8

2.4K 123 37
                                    

Keyifli okumalar.

6 yıl sonra.

"Üzgünüm çoktan fazlasıyla kişiyi davet ettik zaten."

"İyi de daha 2 ders önce planlamıştınız. Ne ara davet ettiniz o kadar kişiyi?"

"Ettik işte Doruk. Kalabalık olmasa seni de davet etmez miyiz Allah aşkına? Birdahakine artık."

Doruk sürekli yaşanan aynı durumla tekrar karşı karşıyaydı. Moralinin bozulduğunu belli etmemek için ellerini ceplerine götürüp rahat bir ifade takındı ve karşısındaki çocuğa bir gülümseme sundu.

"Tamam o zaman ben eve geçeyim yarın görüşürüz." Deyip gülerek el salladı ve arkasını dönüp küçük kulübenin kapısını açıp bahçeye çıktı. Arkasını döner dönmez sahte gülümsemesi yok olmuş, yüz ifadesi anında değişmişti. Kaşları çatılmış ve dudakları düz bir hâl almıştı.
Elleri ile ceplerini yoklayıp nereye koyduğunu unuttuğu telefonunu çıkardı. Ekranda 4 cevapsız arama görünüyordu. Bildirimi görür görmez ekranın ışığı tekrar parladı. Yine aynı kişi arıyordu.

Derin bir nefes aldı ve boğazını temizledi birkaç kez. Morali ne zaman bozuk olsa sesinden hemen belli olurdu, olmasa bile kimsenin anlayamadığını Giray anında anlardı o yüzden sesini olabildiğince düzgün ve kısa tutmaya çalışarak telefonu açtı.

"Neredesin sen?" fazlasıyla huysuz gelen ses ile gerildi. Bu ses ona yöneltilcek birden fazla sorunun ön gösterimiydi.

"Okuldayım." Diye yanıtladı kısaca.

"Kaç kez aradım niye bakmıyorsun telefona? Ayrıca olabileceğin her yere baktım ama yoksun. Tam konumunu söyle oraya geleceğim."

"Arka bahçedeki kulübedeydim ama basketbol sahasına doğru geçicem şimdi. Gelmene gerek yok."

"Neden oradasın, birşey mi oldu?" Keşke bir yalan uydursaydım diye geçirdi içinden. Karşıdaki soruyu havada bırakarak ne diyeceğini düşünüyordu.

Ama ufak sessizlik Giray'ın daha da endişelenmesine neden olmuştu.

"Doruk?" Diye tekrarladı ses gelmeyince.

"Giray gelme. Ben eve geçeceğim zaten yorgunum. Yarın konuşuruz." Deyip kestirip atmayı denedi.

"Oraya geliyorum ayrılma biryere, konuşacağız." Dedi sesinin tonu yükselmişti bi tık. Birşeyler olduğunu anlıyordu yavaş yavaş.

Şuan morali ve sinirleri gerçekten bozuktu Doruk'un. Hemen eve gitmek istiyordu. Sürekli yaşadığı bu durum canını fazlasıyla sıkmaya başlamıştı artık. Dolmaya başlayan gözlerini geçirmek için kafasını yukarı kaldırdı ve derin bir nefes aldı.

"Beni duydun mu Doruk?" Dedi karşıdaki ses.

"Eve gitmek istiyorum" sesi titremişti. Ardından bir göz yaşı ve aynı anda bir hıçkırık kaçtı ağzından. Telefonun ardında derin bir sessizlik oluştu.

Sessizliğin içinde bir yutkunma sesi geldi Giray'dan.

"Eve git. Oraya geleceğim beni bekle, tamam mı?" Sinirli ses gitmiş yerine endişeli ve yumuşak bir ses gelmişti. Ardından hızla ekleyip

"Sakın ağlama... Bir sorun varsa halledicez. Moralini bozma ve evde beni bekle sadece."

"Tamam." Oldukça sessiz ve titrek çıkan sesinin ardından telefonu kapattı Doruk.
Elinin tersiyle göz yaşlarını silip hızla eve yürümeye başladı.

O eve vardıktan 10 dakika sonra Giray'da onun evine varmıştı. Elinde olan anahtarla hızla kapıyı açıp boş eve girip Zaman kaybetmeden hemen aralık kapının ardındaki Doruk'un odasına girdi.

Haptofobi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin