*7*

642 82 14
                                    




Millet naberrr ? :) Bugün biraz zaman buldum yazabildiğim kadar yazacağım...

Bölüm şarkımız bu aralar dilime pelesenk olan kulakların çınlasın şarkısı :) Yeni HanZeh şarkımız :D Özellikle bu kurguya o kadar çok uyuyor ki...

Editi izlemeyen de çok şey kaybeder :)




Seni andım bu gece
Kulakların çınlasın
Şimdi dargınım seninle
İnan sen herkesten başkasın

Belki bana çok uzaktasın
Belki bana çok yakınsın...


Her gece olduğu gibi yatağın sol tarafı Zehra'nın kalp atışlarını hızlandıran bir ağırlıkla batarken çok geçmeden ısısını sevdiği bir el koluyla kaburgasının arasından geçerek karnının üzerinde duran sol elinin üzerini kapladı. Parmakları parmaklarının arasına geçti. Kafasının arkasında saçlarının bittiği ensesinin ucuna tüm vücudunun karıncalanmasını sağlayan ıslak bir öpücük kondu.

"Hande?"

Zehra'nın fısıltısı boğazına takıldı. Vücudunun tüm zerreleriyle birlikte hissettiği dokunuştan dolayı, Hande'nin uzun parmaklarının arasındaki parmakları titredi.

"Birisi beni özlemiş gibi..."

Yavaşça sağ omuzunun üzerine yattığı yerden sırtüstü kaydı. Onu izleyen ve o hiç değişmeyen büyüleyici çekik gözlerle karşı karşıya geldi. Sol eli sanki ağır çekime uğramış gibi onu merakla izleyen gözlerin sahibinin yanağına uzandığında yeşillerinin içi mutluluktan uzak, havada, üzerinde asılı duran kadının kalbini sızlatan bir pırıltıyla parladı. Ve o pırıltı gittikçe yuvarlanarak gözlerinin uçlarından yanaklarına ve oradan da saç diplerinin arasına karışacak bir şekilde yol izlediler...

Parmaklarıyla onları görmedikleri zaman bile yerlerini ezbere bildiği gamzeleri okşadı.

"Gibisi az kalır Hande... Çok özledim!"

"Geldim," dedi Hande. Yatağa dayadığı sol elinden destek almaya devam ederken sağını Zehra'nın yastığının kenarından kaldırarak yanağın bıraktı. Her hareketini takip eden Zehra'nın bakışları kazağının bileğindeki söküğe sataştı. Kaşları üzüntüyle çatılırken elini uzatarak yanağında duran Hande'nin elini avucuna aldı ve yüzünün önüne getirerek dalgın bir şekilde kazağın söküğüyle oynamaya başladı. Hayatı boyunca nadir zamanlarda boğazı bu denli düğümlenmiş, konuşurken zorlanmıştı.

Bakışları, parmaklarının arasında söküğünün iplerini okşadığı kazağın bileğinden onu anlamlı gözlerle izleyen kahvelere doğru kaydı. Hande'yi kendine doğru çekip bileğini tuttuğu elinin omuzunu öptü. Defalarca, sayısını unuttuğu öpücükler kondurdu koluna. Sonrasında kafasını tekrardan yastığına geri bırakıp Hande'yle göz göze gelecek bir şekilde bakışlarını aradı.

"Bu kazaktaki sökük ömrümün geri kalanını aldı benden. Hayatımın en zor anını yaşattı bana."

"Özür dilerim, Zehra."

Hande, bakışlarını ondan kaçırıp kafasını önüne eğdi. Zehra, kazağın bileğindeki elini yeniden sevgilisinin yanağına kaydırdı. Nazikçe okşadı tenini.

"Elinde olmayan şeylerden dolayı benden asla özür dileme sevgilim. Sen bu hayatta başıma gelen en güzel şeysin. Yaşadığım hiçbir şey için pişman değilim."

Dudaklarının üzerini sıcak, tanıdık ve tadını iyi bildiği dudaklar kapadı. Hatırladığı tüm sevişmelerinden uzak olabildiğince şefkatli dudaklar yüzünün her santimini yoklar gibi öpücükleriyle ödüllendirdi.

"Seni çok özledim," dedi Zehra, bir kez daha...


---

Hande'nin, sol kolunun üzerinde daireler çizen parmakları bir an hareketini durdurunca Zehra beklentiyle yutkundu. Zaman içinde onunla tek bir beden, aynı ruh olmayı başarmışlardı. Öyle ki, şuan bile ne söyleyeceğini hissederek heyecan içinde bekliyordu.

"Bir bebek sahiplenmeyi ne kadar çok istediğini biliyorum Zehra. Seninle büyüyecek olan bir çocuğu görmeyi çok isterdim."

"Yani..."

Zehra, heyecan içinde fısıldadı. Tekrar yatakta yüzünü arkasında yatan kadına dönerek her iki eliyle de yanaklarını avuçladı.

"Onu sahiplenelim."


---

"Hande, onun ne kadar mükemmel olduğuna bakar mısın? Gözleri sana benziyor. Kızımız da senin gibi çekik gözlü olacak."

Hande, arkadan yaklaşıp kollarını Zehra'nın beline sardığında çenesini sevgilisinin sol omuzuna yaslayarak beşiğinde uyuyan muhteşem varlığa baktı.

"Ömrün de kendin gibi güzel olsun küçük kız..."

Sol elini uzatıp işaret parmağının köşesiyle yumuşacık, tombul yanağı okşadı. Bebek bu hareketinden dolayı rüyasında gülümseyerek dudaklarını kıpırdattı ve uyumaya devam etti.

"Seni şimdiden sevdi bile."

Zehra'nın yorumu üzerine Hande yüzünü hala üzerine yaslandığı omuzdan ayırmadan sağına döndü ve onu izleyen genç kadının dudağına içten bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde gözlerindeki anlamlı bakışlarla onu izleyen yeşillere baktı.

"Çünkü annesi de beni seviyor. Bebekler annelerinin sevdiği herkesi severler."

"Sen herkes değilsin, sende onun annesisin," dedi Zehra dudaklarını bükerek ve Hande sımsıkı bir şekilde kollarını sevgilisinin beline sardı.

"Size sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanıyım."

Zehra'nın eli kafası omuzuna yatan sevgilisinin yanağına uzandı ve onu şefkatle okşarken yetiştirme yurdunun yatakhanesinin kapısı aralandı. Bakışları anında kapıya döndü Zehra'nın, genç bir hemşire oradan kendisine bakarak elindeki evrakları havada sallayarak, "Bunları imzalamanız için sizi müdirenin odasına bekliyoruz," dedi ve Zehra karşılığında olumlu anlamda, heyecanla kafasını salladı.

Bir kızları olacaktı...


---


Birkaç gün sonra...


Küçük kızlarının çığlığı odanın içini doldurduğunda Zehra endişeyle yatağın yanındaki lambayı yakarak yatağının ayak ucunda duran beşiğe baktı ve orada beşiğe doğru eğilen Hande'yi görerek rahatladı. Sevgilisi kollarına aldığı küçük kızlarıyla beraber tekrar doğrularak dönüp ona baktı. Yatağın yanında süt şişesi vardı. "Sen uyu, ben onunla ilgileneceğim," dedi Hande, bebeği göğsüne bastırıp, onu sakinleştirmek için hafifçe salınırken. Zehra, onları izleyerek kafasını yeniden yastığına geri yatırdı fakat lambayı kapatmadı ya da tekrar uyumaya kalkışmadı. Onun yerine dalgın bir şekilde kollarında kızlarıyla birlikte odanın önünde dolaşan Hande'yi izleyerek gülümsedi.

Küçük kız anında annesinin kollarında rahatlamıştı. Hande, Zehra'nın uyumadığını fark ettiğinde yüzünü ona dönerek soru dolu bakışlarını yeşillerine kilitledi. "On ne isim vereceksin?" diye sordu.

Zehra, bir müddet sessizce, yüzünde hafif tebessümle onu izledi. Bakışları sanki her santimine dokunurcasına sevgilisinin yüzünün her köşesinde dolaştı.

"Ona en sevdiğimin ismini vereceğim..."


Geriye sadece tek bir bölüm kaldı ve size sürpriz yaparak onu da bugün paylaşacağım ama heyecandan bu bölüme düşüncelerinizi paylaşmadan bir diğerine atlamayın lütfen. Sahneler size neler hissettirdi neler tahmin ettirdi diğer bölüme geçip spoiler yemeden önce yazmanızı isterdim :)

Bu hikayenin her zaman özel bir yeri olacak bende. Soğumuştum bir ara ama bu kurgu yeniden hanzeh yazma isteğimi geri getirdi :)

Hiraeth | gxg | hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin