Terbiyesiz!

268 9 1
                                    

🎀

Eve girince odadan gelen çığlık sesleri ile dondum kaldım. Korkuyla Gökçe'nin kapısına koştum ve vurmaya başladım. "Gökçe iyi misin ne oldu? Cevap ver!"

Kapı birden açılınca karşımda otuz iki diş sırıtan bir Gökçe vardı. "İstek atmış! Bana istek atmış!"

"Kim atmış?" Bana malmışım gibi bakıp göz devirdi. "Kim olacak, benim komiser." Gözlerim sonuna kadar açılınca inanmaz gibi baktım. "ŞAKAA?!" O da benim gibi heyecandan kafasını iki yana sallayarak telefonu uzattı.

Cidden istek atmıştı. Vay be bizim çılgınlara bak!

"İyi de bu bana niye istek atsın. Yaptığım hareket çokta güzel değildi. Acaba öyle şeylerden mi hoşlanıyor?" Gökçe'nin düşünceli ifadesine bakıp güldüm. "Aynen kesin kapı çarpmana aşık olmuştur!"

"Gel içeri geçelim," Onu düşüncelerinden alırken bana dikkatlice bakıp gözlerini kıstı, "Sen nerden geliyorsun?" Ona göz devirip kolundan sürüklemeye başladım. "Ya hayvan mısın kızım, azcık nazik olsana. Hödük!"

"Ay Gökçe bir motorun soğusun! Gel otur bir şey anlatacağım." Kolunu bıraktığımda saçını savurup koltuğa oturdu. HasbinAllah!

"Sen şimdi adamın suratına kapıyı çarptın ya bende ayıp olmasın diye gidip özür dileyeyim dedim. Sonra gittim işte kapılarını çaldım falan derken ne olsun!" gözlerini korkuyla açıp bana baktı.

"Aslında evli, mutlu, çocuklu bir ailesi mi varmış! Hatta çocuğunun ismi Gökçe miymiş?" elini kalbine götürüp hızlı hızlı nefes almaya başladı. Kafasına bir tane vurup kendine getirdim. "Aynen hatta senide kuma yapmayı düşünüyormuş!" Bana korkuyla bakıp telefonu eline aldı.

"O yüzden mi bana istek attı!" elimle başıma vurup sabır diledim. "Hayır be salak! Bir dur dinle hele!" bakışları hala tedirgince bakarken bu haline kıkırdadım.

"He neyse işte kapıyı kim açsın? Amerikan kara ayısı!" Bana şaşkınca bakıp bir şeyler düşünmeye başladı.
"Yani ben köpek besler diye düşünmüştüm ama ayıda olur." Omuz silkip bana baktığı sırada onun bu yaşa kadar nasıl yaşadığı merak etmeden edemedim!

"Gökçe ben hayvandan bahsetmiyorum, ev arkadaşı varmış ondan bahsediyorum." Gökçe normalde bu kadar salak değildi. Sanki bugüne özel daha salaktı.

"He tamam sen ondan bahsediyorsun. Biliyorum ben onu İlker'in yanında görmüştüm. Hatta boyu baya uzun kapkara bir şey." Hızlıca kafamı sallayıp onu onayladım.

"Herif bana bakıp bakıp güldü! Hayır komik bir şey varsa söyle de birlikte gülelim!" beni iyice süzüp gözleri dehşetle aralandı.

"Alya bu kılık kıyafet ne!" üstüme bakarken onun abarttığı kadar ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. "Ne varmış?" eliyle tişörtümü çekip gözüme kadar soktu. "Bu ney Alya!"

"Normal tişört Gökçe görmüyor musun?" şaşkın bakışları yavaşça kapandı ve kafasını iki yana salladı. "Üstünde ne var peki?" tişörte daha detaylı bakarken Fransızca yazıları olan bir görsel vardı. "Bir şeyler diyor ama benim o kadar dil bilgim yok."

"İnşallah adamda bilmiyordur yoksa rezillik. Üstünde seks istiyorum yazıyor!" Dediği şeyle olduğum yerden hızlıca kalkıp daha dikkatli baktım.

"Lan mal sen niye böyle şeyler alıyorsun salak!" Bana gülüp omuz silkti. "Ben adamların karşında giyerim diye değil evde rahat rahat dolaşmak için almıştım."

İsterse cam bezi yapmak için olsun yine almam bu ne lan! Eğer adamın dil bilgisi kuvvetliyse sıçtık!

"Tamam belki bilmiyordur sadece tipine gülmüştür. Sonra ne oldu anlat hele!" dur bu daha kötü?

Şanlı Komutan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin