13

2.1K 113 45
                                    

Yks serüvenim bitti Allah birdaha yaşatmasın diyip kitaba devam ediyorum. (Yaşattı) Oy ve yorum atmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

Mezar ziyaretinden sonra Doruk'un morali iyicene düşmüştü. Saatlerce mezarın önünde diz çöküp ağlamıştı. Giray ise yanına çömelip ona sarılarak mezarı seyretmişti. Bakışları mezar taşını turlarken o kadar ruhsuzdu ki tek kelime etmeden tek göz yaşı bile dökmeden mezara bakıyordu. Gözleri Doruk'a her kaydığında o ruhsuz bakışlar kaybolup içini bir acı kaplıyor ve gözlerini kaçırıyordu. Bir ölüye bakmak onda hiçbir duygu uyandırmıyorken Doruk'un ağlayan yüzüne bakmak onu paramparça ediyordu. Mezar ziyareti boyunca Doruk'a bakmamaya çalışmasının sebebi buydu. Onun ağlamasına dayanamıyordu.

Saatler geçince artık mezardan ayrılıp arabaya geri binmişlerdi. Doruk'un gözleri şişmişti ağlamaktan. Doruk'un evine vardıklarında Giray'da indi arabadan. Bu gece onu yalnız bırakmak istemiyordu. O şuan çok hassastı ve onunla ilgilenmesi gerekiyordu.

Doruk Giray'ın da arabadan indiğini görünce sorgularcasına kaşlarını çattı.

"Sen eve gitmiyor musun?"

Giray kapıya doğru yürümeye devam etti ve kendinde de olan Doruk'un yedek ev anahtarını cebinden çıkarıp kapıyı açtı.

"Bu gece burada kalacağım. İçeri geç hava soğuk."

Kapının dibinde Doruk'un içeri geçmesini beklerken kararlı bir şekilde Doruk'a bakıyordu. Şu saatten sonra ne derse desin hayatta kendi evine gitmezdi. Onu bu şekilde bırakmazdı. Doruk'da bunun farkındaydı. Birbirleriyle sadece bakışlarıyla bile konuşabiliyorlardı ve Giray şuan ona resmen "buradayım ve gitmeyeceğim." Diye haykırıyordu.

Doruk iç çekip içeriye girdi ve direkt odasına geçti. Kendisini hemen yatağa atıp gözlerini kapattı. Gözleri ağlamaktan şiştiği için uykusu bastırıyordu. Gözleri kapalıyken Giray'ın adım seslerini duydu.

"Üstünü değiştirmeyecek misin?"

Doruk yatakta yan döndü ve mırıldandı.

"Uykum var..."

Gözleri hala kapalıyken Giray'ın adım seslerinin daha da yaklaştığını duydu. Daha sonra adım sesleri tam dibinde durunca siyah penyesinin eteklerinde soğuk bir el hissetti. Gözlerini açtığında uykulu gözlerle ona baktı. Giray hafifçe eğilip üstten beri ona bakıyordu ve onun penyesini çıkarmak için ucundan tutup yukarıya doğru sıyırmaya başlamıştı.

"Böyle rahat edemezsin. Sen gözlerini kapat ben hallederim, uyuyabilirsin."

Doruk ses vermeden gözlerini kapatmıştı tekrar. Giray, Doruk'un penyesini kollarından sıyırıp çıkarttıktan sonra boynundaki hâlâ geçmeyen öpücük izinde takılı kaldı gözleri. Oraya tektar eğilip öpmek istedi bir an ama zaten o günki garip davranışından sonra kendisine hakim olmaya çalışıyordu. Gözlerini hemen beyaz boyundan ayırdı.

bu sefer kot pantolonunun kemerine yönelmişti eli. Giray'ın ince uzun parmakları onun kemerini açarken odada sessiz bir şangırdama sesi yankılanmıştı. Kemeri çıkarıp yere fırlattıktan sonra pantolonun düğmelerini açıp Doruk'un belinden tuttu ve onun belini havalandırdı pantolonu kalçasından daha rahat indirebilmek için. Doruk'un bacaklarını tam saran pantolonu da çıkarıp yere attıktan sonra Doruk'un gözlerinin kapalı olmasını fırsat bilip biraz vücudunu izlemeye başladı. Süt kadar beyaz tek bir tüy bile barındırmayan yumuşak ve kusursuz bir vücuttu. Giray küçüklüğünde bile ne zaman Doruk'un vücudunu görse mest olurdu ve bu hiçbir zaman değişmemişti. O muhteşemdi.

Yavaşça ayağa kalkıp dolaba yöneldiğinde onun için pijama çıkarırken konuştu.

"Birdahakine sana yeni pantolon alalım. Bu küçük gelmeye başlamış."

Haptofobi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin