♫ 1

2.3K 143 181
                                    

**W: Kurgu ben 16 yaşında yazılmıştır, bu yüzden çok yeterli olduğunu diyemeyeceğim. Bu aralar kendimi çok kötü hissediyorum, ama buraları da boş vermek istemiyorum.

Voleybol.

Voleybolu hep streslerimden ve sorunlarımdan kaçmak için bir yol olarak görmüştüm. O zaman bir hobi olarak başlasa da bunu artık bir meslek olarak yapmak istiyordum. İlkokulda yaptığımız maçlardan sonra bu yerlere geleceğimi bende tahmin edemezdim.

Ben Hyunjin, şu an gittiğim spor okulunun voleybol kulübünün kaptanıyım. Beni bu yapan şey aslında tek bu değil. Ben erkeklerden hoşlanıyordum. Bunu ilk öğrendiğimde ortaokuldaydım, bu gerçek ile asla yüz yüze gelemedim. İlk anladığımda soyunma odasında kendimi ağlarken bulmuştum. Çevremdeki insanlara bunu asla söyleyemedim, beni yadırgarlar diye çok korktum. Bu yüzden kendimi voleybola verdim.

Streslerimi ve kaygılarımı atmak için kullandım, bu yüzden de yüksek yerlere geleceğimi asla tahmin edemezdim.

Sırama kafayı koyup hayal kuruyordum. Kendimi Voleybol sahasına atmak için zaman tutuyordum.

"Kaç dakika kaldı?"

Sıra arkadaşım Yeji, kafasını yazmakta olduğu kağıttan çekip bana döndü. Kapşonlunun ucunu bileğine kadar çekti. Saatinin akrep ve yelkovanına baktı.

"Yirmi dakika kaldı, sonra sahana kavuşacaksın."

Derin bir of çektim ve diğer tarafa döndüm. Ders matematikti, ve ben matematik sevmiyorum. Yapabiliyordum, ama sınavlara gelince bocalıyordum. Belimde birkaç dürtülmeyle kendime geldim.

Hoca bana kızgın bir şekilde bakıyordu. Kafamı eğdim ve çantamdan yeni öğrencilerin başvuru formlarını aldım.

Yeni gelen lise birinci sınıf öğrencilerin formlarına baktım. Birkaç kişiyi ortaokul voleybol turnuvasında görmüştüm. Kağıtları sıra sıra bakarken benim gibi son sınıf öğrencisinin de formunun olduğunu gördüm. Kaşlarımı çatarak kişinin ismine baktım.

Neden son sınıfta kulüp değiştirmişti ki? Bu bizim okulda anormal olarak sayılan bir şeydi.

Lee Felix.

Bu çocuk yüzme kulübünde değil miydi? 

Omuz silktim ve sıradaki formlara baktım. Yeji bir formu eline alıp bakarken kaşlarını çattı.

"Lee Felix, yüzme kulübünde değil miydi?" dedi Yeji, başımı yukarı aşağı sallayarak onu onayladım.

"Gelmesi bana da tuhaf geldi açıkçası. Bir nedeni vardır. Belki kaptan ile anlaşmamıştır."

Yeji ellerini bilmiyorum anlamında iki yana açtı. Formları düzenlemede bana yardım etti. Başvuru formlarını koymak için bir dosya çıkardım. İçerisine hepsini özenle koyduktan sonra dosyayı kapattım.

"Kick Boks kulübüne devam mı?" dedim, eliyle beni onayladı. Yeji Kick Boks'ta oldukça iyiydi, ama bu okula öğretmenleri iyi olduğu için gelmişti. Hedefi spor olmasa da bunu hobi olarak kullanıyor, enerjisinin son anına kadar devam ediyordu.

Sonunda zil çaldığında yerimden kalktım. Spor çantamı omzuma taktım ve sınıftan ilk çıkan ben oldum. Koridorlarda koştura koştura spor salonuna gelmiştim, kendimi özgür hissettiğim yere.

Voleyboldaki yerim pasördü. Pasör maçta en çok topa dokunan, bana göre takımdaki çekirdek pozisyondu. Pasöre oyun kurucu (Setter) da deniyordu. Pasorün kötü pas atması halinde smaçöre daha çok iş düşer ve hücumdaki etki azalır.

Oyalanmadan soyunma salonuna gittim. Çantamı mavi rengi dolaba koyup gömleğin düğmelerini açtım ve ondan kurtuldum. Kalbimizin olduğu yerde okulumuzun ismi yazan tişörtü kafamdan bedenime doğru indirdim. Oturdum ve siyah pantolonumu çıkarttım. Gri dizlerime kadar gelen şortu giyindiğimde dolabı kapattım.

Setter's Hitter » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin