Setter's Hitter » Hyunlix✓

♫ 13

POV: Han Jisung

**W: Kamptaki olayların birkaçı Jisung'ın gözünden olacak. Minsung'a da el atmak için.. Orjinalinde de bir gay ship olduğu için bunlar ara yapana kadar bizimkiler daha da kaynaşsın.

Son zamanlarda kendimi çok tuhaf hissediyordum, benliğimde değildim. Bana zevk veren şeyler artık bıkkınlık hissi veriyordu, sosyal medyadan kızlara yürümek ve onun gibi şeyler artık heyecan vermiyordu. Açık konuşmak gerekirse, Minho'ya karşı tuhaf hissediyordum. Kan sürekli yanaklarıma hücum ediyor, heyecandan boğazıma yumru oturuyordu. Neyim vardı benim, kendimi anlamıyordum.

Busan'a gitmek için yola çıkmıştık, yanımda uyuyan Minho'ya baktığımda ağzı açık uyuyordu. Çoğu kişi uyusa da benim gözüme bir gram uyku girmemişti, sadece elimi çenemin altına koymuş otobandan giderken yoldaki otlara bakıyordum.

O gün, Incheon'da ki ortamda tetikleyen bir şey olmuştu; Minho beni öpmek istemişti. Anlık olarak ben de cidden çok istemiştim, ama sonra kendime gelip geri çekmiştim. O andan sonra ne zaman yan yana gelsek yutkunup kalbimin acıdığını hissediyordum. Sarhoş olduğunda her zaman duygusal oluyordu, bu yüzden sürekli benden ilgi istiyordu. Minho karakterinin aksi birisiydi. Mesela bir şeyi yapmam dese bile o kişi için yapardı.

Minho'ya tekrar baktığımda titrediğini fark ettim. Üstümdeki hırkayı üstüne koydum, ona gülümsedim. Yaptığım şeyin farkına vardığımda tekrar ciddi görünmeye başladım. Eğer birileri fark etmişse, çok yanlış anlayabilirdi.

Telefonuma baktığımda Incheon'daki kızlardan uzun saçlı olanı mesaj atmıştı, mesajı bildirim çubuğundan okuyup telefonu geri kapattım.

Minibüsteki kişilere baktığımda Hyunjin ve Felix karşılıklı oyun oynamaya başlamışlardı. Hyunjin sinirlenirken Felix aksine gülümsüyordu. Onu son zamanlarda çoğu kez onu gülümserken görüyordum. Bu beni şaşırtsa da uyum sağlamasını görmek hoştu. Arka dörtlü -Oh Seungmin, Kwak Jiseok, Kim Seungmin ve Junhan- omuz omuza vermiş uyuyordu. Jeongin ve Gunil kendi halinde takılıyordu.

Sıkıntı ile nefes verdim, telefonumu açıp ona cevap verdim belki bu beni mutlu edebilirdi.

Yujin:

Uzun zamandır konuşmuyorduk. Nasılsın?

Jisung:

İyiyim, sen sen nasılsın?

Yujin:

Aynı, ne zaman tekrar Incheon'a gelirsiniz? Sizinle takılmak eğlenceliydi.

Jisung:

Bilmiyorum, şu anda Busan'a gidiyoruz.

Yujin:

Aaa çok kıskandım, Kore'yi geziyorsunuz.

Jisung:

Pek gezdiğimiz söylenemez.

Yujin:

Neyin var, gerçekten iyi misin?

Yazdığı mesajı tekrar okuduğumda kendime sordum, gerçekten iyi miyim?

Jisung:

Galiba hayır, değilim.

Yujin:

Sorun ne? Bana güvenebilirsin.