7. bölümün devamı
...
araba kafenin önünde durunca Sinan ve ela ile birlikte arabadan indik.
çünkü ela ile aramızda geçen bir sohbette benim kafemin milshake ini övdüğüm için denemek istediğini söylemişti. tabi sinanda dünden razı olduğu için tekrar güneş sistemine gelmiştik.önce bahçe kapısını açıp bahçeye girdik ve dışarıdaki masaların dolu olduğunu görünce biraz gözüm korktu.
inşallah içerisi kalabalık değildir. amin.bahçe boyu ben önde ela ve Sinan arkamda olmak üzere beraberce yürüdük. ve tam kafenin kapısının önüne gelmiştik ki kapı içeriden açıldı ve görüş açıma giren sima ile içimden bildiğim tüm küfürleri sıralamaya başladım.
"mehir" dedi annem. sonra bakışlarını benden çekip sinanı göz hapsine tâbi tuttu.
"anne birşey mi oldu neden buradasın?" ağzımdan anne kelimesi çıktığı an Sinan hemen yanıma gelip 32 dişini göstermiş sırıtıyordu.
konuşmam bittiğinde ise Sinan annemin elini tutup önce dudaklarına sonra alnına götürdü. "merhabalar ıı-" "Aysel" diyerek tamamladı annem.
Sinan gülerek "Aysel teyzeciğim Sinan ben"
annem yarı şaşkın yarı mutlu bir şekilde sinanla tanışınca benim soruma cevap verdi. "sedef çağırmıştı. öyle biraz sohbet muhabbet derken zaman geçmiş eve gidiyordum bende. siz nereden böyle"sedef teyzeye bak sen hemen ispiklemiş beni
"ah siz tanıştınız ama ben yine de sizi tanıştırayım." diyerek önce sinana elimle annemi gösterdim."Sinan ,annem Aysel" sonra anneme elimle sinanı göstererek
"anne, arkadaşım Sinan" dediğimde sinanın yüzü düşerken annem baya baya sırıtıyordu."demek Sinan oğlum sendin. bugün sedef anlatmıştı seni" keşke bu karşılaşma hiç olmasaydı.
Sinan kibar damat edasıyla gülerek ensesini kaşıdı. ardından arkasında olan kardeşini yanına çagırıp annemle tanıştırdı. "kız kardeşim ela, bizde mehir ve ela ile bir mekana gitmiştik de mehir kendi kafesinin içiceklerinin daha güzel olduğunu iddia ettiği için elayla deneyelim istedik"
hay dilim tutulaydı da söylemeyeydim.annemin aklındaki soru işaretleri yavaş yavaş kaybolurken "tamam yavrum siz geçin içeriye iyi eğlenceler size"dedi.
Sinan adeta ben orada yokmuşum gibi" sizde bize katılmak ister misiniz efendim?" dedi.
"yok çocugum biraz yorgunum şuradan bir taksiye atlayıp eve gideyim." annemin sözleri karşısında Sinan başını olumlu anlamda aşagı yukarı salladı ve annem yanımızdan uzaklaştı.
şimdi eve gidince bana kabusu yaşatacaktı.
hadi bakalım.sinanın sırıtan suratına ters bakışlar atıp kapıya doğru ilerledim, ve içeriye girdim.
içerisinin sımsıcak oluşu beni rahatlatmıştı.
Sinan ve Ela da içeri girince onlara dönüp "şey siz isterseniz bir yere oturun, ben hem mutfağa bakıyım hemde bizle ilgilenecek birini çağırayım" dedim ve montumu çıkarıp kasa ve adisyonun olduğu tezgaha koyup arka tarafa doğru ilerledim.
mutfağa girip Sedef ablayı görmek istemediğim için tezgahın arkasına geçip sandalyeye oturdum. kafamı arkama yaslayıp gözlerimi kapattım ve kendimi yine hayattan soyutladım.
kafenin kapısının açıldığını haber veren zil sesi ile istifimi hiç bozmadım, aynı şekilde durmaya devam ettim.
mutfaktan gelen ayak sesi ile umayın geldiğine emindim. "mehir çok telaşlandım sabah bir anda geldin bir anda gittin. iyisin demi?" dediğinde hemen kendini toparlayıp gelen müşteriye " merhabalar güneş sistemine hoş geldiniz, şöyle oturun ben ilgineceğim sizinle" dediğinde kalın bir erkek sesi
"güneş sistemi, çok hoş. aslında daha önce gelmemiştim önünden geçiyordum ve ismi için geldim, kafenin ismini koyan baya ince ruhlu birisiymiş galiba" bir dakika bir dakika
gözlerimi açtığım, tezgahın öbür tarafında bana tatlı bir gülümseme ile bakan Aras'tı.
bir anda sandalyeden ayağa kalkıp şaskınca "A- Aras" dediğimde iki kolunu da tezgaha yaslayıp acılı gülümsemeyle "ay parçası" dediğinde
ikimizi de saşkınca izleyen Umay arka masalara bakıp sinanı görünce "ııı ben müşterilerle ilgileneyim o zaman" diyip yanımızdan ayrılıp."hmm demek güneş sistemi" dedi ve tezgahtan uzaklaşıp yanıma gelmeye çalıştı. bir anda büşranın sesini duyduğumda "beyefendi oraya calışanlar harici kimse giremez" diyip arası uyardı.
Aras ise hiç kâle almayarak "Mehirden yeterince uzak kaldım, bir rahat bırakında güzel gözlerine doya doya bakayım" Büşra gözlerini kocaman açıp bana baktı, şaşkındı.
Aras tam karşıma geçip gözlerini gözlerime dikti. Herşeyi yeni idrak ediyordum. hastanedeyken daha farklıydı, nerdeyse kolumu kıpırdatacak hâlim yoktu ve arasın yanımda oluşunu idrâk edememiştim.
ama şuan Aras tam karşımda ve beni etkisi altına aldı,yine.
elini kaldırıp saçlarımdan bir iki tutamla oynamaya başladı. "benim güzel Mehirim." gözümden bir damla yaş eline düştü ve herşey o anda oldu. artık kendimi tutamayıp kollarımı arasın boynuna doladım.kollarıyla belimi sardı ve sıkı sıkı sarıldı. dudaklarım boynuna değerken gözlerimi kapattım ve tam o esnada zaman dursun istedim.
"çok özledim seni" dediğimde yüzünü yüzüme dönüp parmaklarının ucunu hafifçe yanağımda gezdirdi.
"Mehir Sinan burada farkında mısın?" bakıslarımı Arasın arkasındaki Büşra ya çevirdim. bu olanlardan dolayı biraz şaşkındı.
Aras bir anda bileğimi tuttu ve ikimizide kasanın arkasından çıkardı. tezgaha bıraktığım montumu giydirip çantamı eline aldı ve
"buraya girerken yanında olan o adamın kim olduğunu elbette soracağım hatta sana gülümseyen suratını dağıtıp eline vereceğim ama şuan tek istediğim seninle yalnız kalmak" diyerek benim bir kaç karış önümde yürümeye başladı.
kafeden çıkıp bahçe boyu yürüdük. Arasın liseden beri vazgeçemediği şeyler vardı. bunlardan biri motoruydu. yolun kenarında motorunu gördüm ama onu es geçip yürümeye devam etti. vazgeçemediği diğer şeyler ise şuan elinde olan parmaksız eldivenleri ve deri ceketiydi.
gözlerimi arasın sırtından ayırmayıp dakikalarca ona odaklandım. Aras arada bir arkasına bakıp sanki benim yanında olduğuma emin olmak istiyordu.
biz dakikalarca el ele yürüdük. ardımızda sokaklar, insanlar ve geçmişimizi bıraktık.
deniz kenarına geldiğimizde Aras beni karşısına alıp yine dolu dolu baktı. elleri yanaklarımda, saçlarımda, çenemde dolaşırken ben hâlâ yaşadıklarımıza inanamıyordum.
aklına birşey gelmiş olacak ki yüzü düştü ve, " şaka gibi geliyor herşey, yıllarca seni bana mahrum ettiler. seni son kez bir hastane acilinde görmüştüm, kader yine bizi hastane acilinde karşılaştırdı."
eski anılar kafamda canlanınca daha fazla kendimi tutamayıp gözlerimden yaşların düşmesine izin verdim.
Aras bir anda yine bana sarılıp "şttttt buradayım artık, yanındayım" diyip saçlarıma öpücükler konduruyordu.
artık ne Sinanın, ne annemin, ne de bir baskasının sözüne göre hareket etmeyecektim.
ben arası seviyordum. ve artık ondan ayrı kalmak istemiyordum, her ne olursa olsun.
...Bir aydır bölüm atmıyordum.
Nedenini bende tam bilemiyorum, ama Aras ve mehiri yazmayı bırakmayacağımı iyi biliyorum;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Bir Damla Gözyaşı
Novela Juvenil"Onu gördüm. Yemek yiyeceğimiz mekanın yanında konser varmış hemde rei nin konseri onu gördüm sandım konsere girdim. Sonra her tarafta aradım bulamadım onu, içmeye başladım sonra belki kötü şeyler yaparsam yanıma gelir sandım." Gözümden yaşlar akark...