Saatler belki de günler sonra oradan oraya sürüklendim Kimseyle hatta Alaz ile bile görüşmeyi kabul etmedim Bunun onu delirttiğini bilsem de başka çarem yoktu Sonunda başka bir gardiyan gelerek "hadi hazırlan serbestsin" dedi Ne dediğini anlayamazken "çabuk" diye bağırmalarıyla kendime geldim Oradan götüreceğim hiç bir şeyi istemiyordum Üzerime Alaz' ın kabanını giyip, muhabirlere görünmek istemezsem diye getirilen şapkayı kafama geçirdim
Hazırım diyerek kapının önüne giderken neler olduğunu sorgulamadım Zaten sorularıma cevap alamayacağımı biliyordum Başka yere mi götürüyorlar diye düşünsem de beni gerçekten salıvermişlerdi
Kapıda Alaz beni bekliyordu Beni görür görmez bana doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı Endişesi her halinden belliydi Başımı kaldırıp yüzümü gördüğünde kaşları çatıldı Yüzümü ellerinin arasına alırken "bu halin ne" diye sordu Günlendir ne halde olduğumu bilmiyordum Aynaya bakmamıştım bile
"Gel benimle" diyerek beni geri döndürecekken elini tutarak onu durdurdum "Bu bir işe yaramaz Rapor alarak şikayetçi olacağım Bunun bile bir işe yarayacağını sanmam Sadece gidelim buradan olmaz mı" soruma sıkıntılı bir nefes bıraktı
Bana sıkıca sarılırken "o kadar üzgünüm ki Bunu kelimelerle anlatmam mümkün değil Seni koruyamadım Ben baş savcı Alaz Kayalar karısını koruyamadı" sözlerine "kendini suçlama bunları bekliyorduk" dedim
Alaz beni yavaşça bırakırken "hadi gidelim hemen" diyerek beni arabaya bindirip kemerimi bağladı İlk durağımız hastane idi Hem yaralarıma bakıldı Hem de darp raporu yazıldı Arabaya tekrar geçtiğimizde Alaz' a dönerek "arabada laptop ya da tablet var mı" soruma arka koltuğa uzanıp laptopu vererek cevap verdi
İlk etapta şikayet dilekçemi yazdım Buna darp raporunu ekleyerek Nil' e gönderdim Alaz ne yaptığımı sorarken "şikayet dilekçemi yazıyorum" diye verdiğim cevaba "yok artık" dedi
Sonunda o işimde bittiğinde arabanın camını açtım Aynada kendime baktığımda yaşadıklarım bir bir gözümün önünden geçerken adrenalinden dolayı tuttuğum göz yaşlarım akmaya başladı Ağzımdan hıçkırık kaçacakken ağzımı kapatarak engel oldum Alaz durumu fark ederken arabayı dolduran şarkının sesini yükseltti
Ben hıçkırarak ve haykırarak içimdeki zehri dökerken tek kelime etmedi Arabayı deniz kenarına çekerek inip bana rahat edebileceğim alan sağladı Ağlamam kesildiğinde belli bir süre denizi sonrasında Alaz' ı izlemeye başladım Arkama yaslandığım da onun kokusu ile rahatladım Yavaş yavaş gözlerim kapanırken kendimi uykuya bıraktım
Bir ara sarsılıp havalandığımı hissederken Alaz dedim Alaz "uyu güzelim eve geldik" dediğinde ona biraz daha sokularak uyumaya devam ettim Bedenim yumuşak bir yere bırakıldığında üzerimdeki kaban ve ayakkabılarım çıkartıldı Üstümü örtükten sonra yanıma gelerek beni kollarına aldı Alaz' a sıkıca sarılarak derin bir nefes aldım ve bu sefer rüyalarımda karanlık yerine açan çiçekleri gördüm
Güneş beni ısıtırken gözlerimi yavaşça açtığımda saçlarımı okşayarak beni izleyen Alaz' ı gördüm Gülümsemem ile o da gülümsedi "Sen hiç uyumadın mı" diye sorduğumda "hayatımın en güzel uykusunu uyudum" cevabını verdi
Saçlarımı öptükten sonra "duş almak ister misin Sonrasında kahvaltıya gideriz" etrafıma baktığımda Kayalar evi yerine Alaz' ın evinde olduğumuzu gördüm Kapının önünde valizler vardı Valizleri göstererek "bunlar ne burada mı kalacağız" Alaz ellerimi tutarken "hayır güzelim balayına gideceğiz" gözlerim şaşkınlıkla büyüdü "Balayına mı" Alaz elimi kendine çekerek öptükten sonra "evet geç kalmış balayına gideceğiz Biz birbirimize sevdiğimizi söyledik kalp ağrım Bu bizim için bir milat Bunu kutlayacağız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lotus Çiçeği
Teen FictionBen Süveyda bir kalp ağrısı Bir lotus çiçeği gibi çamurda bile çiçek açmak için çabalayan "yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir Çoğu insan sadece var olur ve ben sadece var olmak istemedim Ben herkese adaletin var olduğunu göstermek istedim Aldığ...