yanına gittim ve bağırdım;
- Murat!
- Asya! Buradayım!
- Oh, görmeyeli uzun zaman oldu. Nasıl hissediyorsun? Ha, bu arada, bugün sırrınızı açıklayacaksınız, Emre söyledi.
- Haberim var. Ve evet, sana anlatmak için doğru zaman geldi. Artık bilmelisin,en yakın arkadaşların hakkındaki gerçeği..
Dudaklarımdan hiç bir söz çıkmadı, çıkamadı. Sonra devam etti Murat;
- Ee, beni özledin mi?
- Yok canım ne demezsin (!)
- Aşk olsun yanii, ayıp oluyorr.
Yüzümde bir tebessümle;
- Şakaydı, alınma.
dedim, ve ekledim;
- Ee, hadi Emre'lere gidelim o zaman.
- Ara da haber ver o zaman.
- Tamam arıyorum.
Çantamı karıştırmaya başladım. Ve ekledim
- Ah, telefonumu unutmuştum ben! Senden arayalım Murat.
- Tamam, arıyorum ben.
Telefonundan Emre'yi arar ve konuşmaya başlarlar.
-Alo!
-Emre! Ben ile Asya evine doğru geliyoruz. Haber verelim dedik Asya'yla.
- Durun gelmeyin!
- Neden?
- Şimdi bana hemen konumunu at Murat.
-Peki.
- Tamam, gördüm konumunu geliyorum oraya.Murat hoparlöre aldığı için ben de duymuştum konuşmalarını.
- ALLAH ALLAH (C.C.)
Dedim. Şaşırmıştım. Aradan biraz zaman geçti, ve Emre'nin arabasını çok uzaktan görebiliyordum. Buraya doğru geliyordu. Geldiğinde, insan koltukta Cemre'yi de gördüm. Camı açtı ve şöyle dedi;
- Atlayın, Asya'ya sırrımızı otelde açıklayacağız.
- Peki, neden?
- Atla arabaya, her şeyi anlatacağım.
Arabaya bindik Murat ile birlikte.
- Neden otel?
Dedim. Ve Emre şöyle dedi;
- Değişiklik olsun istedim, sorun olmaz değil mi?
- Yok, sorun olmaz. Aa, aslında olur!
- Neden, sorun ne?
- Telefonum yanımda yok!
- Ona ihtiyacımız olmayacak, Asya. Ailene çoktan haber verdim.
- Teşekkürler Emre.
- Rica ederim.
Yaklaşık 1-2 saat süren araba yolculuğunun ardından otele geldik. Cemre kalacağı odada başka birinin olmasını istemediğini söyledi. O odasında yalnız kalacaktı. Ben ile Emre aynı odada kalacaktık. Emre bunu söylediğinde yüzümde bir tebessüm oluştu. Murat da odasında yalnızdı. Artık sırlarını açıklama zamanı gelmişti. Şimdilik hepimiz ben ile Emre'nin kaldığı odada toplandık.
- Şimdi bana sırlarınızı açıklayın!
Emre;
- Biz aslında, normal insanlar değiliz.
İlk bölümde buluştuğumuz zaman söylemişti..
- Buluştuğumuz zaman söylemiştin.
Emre;
- Bizler, VAMPİRİZ.
- N-ne
Gözlerimin kapandığını hissettim. Bayılmışım. Gözlerimi açtığımda;,
- Ne oldu?
Murat;
- Bir şey yok Asya, sadece bayıldın.
Cemre;
- Sadece bayıldı yaa, çok küçük, önemsiz bir şey. (!)
- Ne oldu dedim!
Emre;
- Gel, yatağa geçelim Asya.
Hepimiz yatağa oturduk.
Sonra şöyle dedim;
- Biliyor musunuz? Bayıldığımda bir hayal, ya da rüya gibi bir şey gördüm. Vampir olduğunuzu söylüyordun Emre. Cidden çok komikti.
Emre şöyle dedi;
- O, rüya değildi Asya...
- NE!?
Murat;
- Sakın ol Asya, buna alışacaksın.
Cemre;
- Murat haklı Asya. Zamanla alışırsın.
- Ya siz şaka falan mı yapıyorsunuz? Böyle bir şeye alışmak mümkün mü sizce de!?
Emre;
- Mümkün Asya.
Şöyle dedim;
- Biraz dinlenmek istiyorum.
Cemre;
- Tabii ki Asya.
Yatağa gittim ve uyudum.
2 Saat Sonra
Uyandım ve yatağa oturdum. Sonra aklıma bir şey geldi. Duru..
Emre'yi çağırdım.
- Emre!
Odaya hızlıca girdi.
- Efendim Asya.
- Duru.. O vampir miydi?
- Evet, Asya..
- NASIL OLUR?! VAMPİRLER ÖLÜMSÜZDÜR! O ZAMAN DURU-
Odaya DURU girdi.
Şöyle dedim;
- DURU!?
Tüm hızımla odanın kapısına koştum ve ona sarıldım.
- Oh, Asya. Demek gerçeği öğrendin.
- Ama, Emre bana neden öldüğünü söyledi?
- Gerçeği öğrenmemen için..
- Peki, artık hiç bir şeyi merak etmiyorum. Döndün!
Duru güldü.
Çok mutlu görünmeye çalışmıştım, fakat olayın şokundaydım. Aşırı derecede kötü ve ihanete uğramış hissediyordum. Başka bir odaya, uyumaya geçtim. Fakat olacaklardan haberleri yoktu..
3.5 Saat Sonra
Emre şöyle dedi;
- Asya biraz fazla uyumadı mı?
Cemre;
- Evet. Hadi gidip bakalım.
Murat;
- Olur.
Uyuduğumu sandıkları odaya gittiler. Emre;
- ASYA NEREDE!?
Cemre;
- Ben mutafağa ve tuvalete bakacağım. Siz de diğer yerlere bakın.
Murat;
- Olur!
Emre balkona çıkıp baktı. Sonra, en aşağıda ( yerde) kanlar içinde olan "beni" gördü. Gözlerini biraz fazla açıp bir kaç saniye öyle durdu. Galiba şoktaydı. Sonra şöyle dedi;
- CEMRE! MURAT!
geldiler ve görüntüyü gördüler.
Hemen bahçeye, benim kendimi attığım yere indiler. Sonra Emre birden sakinleşmeye başladı, şöyle dedi;
-Şükürler olsun!
Cemre şöyle dedi;
- Ohh!
Murat;
- Şanslıymış valla.
Emre şöyle dedi;
- Şansla alakası yok. O uyurken, ona hiç bir zarar gelmesini istemediğim için, onu ısırdım..
Murat;
- Onu vampir mi yaptın!?
Cemre;
- Tamam aşk kuşları.
Emre;
- Kanlar içinde kalmış, ama ölemez. Çünkü artık o bir vampir.
- Ama yine de yarası var..
Dedi Cemre.
Tabii, Emre'nin beni vampir yaptığından her haberim yoktu..
Beni hastaneye de götüremezlerdi, yoksa boynumdaki ısırık izini görürlerdi.. Beni otele götürdüler. Yatağa yatırdılar. Emre;
- 30 dakika sonra uyanacak.
Cemre;
- Nereden biliyorsun?
- Ben profesör bir vampirim, unutma.
Murat güldü.
50 dakika sonra
Emre;
- Halâ uyanmadı! Ters giden bir şeyler var.
Murat;
- Ben büyü kitabından araştırma yapacağım.
Cemre;
- Bir şey bulursan hemen bize söyle!
- Tamam.
25 dakika sonra
Murat, Emre ve Cemre'nin yanına gitti.
Çocuklar, çok üzgünüm.. Bir vampir yara aldıktan 30 dakika sonra uyanmazsa, aşırı derecede yara aldığı için vampir olsa bile ölümsüzlük özelliği kaybedip ølürmüş...
Emre;
- HAYIR!
Duru perişandı, Murat, Emre ve Cemre, hiç bir şey diyemediler.. Bu da, benim sonum oldu...~SON~