Aşktan mı kaçıyordum yok aşka mı gidiyordum. Artık nereye gittigimi bende bilmiyordum.
Bir senemizde bitmiş tatil berbat geçmiş ve ben bunlar yetmezmiş gibi birde okula gitmek istemiyordum birtek Nurcan vardı onun dışında anlaştığım kimse yoktu sevmem için bir sebep yoktu yani.
Okulun ilk günü beklediğimden baya eğlenceli geçmişti son sınıf olmamızın verdiği hava ve gurur olsa gerek.
" Bir sene sonra özgürüm yuppiii. "
Okulda Nurcan'ların beden dersi ilk ders olduğundan onlarla oynuyordum betmenteen oynamayı voleyboldan daha çok seviyorduk birlikte eğlenceli halimiz bazılarının dikkatini çekiyor ve onlarda betmenten oynamak istiyordu. Hatta Mert bile bize katıldı. Onla rakip olup yarıştık bile. Baya eğlendik anlatamam.
Derse geç girip yok yazılmıyor yazılsamda öğretmenden sonra üstünü karalıyordum .
Tamam iyi bir şey değil ama hangimiz küçükken haylazlık yapmamıştır ki. Bunlar olmasa gerçekten boşa yaşamış olurduk. Bu arada Osman ve Haydar durmadan bizim oraya geliyorlardı her haftasonu. İster istemez dikkatimi çekiyordu Osman. Ona karşı pek bişey hissetmiyordum ama durmadan onu düşünüyor onu görünce aptal saptal şeyler yapıyordum.
Fatma ve Mine'yle ip atlarken Osman'da karşımızdaydı ve bizi izliyordu kime baktığını bilmiyordum ama dikkat çekmek istiyordum nedense aptal saptal konuşup herkezi geçmeye çalışıyordum.
Sanki çok havalı bir oyun gibi kendimi iyice havaya sokmuştum.
"Biri bana okkalı tokat atsa ya şuan ben napiyorummm!!"
Oyun,eğlenceyle kışa giriyorduk yavaş yavaş hayat iyiydi be ilk defa. Mert'i düşünmemem de etkili sanırım bunda.
Annem bir akşam çöpleri at diye tutturdu bi an çöplerle birlikte onuda mı atsam diye düşünüyorum. Napıyım bazen çok sinir ediyo. Binbir lafla çöpleri atiyordum ki bide ne göreyim Osman Birgül teyzelere gidiyordu oda beni farketti. Waaw sansa bak.
"Bazen diyorum biri sizin kaderinizse kapı kapalı bile olsa kırarak girer, ama değilse bağlasan gider.. "
Ben o an inat edip çıkmasaydım onu göremicektim. Sans işte :)
O benim şansımdı bilmiyorum yaa of ben neler düşünüyorummm yine!Hafta sonu Osman ve Haydar gelmişlerdi yine bizde Fatma,Mine, Sinem plan yaptık onların kapısına yere düşmüş küçük elmaları atmaya başladık sanki bizim attığımız aynadan gözükmüyor muş gibi suçu Sinem'in üstüne atcaktık bide.
Bir kaç defa atınca onlarda dışarı çıktı ve kıyasıya elma savaşı başladı yenilgiye ugruyorduk biz Osman'la karşı karşıya geldik ve bana tokat attı o an ne olduğumu şaşırdım.
Aşk tokat gibi geldi resmen şakasına attığı o tokat bende farklı bir yer almıştı . Aşktan kaçarken aşka tutulmak bu olsa gerek.
Sonra Haydar Osman'a hadi pazara gidelim dedi ve gittiler bense elim yanağımda kalmış bir şekilde bakakaldım arkalarından.
Onlar gittikten yarım saat sonra halam hadi pazara gidelim dedi bi anda uçmaya başladım onu orda bulcaktım kafaya taktim bi kere :)
İpek, halam, ben gittik pazara ve onu bulduk halama gel şuradan domates alalım dedim alırken;
-" İyisini ver kafanda elma gibi atmayım." Dedim.
Oda halama dönerek;
-"Pardon abla bu yiğeniniz mi?" dedi.
Halamda gülerek;
-" Evet." Dedi.
Osman'da gülerek;
-" Yalnış anlamayın çok Şımarık ukala." dedi bana.
Bende atlayıp sensin o uyuz sey seni diye çıkıştım.
Eve doğru giderken halam;
-" bu çocuk senden hoşlandı."dedi
Bende yok dicekken halam tekrar;
-"Baksana sana nasıl bakıp laf atiyordu ve domateslerin en iyisini verdi." diyince gülüştük ikimizde. Ana ben onun benden hoşlandığını sanmıyorum dedim. Konu kapandi.
Bende o domateslerden çok güzel bir salata yaptım nedense :D