Her şey o hastane odasında başlamıştı. Onunla da orada tanışmıştım.
Daha beş yaşındaydık. İkimiz de çok önemli olmayan sebeplerden dolayı aynı hastane odasında bulunuyorduk. Karşımdaki garip sarı saçları olan çocuk üşütmüştü. İlk başta yüksek ateşi vardı ama şimdi iyi görünüyordu. Çocuğun annesi ise soğuk şeyler içtiği için çocuğa kızıp duruyordu. Benim hastanede olma sebebimse daha saçmaydı. Kendime sürekli kızıyordum. Saçma sebeplerden dolayı annemi yoruyordum. Melek gibi olan annemi.
Bunları düşünürken kafamı yatağımın yanındaki koltukta uyuyan anneme çevirdim. Benimle ilgilenirken yorulmuş ve uyuyakalmıştı. Onun güzel güzel uyumasını izlerken kapı annemin uyanmasını sağlayacak kadar sert bir şekilde açıldı. Kapıdan benim yaşlarımda yeşil saçlı bir çocuk girdi ve karşımdaki yatakta yatan çocuğun yanına koştu. "Kacchan iyi misin" sesi ağlamaklı geliyordu. " Oi tabi ki iyiyim, bu kocakarı abartmasa buraya gelmezdim bile" diye cevap verdi sarışın çocuk. O sırada lafına sinirlenen annesi bir tane geçirdi çocuğun kafasına " Sanki 40 derece ateşi olan benim". Onlar böyle konuşurken annem araya girdi ve "Merhaba size de geçmiş olsun. Uyuyakaldığım için sizin bu odaya geldiğinizi görmemiştim kusura bakmayın" dedi karşıdaki anneye. " Ah hiç önemli değil, bu arada ben de sıkıldım şu çocukla oturmaktan isterseniz bir kahve alıp biraz bahçede oturalım" dedi sarışının annesi olan kadın. Annem ilk başta beni bırakmakla ilgili tereddüt etse de onu gitmesi için ikna edince gittiler ve ben de bu iki garip oğlanla kalmış oldum.
İlk başta kendi aralarında konuşuyor olsalarda yeşil saçlı olanın gözünü benim üstümde hissediyordum. Merhaba demek istiyor gibi görünüyordu ve çok geçmeden yanıma geldi. "Merhaba ben Midoriya" dedi gülerek. Samimi görünüyordu ama yine de kötü hissediyordum. Özgünlüğüm ortaya çıktığından beri tüm arkadaşlarım bana sırt çevirmişti aslında bunun sebebi biraz da bendim ama yine de bu çocuğa selam vermeliydim. " Ben de Watabane" dedim ürkekçe. " Heeey Deku o kızla neden konuşuyorsun" dedi Kacchan. ""Çünkü onunla tanışmak istedim Kacchan " dedi Midoriya. " Burada ben varken neden ilk sen konuşuyorsun. Tch sen kendini tanıttıysan ben de tanıtayım ben Bakugou" dedi adının Kacchan olduğunu zannettiğim çocuk.
O sırada annelerimiz içeri girdi ve vedalaştılar. Meğerse Bakugou'nun durumu ciddi değilmiş ve gidiyorlarmış. Sonrasında annemle konuşurken öğrendiklerim ise beni nedensiz mutlu etmişti. Bayan Bakugou'ların evi bize çok yakınmış ve annelerimiz daha sonra görüşmek üzere anlaşmışlar.
Peki bu neden beni bu kadar mutlu etmişti. Bir yıldır hiçbir arkadaşım yoktu ve bu duruma alışmış gibiydim. O zaman neden bu kadar mutluydum.
Şimdi o beş yaşındaki zamanımı düşünüyorum da ne kadar değişmişim artık o ürkek Sakura'dan eser yok ya da ben öyle düşünüyorum. Her neyse o zaman hikaye başlasın.
"ANNE SEN CİDDİ MİSİN" sesim tüm evde yankılandı. Annem ise bana cevap vermeden önce beni sakinleştirmeye çalışıyordu." Bak kızım, en azından sınava gir sonuçta Japonya'nın en iyi kahramanlık okulundan bahsediyoruz" annem hala beni UA'nin sınavına girmem için ikna etmeye çalışıyordu. Derslerim iyi olmadığı için benden pek ümidi yoktu ve beni kendi kendime bakabileceğim şekilde yetiştirmek istiyordu ama bir kahramanlık okulu sadece kas gücüne bakmıyordu onların da yazılı sınavı vardı. " Anne ben nasıl yazılı sınavı geçeyim Allah aşkına" yüzüne ümitsiz bir şekilde bakıyordum. Annem sakinleşmek için derin bir nefes aldı " Kızım daha sınava bir yıla yakın var bir de hem Bakugou'nun hem de Midoriya'nın dersleri çok iyi onlar da yardım eder sana" annem gülümseyerek bana baktı. Beni böyle önemseyen biri varken karşımda ne yapabilirdim. "Büyük ihtimalle kazanamayacağım ama denerim" dedim. " Hatta direk ilk sınav olan yazılı sınavdan elenmem büyük olasılık "devam ettim. Annem bu lafıma bile aşırı sevindi ve çekinerek beni kollarıyla sardı. "Ne olursa olsun seninle gurur duyuyorum" dedi beni öpmek istediği belliydi ama öpmeden gitti.
Annemin isteği üzerine Katsuki ve Izuku bana dersleri öğrettiler. Birlikte ders çalışmaya ikna etmek istesem de Katsuki, Izuku ile yan yana gelmeyi bir türlü kabul etmiyordu. Bir gün Katsuki elimde kalacaktı. 10 ayım bu şekilde geçmiş ve sınav günü gelmişti.
" Benim gibi biri varken iyi bir puanla kazanma hayalleri kurma beni hiçbir şekilde geçemezsin" dedi otobüsle okula doğru giderken. Sinirle ona baktım " Egondan kurtulmayı planlamıyorsun herhalde, 10 yıldır aynı muhabbetler" dedim iç çekerek. " Ben sadece doğruları söylüyorum" dedi Katsuki bana pis bir şekilde sırıtarak. Okula varana kadar başka hiçbir şey konuşmadık.
Üstümde bir yük hissediyordum. Annemi memnun edebilecek miydim? Benim için bu kadar uğraşıyordu. Benden tek istediği ise iyi bir yaşam sürebilmemdi. Kendisi gibi bir sürü para sıkıntısı çekmemi istemiyordu. Çocukken parasızlıktan dolayı yaşadığı sorunlarla ilgili konuşmayı sevmiyordu ama zor şeyler yaşadığını biliyordum. Yaşadığı şeylere rağmen iyi kötü bir okula girip muhasebeci olmuştu. Babam ise... o konuda konuşmayı hiç mi hiç sevmiyorum. İşte tüm bu sebepler yüzünden bu sınavı kazanmalıydım ve bu yüzden de çok gergindim. Ben bunları düşünürken otobüsten inmiş ve okulun önüne gelmiştik.
" Hazır mısın benim mükemmel bir şekilde kazanışımı izlemeye" . Gözümü devirdim ve okula girdim. Bugün gireceğimiz sınav yazılı sınavdı bu yüzden çok gergindim. İlk gireceğimiz sınav özgünlüklerle ilgili olsaydı kesin geçerdim, bunu biliyordum.
Sınavdan çıktığımda yüzümde belli belirsiz bir tebessüm vardı çünkü beklediğim gibi kötü geçmemişti, bunu hemen anneme anlatmalıydım. Sınav çıkışı Katsuki'yi tişörtünden çekiştirerek hemen otobüse bindim. " Ne yapıyorsun manyak" diye beni ittirdi. " Hemen eve gitmeliyim" konuşurken bile sırıtmadan edemiyordum. " Ne o bensiz gidemiyorsun galiba" dedi imalı bir şekilde. " Kapa çeneni Katsuki" dedim ama bana hala imalı imalı bakıyordu.
Mahallede otobüsten inince hemen görüşürüz diyip koşarak evime gittim. Anneme sınavımın iyi geçtiğini söyleyince çok mutlu oldu. " Kızım, Bayan Bakugou ile konuştuk az önce. Sınavdan sonra birlikte dışarıda yemek yemeyi teklif etti, yani hazırlan" dedi annem. Yorgundum ama reddedecek kadar değil. Odama girip üstümü değiştirdim ve annemin yanına gittim. O da beni bekliyordu ve birlikte restorana gittik.
Restoranda hep birlikte yemek yiyorduk ve annelerimiz birlikte sohbet ediyordu. O sırada Katsuki beni kıyafetlerimin üstünden dürttü. " Hey güç testinde iyi bir puan al da aynı sınıfa girelim, sırf seninle konuşmak için başka sınıfa kadar yürüyemem ona göre" dedi utanmasını saklamaya çalışarak. Güldüm " Ne o beni özler misin yoksa?" dedim. Hemen kafasını öteki tarafa çevirip " Ne saçmalıyorsun" dedi. Daha çok üstüne gitmemek için konuyu kapattım.
Birkaç gün sonra yazılı sınavın sonuçları geldi ve beklediğim gibi sınavı geçmiştim. Yani ucundan kurtarıp geçmiştim ama sonuç olarak geçmiştim. Annem o gün fazla mesaiye kaldığı için arayıp haber vermiştim ama sesinden aşırı mutlu olduğu anlaşılıyordu. Annemi mutlu etmek beni de mutlu ediyordu.
Tabi ki derslerime çalışırken özgünlüğümü de daha iyi kullanmaya çalışıyordum. Yani en azından birini ve açıkçası güçlendiğimi düşünüyordum. Tabi bunu teyit edecek bir arkadaşım yoktu. Katsuki her zaman kendi özgünlüğünün daha iyi olduğunu söylüyor, Izuku ise kibar bir pıtırcık olduğu için özgünlüğüm o kadar gelişmese de abartarak övüyordu ama defterine yazdıklarına gizlice bakınca az da olsa ilerleme kaydettiğimi anladım.
Bu yüzden şu anda kendimden emin adımlarla güç testinin yapılacağı alana doğru ilerliyordum. Orada Izuku'yu görünce şaşırdım çünkü özgünlüğü yoktu bu nedenle her ne kadar geçmesini istesem de bu sınavı geçemeyecekti. Tam nedenini sormak için Izuku'nun yanına gidecekken ortamın bu kadar kalabalık olması ve sınav kıyafetlerimizin kısa kollu oluşu beni rahatsız etti ve bu yüzden her ne kadar sınav başlangıç noktasına epey uzak olsa da insanların az olduğu bir noktada bekledim. Zaten çok geçmeden de sınav başladı ve herkes şehir gibi görünen sınav alanının içine koştu.
İşte benim asıl hayatım da o gün başladı. Başka bir hastane odasında.
Umarım beğenirsiniz. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're like a dream[bakugou x reader]
Fanfictionkatsuki ve izuku ile çocukluk arkadaşı olan sakura özgünlüğü yüzünden zorluklar yaşıyordur ama zayıf biri ile arkadaş olmayı kabul etmeyen katsuki ona bu konuda yardım etmeye çalışır.