Beynim sancıyordu. Kafam patlayacakmış gibi yoğun bir ses vardı.
"Jeon! Aç güzelim kapıyı! Hadi aç şu siktiğimin kapısını, kıracağım yoksa!" Sırıtarak kollarımın arasında sıkıştırdığım şeyi kendime doğru çekip dudaklarımı bastırdım.
Öpücükler kondurduğum şeyin, tüylü terliğim olduğunu ağzıma giren tüyle fark ederek yattığım yerden kalkmaya çalıştım.
Tükürerek yüzümü buruşturdum.
Ah siktir, yere düşmüş olmalıydım. Kalçam ağrıyordu. Gözlerimden biri güçlükle açılmayı başarmış olsa da görüş alanım inanılmaz pusluydu.
"Delirmeye başladım sanırım..." diye fısıldadım. Taehyung'un sesini hayal meyal olsa da duymuştum yahu...
"Jeon! Tüm rezidansı ayağa kaldıracağım şimdi. Güzelim, iyi misin? Ses ver lütfen!"
Ellerimin arasından fırlattığım terliğimi yastık görevi görecek şekilde başımın altına koyacağım sırada, yeniden Taehyung'un sesi kulaklarımda çınladı.
Kapanmak üzere olan gözlerim aralandı. "Taehyung." Etrafıma bakınırken, onun kapıya dayandığını idrak etmek birkaç saniyemi aldı.
Kapının gürültüyle yumruklandığını ve peşi sıra zil sesinin kulaklarımda uğuldadığını işittim. Siktir, cidden kapıdaydı! Taehyung gelmişti!
Soğuk parkede yatmaktan tutulmaya başlayan bedenimi alelacele ayağa kaldırmaya çalışırken gerisin geriye yere yapışmam kaçınılmaz oldu.
Hasiktir, beynim beşik gibi sallanıyordu.
Bir kez daha deneyip kendimi bu defa ayağa kaldırmayı başardım. Savsaklasam bile güçlükle dengemi koruyabildim.
Tökezleye tökezleye, duvardan tutuna tutuna sokak kapısının önüne vardığım gibi kulpu yakalayıp kapıyı açtım.
Kapıyı yumruklayan Taehyung, kapıya fazla abanmış olmalı ki, kapıyı açmamla birlikte bodoslama içeriye doğru çullandı.
"Jeon, iyi misin?!" Hızla yüzümü avuçları arasına alıp başımı hafifçe çevirerek beni kontrol etti.
Histerik bir şekilde gülerken, burnumdaki sızıyla çalkalandım. Gözlerim dolu dolu olurken, "Bok gibi hissediyorum." diye fısıldadım.
Konuşmamla birlikte kirpik diplerimin gözyaşlarımla ıslanmaya başlaması bir oldu.
"Şşşh. Tamam, ağlama güzelim." dedi ve içeriye girip kapıyı ayağıyla iterek kapatırken, beni göğsüne bastırdı. Ellerini belime sıkıca sarmaladığında üstündeki kazağının yakalarını avuçlarımın içinde sıkıştırdım.
Ardından, başımı gömdüğüm boynundan ayırıp yüzlerimizi aynı hizaya ulaştırdım.
Dolu dolu gözlerle onun kıpkırmızı kesilen yorgun gözlerine baktım. "Geldin..." diye fısıldadım. Başını ağır ağır olumlu anlamda salladı.
"Endişelendim. Düşüp bir yerini incittin diye deliye döndüm." dedi neredeyse mırıldanarak.
"Benim için endişelendin mi?" Hıçkırık tutmuştu, hıçkırıklarım kelimelerimi bölerken, Taehyung parmak uçlarıyla elmacık kemiklerime düşen gözyaşlarımın yolunu kesti.
Başını ağır ağır beni onaylarcasına salladığında yüzümdeki ellerini çektiğim gibi dudaklarına yapıştım.
Onu kendime yakın tutacak şekilde ellerimi omuzlarına yerleştirirken, alt dudağını ağzımın içine çekerek emdim, lakin devam etmeme izin vermedi.
Dudaklarımızı ayırdı ve alnını alnıma yasladı. Dudaklarımda dudaklarının nemi kaldı.
"Sarhoşsun, sarhoşken öpme beni." dedi dudaklarımın üstüne soluklarını salarak. Kaşlarım çatıldı.
"Sende sarhoşsun. Öpüşebil-" diye başladığım anda alnını alnımdan ayırıp işaret parmağını dudaklarımın üstüne bastırarak beni susturdu.
"Ayıkken öp beni. Kafan şu an yerinde değil ve uyumaya ihtiyacın var. Yürü, yatağına tıpış." dediği gibi bel boşluğumdan yakalayıp ona arkamı dönmemi sağladığında kıkırdadım.
"Dünya dönüyor Taehyung." dedim kahkaha atarak.
"Benim korkudan sarhoşluk marhoşluk kalmadı." diye homurdandı ve beni kucağına aldı.
Vücudu ufak yalpalamalar yaşasa bile beni odama kadar götürüp yatağıma bıraktı.
Geri çekileceği sırada esneyerek onun bileğinden yakalayıp durdurdum. Gözlerimin üstüne müthiş bir ağırlık çökmüştü ve göz kapaklarımı açık tutmak gerçekten her geçen saniye daha da zorlaşıyordu.
"Gitme Taehyung..." diye fısıldadığımda bakışları önce bileğini kavrayan parmaklarıma, ardından güçlükle açık tutmaya çalıştığım gözlerime tırmandı.
Gözbebeklerime iğneler batırılıyormuş gibi sızlıyordu. Burnum tıkanmıştı.
"Gitmiyorum, buradayım." dedi ve bileğini bırakmamı sağlayacak şekilde parmaklarımı gevşeltmemi sağladı.
"Gideceksin, taşınacak-" Gözlerim kapanırken, kelimeler dudaklarımdan cımbızla çekilip alınıyormuş gibi dökülseler bile tamamlanamadılar.
"Hayır gitmeyeceğim, taşınmayacağım. Buradayım, hemen yanındaki koltukta olacağım. Uyu güzelim." dedi saçlarımı sıvazlayarak.
Gözlerim ağır çekimde kapanırken ağzımı şapırdattım.
O sırada saçlarımın arasında dudaklarını hissedince, birbirine yapışan kirpiklerimi kırpıştırarak araladım.
"Birlikte uyuyalım..." dedim ve onu kolundan yakaladığım gibi vücudumda kalan son enerjimle üstüme çektim.
Yuvarlanarak yatağa, yanıma yığılıp kaldığında kıkırdadım. "Sarılıp uyuyalım sadece..." Tüm ihtiyacım olan şeyi onunla paylaşırken yatakta omzumun üstüne dönüp yüzümü göğsüne gömdüm.
"Özür dilerim Taeh-"
"Şşşh, tamam özür dileme artık. Kollarımın arasında severek uyutayım seni, uyu güzelim." dedi ve tek elini belime sarmalarken diğer eli saçlarımı sıvazlayıp okşadı.
**
Bölüm sonu :)
İmdatlar olsun, hava çok sıcaktı bugün ve bölümü yazarken piştim. Valla yaz geliyor, acilen ficleri final yapıp güncelleri azaltmamın vakti geldi de çatıyor valla jjhfjhsdjfh
Umarım bölümü sevmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın, seviyorum sizi, baiii! Xx
Instagram: Sevvyniz / Sevvytk
-Şevval
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY IN LUV • TAEKOOK ✓
FanficCeline mankeni Kim Taehyung, Calvin Klein mankeni Jeon Jungkook'un alt komşusuydu ve birbirlerine gıcık oluyorlardı. Texting+düz yazı Başlangıç tarihi: 31.03.2023 Bitiş tarihi: 28.04.2023