Sokaklar aslında kendine tutsak insanları seçmezler. Tutsak insanlar barınacağı sokakları seçerler ve sokakları kendilerine mahkum ederler.
Sokaklar aslında bu hikayede mağdurdur. Konuşabilseler kim bilir neler söylerler...
Bu hayatı aslında ben seçmemiştim. Zorlanmıştım. Ailemin ölümünü gözlerimle görmüştüm. Emniyet işleri falan derken kalacak yer kısmını düşündüğümde kimsesiz olduğumu anladım. Evet akrabalarım vardı ama onların kendilerine bile hayrı yoktu. Bide bana mı bakacaklardı...?
Henüz 16 yaşındaydım ve yaşadıklarım yeni değildi. İki yıldır bu sokakta mücadele veriyordum. Dostlarım ve düşmanlarım vardı. Kimin ne zaman, nereden çıkıp beni öldüreceği belli değildi. Gelişine yaşıyordum hayatı.
Bugünde hergün gibi başım eğik ama düşüncelerim dik bir biçimde yürüyordum. Sokaklar sessiz, sokaklar çaresiz. Onların çaresizliğine kızıyordum. Hayallerimi elimden alan o adama kızıyordum. Gözlerimin önünde ailemi öldüren o adama çok kızıyordum.
Düşünceler eşliğinde beni ayaklarım nereye götürürse oraya gidiyordum. Bu saatlerde sessizleşen şehrin en tenha sokağına vardığımda etrafıma bakındım. Kimseler yoktu. Bu sokak fazla sessizdi. Sanki her an bir tuzakla karşılaşabilecekmişim gibiydi. Korksamda belli etmedim. Etrafta eğer düşündüğüm gibi bir şey varsa farkettiğimi anlayabilirdi. Biraz daha yürümeye devam ettim. Hiç bir şey farketmemiş gibi ilerliyordum. Uykum da fazlasıyla gelmişti.
Sokakta biraz daha gezindikten sonra kafamda kurduğumu farkettim ve bir köşeye uzandım. Artık uykum bastırmıştı. Uyumam gerekiyordu ama tedirgindim. İçimde kötü bir his vardı. Bu hissi bastırıp uyumaya çalıştım.
Tam dalmak üzereyken bir ses duydum. Sanki bomba patlamış gibi müthiş bir sesti. Yerimden kalkıp etrafıma bakındım. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Etrafta kimse yoktu. Şuan etraf eski sessizliğindeydi. Ama fazla meraklı tarafımın etkisi altındaydım. Sesin geldiği yönü bulmaya çalıştım.
Fakat bulamadım.
Bir daha çıkarsa diye beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra bir ses daha geldi kulağıma ama bu ses bir öncekinden daha kısıktı. Bu sefer yönü bulmuştum.
Koşarak sesin çıktığı yere doğru gittim. İleride bir evden bağırma sesleri yükseliyordu. Muhtemelen sesler bu evden geliyordu. Adımlarımı yavaşlattım ve evi uzaktan izlemeye başladım.
Bir adam ve kadın birbirlerine bağırıyordu. Kadın çok dik başlı bir şekilde adamın sözlerine zıt sözler söyleyerek adamın ateşine odun atıyordu. Bazı nesnelerin sesleri de geliyodu. Kadın ağlamaya başlamıştı. Yenik düşmüştü. Artık o dik başlılığı gitmişti.
Sesler artmaya başlamıştı. Yerimde zor duruyordum. Adamın kadına yapabileceği bütün senaryolar kafamda dönüp duruyordu.
Evin kapısı açıldı. İçerden kadın ve adam çıktı. Adam, kadını kolundan tutmuştu. Sürükleyerek dışarı çıkarıyordu. Kadın yalvarıyordu. Çok korktuğu her halinden belliydi. Şimdi bu sessiz sokak tümüyle kadının çığlıklarının etkisindeydi.
Adam kadını yere fırlatıp tekmeler yağdırmaya başladı. Artık dayanamıyordum.
Koşarak adamın üzerine gittim. Dövmeye başladım. İlk dirseği yüzüne yaptığım için adam biraz sendelemişti. O toparlanmadan baldırına tekme attım. Öfkem, gücümü tetikliyordu. Eskiden de dövüşün kitabını yazmıştım. Eyleme geçirincede adamın canını biraz yakmış olmalıyım ki yere yatıp kıvranmaya başlamıştı. O yere yatınca kadın güçlükle yerden kalktı. Sanki o adamla hiç bir şeyi aynı anda yapmak istemiyormuş gibiydi. Ondan nefret ettiği kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat (Askıya Alındı)
Teen FictionSokaklar aslında kendine tutsak insanları seçmezler. Tutsak insanlar barınacağı sokakları seçerler ve sokakları kendilerine mahkum ederler. Sokaklar aslında bu hikayede mağdurdur. Konuşabilseler kim bilir neler söylerler... ...