Oy ve yorum atmayı unutmayın. Keyifli okumalar.
Okul saati çoktan gelmişti ama Doruk hâlâ hazırlanmamış, hatta yataktan bile çıkamamıştı. Hâlâ derin uykusundaydı. Hasta ve halsizdi. Dün soğukta koşmuş, aceleden bir mont bile almamıştı yanına ve şuan yataktan bile çıkamıyordu.
Kapısının açılma sesiyle Doruk'un bilinci açılmaya başladı yavaş yavaş ama gözlerini açamayacak kadar halsizdi.
Adım sesleri gittikçe yaklaşıyorken ses birden durdu. Biraz bekledikten sonra saçlarında bir el hissetti, okşuyordu. Gözlerini açıp bakmak istedi kim olduğuna ama gücü yoktu, fazlasıyla halsiz olan bedenini sağa bile döndüremiyordu.
"Mmh" küçük bir mırıltı çıkardı Doruk. Saçlarındaki elin sahibi duraksadı ve küçük odada bir yutkunma sesi duyuldu.
Doruk yattığı yerin yanının göçtüğünü hissetti. Anlaşılan yanına oturmuştu.
Bu sefer saçlarındaki el, Doruk'un ön saçlarını geriye yatırdı ve alnında bir el hissetti Doruk. Ateşini ölçüyordü. Daha sonra karşısındaki beden elini çekti ve eğildiğini hissetti hemen ardından alnında yumuşak dudakları hissetti. Bir süre alnında bekledi dudaklar daha sonra yavaşça geri çekildi ve tekrar aynı dudakları saçlarında hissetti Doruk. Burnuna dolan koku ile Giray olduğunu anlamıştı. Onun kokusunu ezberlemişti.Derin bir nefes çekti içine Giray ve bir süre de orada soluklandı. Saçlarını yavaşça okşamaya devam ederken bir yandan da ara ara öpücükler konduruyordu. Doruk çok huzurlu hissediyordu şimdi. Bilinci tekrar yavaşça kapanmaya başladı ve tekrar derin uykunun kollarına bıraktı kendini.
...
Doruk gözlerini yavaşça araladı. Yerinden hafifçe doğruldu ve etrafına bakındı. Birden başına çok feci bir ağrı saplanmıştı. Elini alnına getirip başını tutarak üstündeki yorganı çekti. Zorla ayağa kalktı. Başı çok fena dönüyordu. Yavaş ve tutunacak yer arayarak tuvalete adımlamaya başladı.
"Doruk bekle." Duyduğu ses ile hangi ara geldiğini bilmediği ve hızla ona adımlayan Giray'ı gördü.
Giray onun kolundan tuttu ve elini çenesine attı.
"Hâlâ iyi değilsin biraz daha uyusaydın." Doruk kafasını hayır anlamında salladı.
"Saat kaç?" Sesi sonlara doğru kısıldı ve ardından öksürdü.
Giray onu belinden tutarak geri yatağa oturttu. "Saat dört." Ardından Doruk'un yüzünü süzdü ve elini Doruk'un alnına getirdi.
"Hâlâ ateşin var, bir türlü dinmiyor. Eczaneden ilaç ve vitaminler aldım getireceğim şimdi. Bekle burada."
Giray aynı hızla odadan çıktığında Doruk onun arkasından baktı sadece. Oturduğu yatağa tamamen yayıldı ve üstüne yorganı geri çekti, üşüyordu çok fena.
Giray odaya tepsiyle girdiğinde elindeki tepsiyi komodine bıraktı.
"Üstünü örtme ateşin var. Uyurken üstünü açmıştım ama ısrarla geri örtüp durdun zaten." Eğilip üstündeki örtüyü geri attı.
"Ateşin yükselmesin."
Doruk tepsinin üstündeki su dolu bardağı, hapları, çorba ve ekmeği görünce doğruldu yerinden
"İlk başta ağzına bir dilim ekmek at. Boş karna ilaç içmek zararlı." Deyip ekmekten bir parça koparıp Doruk'un açtığı ağzına başparmağı ile itiverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haptofobi - GAY
RomanceHaptofobi'ye sahip olan Giray, yıllardır kimseye dokunamazken hayatına Doruk'un girmesiyle ilk kez birisine karşı bu kadar büyük bir temas arzusu taşımaya başlamıştı. Dahası ileride bu çocuğa bağımlı olacağından bile habersizdi... [Haptofobi: Dokunm...