bölüm 5: Serseri

10 9 7
                                    

Rei6 dinleyen bir bigboy aranıyor bulduğum an nikahı basıcam

...
Tüm gece ağlayıp sabah kalktığında gözlerindeki o acı hissi ve tarif edilemez olan o duyguyu galiba en çok ben bilirdim, bu hayatta.

Yeni bir gündü, sevgisiz geçen yeni bir gün

Sert parke zeminin üzerinde iki büklüm uyuyup kalmışım, sırtımdaki keskin ağrı bugün işimi çok zorlaştıracak gibi gözüküyordu.

Dün akşam sinirle yere fırlattıgım çantamı aldım ve içinden telefonumu çıkardım.

Sinan
Mehir selam, ben Sinan 20:01
Ben gelemiyorum 20:03
Mekanın yanında konser varmış galiba ve birine bişey olmuş 20:06
Trafik çok yoğun ve mekanı kapatmışlar  20:08
Mehir? 22:35
Günaydınnn 09:12
Akşam mesaj attım ama görmedin herhalde 09.13
Mehir iyi misin? 09:15
Bugün öğle yemeği için kafeye gelmeyi planlıyorum 09:16

Siz
Günaydın Sinan
Akşam çok olaylı bir geceydi
Ben iyiyim hiçbir sıkıntı yok
Bende birazdan kafeye geçicektim
Gelebilirsin tabi

Sinan
Öğlen olmasını sabırsızlıkla bekliyor olacagım :)

Oturduğum yerden ayağa kalktım ve dolabıma yönledim.

eski mehire dair kıyafetleri parçalamıştı.
Bende bazamın altından yazlık birkaç parça kıyafet çıkardım.
Kışın soğuğunda bunları giymek aptallıktı belkide ama kimsenin eski mehiri silmesine izin veremezdim. Bari ne giydigime karışmasınlardı.

Elimdeki siyah pileli minik eteğin üstüne siyah bir gömlek giydim. Altıma siyah asker botlarımı da elime alıp saçlarımı gevşek bir at kuyruğu yaptım.
Küçük, zincirli askısı olan siyah çantamı da alıp şisme montumu da giyindikten sonra akşam kilitlediğim kapımı açtım.

Mutfaktan gelen seslerle elimdeki botlarımı kapının yanına bıraktım.
Mutfağa girdiğimde annemi rafları silerken buldum. O göz ucuyla bana tiksinti dolu bakışlar atarken bende buzdolabını açıp metal teneke deki soğuk kahvemi alıp mutfaktan çıktım.

Kapının yanına bıraktığım botumu giyerek evin kapısını kapattım.
Merdivenleri temkinli bir şekilde inerek apartmanın girişinden dışarı adımımı attım. Yan sokağa park ettiğim arabamın yanına doğru ilerlerken birinin adımı seslendiğini duydum.
"Mehir!"

Arkamı döndüğümde sırtındaki çanta ile bana yaklaşan Serra yı gördüm.
Yanıma geldiğinde konuşmaya başladı.
"Naber?" Dediğinde iki yandan ördüğü saçlarını omuzlarından aşağı attı.
"Benden iyide saat kaç oldu. haberin varmı ve sen neden okulda değilsin"

Ellerini arkasında birleştirip gözlerini kaçırdı. Ona tek kaşımı kaldırıp baktığımda "tamam kızma, bak bugün coğrafya sözlüsü varmış ve tabi ben bilmiyordum bunu bugünün dersleride baya kötüydü gitmedim."

Serra benim bu apartmandaki tek dostumdu 10 uncu sınıftı fakat diğer ergenler gibi değildi yaşına göre olgun bir yapısı vardı.

Elimi omzuna koyup "geleceğin için Serra, kimse için değil geleceğin için çalışmalısın. Sana kızmıyorum çünkü yaptığının hata olduğunu ve nasıl telafi etmen gerektiğini biliyorsun demi"

Siyah Bir Damla Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin