Mektup

329 23 14
                                    

"nE" evet birisi size açıldığında verilecek en mükemmel tepkiyi vererek böyle dedim.

Bu tepkimin üstüne Katsuki'nin de yüzü düştü.

"nE nasıl bir tepki lan, düzgünce bir şey desene" hemen kaşlarını çattı.

Benim suskun bekleyişimin üstüne Katsuki konuşmaya devam etti " Peki hemen cevap vermek zorunda değilsin ama çabuk cevap ver ben sabırsız bir insanım" dedi ve odadan çıktı.

Ne düşünmem gerektiğini asla bilmiyordum. Benden hoşlanıyor muydu? Nasıl? Peki ya ben ondan hoşlanıyor muydum? AAAAAA DÜŞÜNCELER BENİ YALNIZ BIRAKMIYOR.

Epey bir süre bu düşünceler ile yalnız kaldım. Sonrasında ise revirdeki odama tanımadığım biri girdi.

"Watabane Sakura siz misiniz?"

"Evet"

"Size bir kargo var lütfen şurayı imzalayın"

Kargoyu tam elime aldığım anda şak diye tekrardan kapı açıldı. "AAAA BEN ZERRE SABIRLI BİR İNSAN DEĞİLİM. ARTIK lütfen CEVAP VERİR MİSİN?" Sesi aşırı yüksek çıkıyordu ama herhangi bir sınır belirtisi yoktu. Katsuki'ye döndüm ve o anki ani duygularımla cevap verdim. " Ben de senden hoşlanıyorum."

Katsuki ilk başta kendi itiraf etmesine rağmen böyle bir cevap beklemiyor gibiydi. Aslında ben de kendimden böyle bir şey beklemiyordum ama içten içe sanki onu sevdiğimi biliyordum.

O ne tepki vereceğini bilemezken yine ani bir kararla ona sarıldım. İlk başta karşılık vermedi ama sonrasında o da bana sarıldı. Tam o anda revirin kapısı açıldı ve içeri topluca bütün sınıf girdi. Mina da her zamanki gibi girer girmez fotoğraf çekmeyi ihmal etmedi.

"Bro cidden sevgili olduğunuzu bana söylemediniz mi hiç erkeksi bir hareket değil." diye söze başladı Kirishima.

"Cidden sevgili mi oldunuz? Bakugou ve sinirine nasıl dayanacaksın bilemiyorum Watabane" diye devam etti Todoroki.

"BENİ NASIL ALDATIRSIN? HEM DE SENİN İÇİN YAPTIĞIM ONCA ŞEYDEN SONRA" diyerek tabiki olayı dramatikleştirdi Mina.

İkimiz de onlara ters ters bakıyorduk ama yine de kollarımızı birbirinden ayırmamıştık.

Hala birbirimize yapışık halde olduğumuzu gören millet bir anda hep bir ağızdan konuşmaya başladı "Rahatsız ettik heralde çıkalım ehehe" .

"Niye çıkıyoruz ya ne güzel izliyorduk" Mineta'nın cümlesini bitimesine bile izin vermeden onu da alıp odadan çıktılar.

Katsuki bir anda daha da havaya girip bana döndü "Ee nerede kalmıştık?" Yüzünü benimkine iyice yaklaştırdı. Onun benimkine yaklaşan yüzüyle iyice heyecanlandım. "Ne o yoksa benimle sırf bunun için mi sevgili oldun?" dedim onu kışkırtmak için. "Sence seni sırf bu yüzden istesem o kadar yıl senin nazını çeker miydim?" o da beni kışkırtmaya çalışarak devam etti. " Bakalım neden çekmişsin nazımı?" dedim ve yüzümü daha da yaklaştırdım. Artık birbirimizin nefeslerini hissedebiliyorduk. Dudaklarını benimkine bastırdı. Bir elini belime yerleştirdi. Diğeriyle ise yüzümü tuttu.

Artık parfüm kokusunu içimde hissedebiliyordum. O kadar kendimi kaptırmıştım ki Katsuki'nin ağladığını yanağımdaki gözyaşını hissedene kadar fark etmedim.

Hisseder hissetmez yüzümü çektim ve ona baktım. Gözyaşını elimle sildim. " Ne oldu?" bana bakmasını sağlamaya çalışıyordum. "Bir an cidden seni kaybedeceğimi zannettim, seni koruyamadım" ağlamaya devam ediyordu. "Katsuki hiçbir şey senin suçun değil, ayrıca sen yapabileceğin her şeyi yaptın lütfen bunun için kendini suçlama" ona tekrardan sarıldım.

Katsuki rahatlayıp kendine geldikten sonra yanımdaki kargoyu fark etti. "Kimden gelmiş?" dedi merakla. "Hiçbir fikrim yok, şuradaki makası ver de açayım " dedim.

Makası bana doğru uzattı. Paketi açtığımda iki farklı zarf çıktı. Zarfların on yüzlerine baktığımda birinde "öncelikle bu zarfı aç" yazıyordu.

İlk zarfı açtım ve bir mektup ile karşılaştım, okumaya başladım.

Merhaba,
Öncelikle böyle ani bir mektup aldığın için şaşırmış olmalısın, üstelik mektubun kimden olduğunu bile bilmiyorsun ama bunu senin cahilliğine veriyorum.
Bu mektup seni de çok yakından ilgilendiren bir cinayet ile ilgili ve salak değilsen anlayabileceğin üzere bu senin annenin cinayeti.
Aslında annen ve seninle çok bir bağlantım yok ama nedense son günlerde sizinle ilgili birkaç sanrı görüyorum.
Tabi benim ne ile ilgili konuştuğumu anlaman için sana özgünlüğümden bahsedeyim.
Özgünlüğüm rüyalarımda gelecek ile ilgili bilgiler almamı sağlar ve mükemmel resim yeteneğimle de bu anları resmederim.
Öncelikle gün içinde ölecek çoğu kişiyi rüyamda görürüm ve annen dışında gördüğüm kişilerin hepsi kendi eceliyle öldüğü için ve insanları yaşamaları gereken kaderden ayırmamak için müdahale etmem. Bu nedenle annenin ölümüne de müdahale etmedim çünkü gördüğüm sanrıda bunun bir cinayet olduğunu anlamamıştım.
Sonraki gün haberlerde gördüğümde de artık hiçbir şey değiştirilemeyeceği için bir şey yapmadım ama ciddi anlamda son günlerde tamamen annen ya da seninle ilgili şeyler görüyorum ve bu beni delirtecek bu yüzden lütfen benimle iletişime geç ayrıca belki de bana inanmayacaksın o yüzden sana sizinle ilgili gördüğüm ve çizdiğim resimleri diğer zarfa koydum.
CİDDEN BENİMLE İLETİŞİME GEÇ.

Aşırı gergin bir şekilde diğer zarfı açtım. İlk resim annemin kanlar içinde yerde yattığı görseldi.

İkinci görsel annemin beni bebekken kucağına aldığı zamandı.

Üçüncü ise daha üstünden on dakika bile geçmemiş olan Katsuki ile öpüştüğümüz andı ve ikimiz de aynı anda birbirimize baktık.

"KİM BU ADAM?"

you're like a dream[bakugou x reader]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin