Bölüm 28

13 4 0
                                    

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz - Karakol

Aras İlkim' in yanından geçip gitmesini izlerken gözlerini ondan almıyordu Aras kadar bir çok çalışanda şaşkınlıkla bakıyorlardı Ben ise büyük bir gülümse ile 

Gece konuşma ile başlarken dansa geçildi İlkimler, bizim başlattığımız dans zamanla herkesi bir araya getirdi Sonrasında sıkıcı iş konuşmaları olsa da gece sakin ve huzurlu geçti 

Eve dönerken Alaz "acaba İlkim' in yeni haliyle bir alakan olabilir mi" sorusuna "ne alakam olabilir ki" dediğimde inanmayan gözlerle bakıyordu "Kendi güzelliğini ortaya çıkarmış sadece Ben yeni hali olarak düşünmüyorum" dediğimde Alaz beni kollarına alarak "sen nasıl bir şeymişsin böyle Herkese yetişip, dokunmadan edemiyorsun" dediğinde başımı kaldırıp gözlerine bakarken "ne o Alaz bey yoksa beni yeniden mi aşık oluyorsunuz" sorum ile gözleri parlarken "her gün her dakika" cevabı ile kalbim tekledi 

Ona bir cevap veremedim Beni sevdiğini sadece bir defa giderken söylemişti Evliliğimiz bir yol arkadaşlığı idi Beni korumak istiyordu Ortaya kalbimizi koymamıştık Ama yavaş yavaş o adımları attığımızı biliyordum ve bundan açıkcası bu beni korkutuyordu Çünkü benim karanlığımı bilmiyordu Beni o karanlığıma rağmen beni sever mi bilmiyordum Kafamı omzuna yaslarken onu kırdım mı bilmiyorum ama omzumda ki yüklerin ağırlığı ile oturdum 

Eve gittiğimizde Anıl daha uyumamıştı Prensesim çok güzel olmuşsun diye hayran hayran bakarken sağ ayağını kaldırmış ucunu yere vuruyordu Alaz yanıma gelip elimi tutarken Anıl' ın kaşları çatıldı "İzin verirsen Anılcım karım ile odamıza geçeceğiz" karım kelimesine özellikle vurgu yaparak söylemişti bunu Sonrasında beni çekeleyerek odaya götürdü 

Odanın kapısını kapattığında kahkahalarımı tutamadım Alaz Anıl gibi kaşlarını çatarak bana baktığında daha fazla güldüm Kendimi sakinleştirdiğim de "Anıl ile yeni bir yol bulmuş gibisin" yorumuma "artık benim eşim onun da yengesi olduğunu anlamalı diye düşüyorum" dediğinde "ama anlarsa aranızda ki çekişme biter Bu benim pek hoşuma gitmedi" dediğimde üzerime doğru gelirken "bak sen Süveyda hanım Kayalar erkeklerini birbirine düşürmek istiyorsun demek" her kelimesinde bana daha fazla yaklaşırken nefes alamaz hale gelmiştim 

Kaçacak yerimin bitmesi ile yatağa otururken ellerini iki yanımda yatağın üzerine koyduğunda burun burunaydık Gözlerimi sonuna kadar açıp ona bakarken gülümsedi Yavaşça dudaklarıma yaklaşırken kalbim duracak sandım Dudağımın kenarını öperken gözlerim yavaşça kapandı Bu teması hissetmek istedim 

Alaz aynı yavaşlıkla benden uzaklaştığında kıpkırmızı olduğuma emindim Birbirimize bakışmaya devam ederken her gün bir adım bir adım birbirimize çekildiğimizi biliyordum 

.....

Havaalanında Aslan ile beraber Derfin ve Yamaç' ı bekliyorduk Derfin' i o kadar çok özlemiştim O kadar çok özlemiştim ki 

Bu bir ayda sadece hayatta olduğunu belirten kısa mesajlar atmıştı Onun acısını alabilmek istedim Onun acısını ben yaşamak istedim ama bu mümkün değildi Herkesin büyümesi gereken, baş kaldırması gereken bir zaman vardı Derfin yol arkadaşını bulsa da hayatları öyle karışıktı ki, yoluna koymaktan başka şansları yoktu 

Derfin' i beklerken İlkim' in aradığını gördüm Bana evine gelen kıyafetlerini soruyordu Ben sadece peri annenin yapması gerekenleri yaptım diyerek onu zorla ikna etmiştim Aras ile mutlu oldukları sürece değil ona bir gardolap giyinme odası bile yapardım 

Aras parti boyunca kendini tutmayı başarsa da keyifsiz olduğu belli oluyordu Eve de suratı bir karış gelmişti İlkim' in hep bir kenarda onu bekleyeceğini düşünürken bir anda kaybedebileceğini görmek ona duygularını sorgulatıyordu Doğru karar vermesini beklemekten başka dileğim yoktu 

Derfin gelen yolcularının arasında gördüğümde koşarak kocaman sarıldım "Bir daha böyle kendini özletmek yok" dediğimde gözümden yaşlar süzülüyordu Onu serbest bıraktığımda şöyle bir karşıdan baktım Üzerinde beyaz bir elbise vardı Kilo vermişti ama yüzü ışıl ışıldı Bunu Yamaç' ın sağladığını biliyordum 

Yamaç' ın elini tutarken yüzüğünü göstererek "biz evlendik" dediğinde çığlık çığlığa tekrar sarılmıştık Yamaç' ı da tebrik ederken Yamaç bana doğru yaklaşarak "ona bu zamana kadar iyi baktığın için teşekkür ederim" dedi 

Gözlerim dolu dolu olurken "sana emanetimdir İyi bak, çok sev olur mu" dediğimde "hiç şüphen olmasın" Derfin' e doğru dönerken "çok mutlu ol olur mu Sen bunu çoktan hak ettin" diyerek tebrik faslını sonlandırdık 

Beraber kahvaltı yapmak için yakında bir mekana geçtik Yamaç ile Derfin birbirlerine olan bakışlarında kayıp olurken Aslan ve ben onları gülümseyerek izledik Aslan kulağıma doğru yaklaşarak "Orhan Ayaz davası sonuçlanmış" dediğinde sadece kafa sallanmakla yetindim "Asır da tutuklanmış Ama ağzını bıçak açmıyormuş Neden suçlandığını biliyor musun" dediğinde gözümden hüzün bulutu geçti 

"Orhan Ayaz' a kundaklamada yardım ettiği için" dediğimde şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu "Galiba görevini kötüye kullandığı zamanlarda varmış Bizden sakladığı bazı şeyler Kayalar ile uğraşmak için yaptıkları vs" derin bir nefes alırken "onu görmeye git olur mu" dedim "Yalnız kalmasın Bizden başka kimsesi yok Bunu ben yapamam ama sen yap olur mu" diyerek yüzüne baktığımda "sana yaptıklarından sonra nasıl giderim Süveyda" dedi 

Onu rahatlatmak istercesine gülümseyerek elini tuttum "Siz benden önce arkadaştınız Aslan Herkesin arkasını döndüğü birine bizim de arkamızı dönmemiz bize yakışmaz Geçmişin, çocukluğumuzun hatırına en azından bir kere görmeye git Benim için sorun değil" 

Aslan tuttuğum elimi sıkarken "hiç mi kırılmadın Süveydam Hiç mi yaptığı canını yakmadı Biraz öfkelensen olmaz mı Biraz da kendini düşünsen olmaz mı" dediğinde gözümden bir damla yaş süzüldü "Bu neyi değiştirir ki Aslan" dedim "Öfkelenip ona arkamı dönsem en başta benim canım yanar O beni hiç görmemiş Beni görmeyen birine ne kadar kırılabilirim ki" 

Aslan beni kendine çekerek başımı göğsüne yaslarken "ben görüyorum Süveydam" dedi "Ben kalbindeki tüm kırıkları, tüm sancıları görüyorum ve bu benim de kalbimi kırıyor" 

....

Kahvaltı sonrasında herkes evine dağılırken Kayalar' ın tüm erkeklerinin evde olduğunu gördüm Anıl benimle saklambaç oynamak isterken yorgun olmama rağmen hayır diyememiştim Biz başlarken yanıma Alaz geldi "Ne yapıyorsunuz" dediğinde bu fırsatı kaçırmayarak "senden bir şey istesem yapar mısın" diye sordum Alaz "ne istersen" dediğinde gözlerimden kalpler çıksa da onu duvara ittirerek "o zaman arkanı dön ve elliye kadar say" Alaz kollarını bağlayarak "o nedenmiş" dediğinde "çünkü sevgilim" dedim "Biz saklambaç oynuyoruz ve sen şuan ebesin" diyerek koşarak kaçarken ilk baş söylense de sonrasında saymaya başladı 

Aras' ın da bize katılmasıyla tam bir cümbüş haline gelen ev benim her yakalandığımda mızıkçılık yapmamla Alaz' ın itirazları ile şenleniyordu Yemek zamanı geldiğinde hala aramızdaki sürtüşme bitmezken küçük çocuklardan farkımız kalmamıştı En son Anıl beni saklamak için bana sarıldığında Alaz' ın tepesi atması ile oyun sonlanırken Anıl ve Alaz hala birbirlerine öfke dolu bakışlar atıyordu 

Evin bahçesine polis arabasının girmesi hepimizi şaşırtırken asıl şoku biraz sonra yaşayacaktık Yardımcıların kapıyı açması ile memurlar içeriye girerken "Süveyda Demir Kayalar" diye sordular "Benim" dediğimde "sizi Orhan Ayaz' ı kasten öldürme suçundan göz altına alıyoruz" dediklerinde olduğum yerde sendeledim 

Ne yani Orhan Ayaz ölmüş müydü Daha da kötüsü ben mi öldürmüştüm 

Lotus ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin