16%(m)

74 5 1
                                    

Dikkat smut içerir
Rahatsız olanlar okumasın
🚫🚫🚫🚫🚫🚫🚫
______________________________

[3.kişi Ağzıyla Anlatım]


"Ta-mam. Bu kadar yeter, ben gidiyorum. Hoşça ka-"

Jisung kapının kolunu tutmuş tam açacakken başka bir kol, sincabın kapı kolundaki elini tutmuştu. Jisung ne olduğunu idrak edemeden küçük bedeni, Minho ile kapının arasında kaldı. Minho tatlı sincabı kapı ile arasına almış ve yüzüne yaklaşmıştı. Minho her eğildiğinde, Jisung da eğiliyordu. Zaten küçük olan beden Jisung her eğildiğinde daha da küçülüyordu.

"Hatırlıyor musun sincap?"

"N-neyi?"

"Bu ânı. Okulun ilk gününü. Yanlış hatırlamıyorsam o Changbin denen gıcık çocukla konuşman yüzünden yarim kalan bir işimiz olduğunu, hatırlıyor musun?"

"Evet..hatır-"

Minho, Jisung'u beyaz kazağından tutarak dikleşmesini sağladı. Minho, sincabına arzuyla bakıyordu. Kendini Jisung'a daha da bastırıp alınlarının birbirlerine değmesini sağladı. Jisung'un kalbi çok hızlı atıyordu. Ve Minho bunu hissedebiliyordu. Genç oğlan sağ elini sincabın kalbine koydu.

"Senin bana karşı herhangi bir duygu beslemene gerek yok sincap. Beni sevmeyebilirsin, beni zaten kimse sevmez-Seungmin dışında-yani bunda kötü bir şey görmüyorum. Ama, şunu da bilki tatlı sincap; Ben seni çok seviyorum."

Dedi ve küçük sincabının toz pembe rengi dudaklarına yapıştı Minho. Küçüğünün yumuşak dudakları Minho'nun onu daha da istemesine neden oluyordu. Küçüğün bacakları titriyordu. Minho sanki imkanı varmış gibi daha da çok gidiyordu sincabının üstüne. Daha da bastırıyordu kendini.

Jisung'un içinde ise anlayamadığı bir duygu vardı. Bu duyguyu en son Hyunjin ile sevgiliyken hissetmişti. Aşk onun için çok değerliydi -bir zamanlar- ama Artık hisleri körelmişti, emindi. Bir daha asla aşık olmayacaktı, alışmıştı artık şarkılar dinleyerek Hyunjin ile yaşadığı o güzel günleri anımsayıp, ağlamaya. Aşk zordu onun için. Ama şimdi neden? Neden, Minho'ya olan hisleri, Hyunjin'e hissettikleri ile aynıydı? Tekrar aşık olamazdı, yoksa olabilir miydi? Şu anda öpüştüğü adama, aşık olabilir miydi?

Gergin ve biraz da korkak bir şekilde gözlerini açıp, kendisiyle tamamen birleşmiş olan Minho'yu ittirmeye çalıştı, ama sadece çalıştı. Minho, Jisung'un dudaklarından ayrılıp kolunu sert ve sıkıca tutarak odasına doğru sürüklemeye başladı. Minho, sincabın kolundan o kadar sıkı tutuyordu ki, Jisung yürümekte zorluk çekiyordu. Buna rağmen zorda olsa odaya çıkmışlardı. Minho, Jisung'u yatağa doğru fırlatmıştı. Fakat Jisung kolunun acısıyla ilgilenirken bir yatakta yattığının ve az önce öpüştüğü adamın altında olduğunun farkında bile değildi.

"Acırsa söyle tamam mı?"

Minho her zamanki piç gülüşünü atarak söylemişti.

Jisung hâlâ "Ne oluyor aq?!" kafasındaydı. Minho işine başlayamadan dış kapının zili çalmıştı.

"Kim bu, bu saatte eğlencemizi bozan?"

Minho'nun suratını artık daha ciddi ve kızgın bir ifade bürümüştü. Jisung rahatlamış gibiydi. Minho odadan çıkıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında karşısında, Seungmin'i görünce bir anda tepesi attı. Evet, belki çocukluk arkadaşı olabilirdi Seungmin, ama  bu ortamı bozmasına müsade edemezdi asla.

"Bu saatte ne istiyorsun Seung? Saatin 11:30 olduğunun farkında mısın acaba?!"

"Sakin ol Minmin, ne bu atarın? Hem canım sıkıldı da ondan geldim. Zaten sen hiç uyumazsın bilirim ben seni."

Minho, Seungmin'e öldürücü bakışlar atıyordu. Seungmin görmezden gelmeye çalışsa da asla yapamıyordu.

 Seungmin görmezden gelmeye çalışsa da asla yapamıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Minho'nun Seungmin'e attığı bakışları skzskzskzskz)

"Ne oldu, yine kime sinirlendin sen bakıyım?"

"Kime sinirlenmiş gibi duruyorum!!"

Minho, gereğinden fazla sinirliydi. Minho o kadar bağırmıştı ki bütün ev sinir dolu ses tonu ile yankılandı. Küçük sincap ne olduğunu anlamak için atl kata inmişti. Hâlâ kolu acıyordu ve bu acı onu rahatsız ediyordu. Jisung'u gören Minho bir anda sakinleşti. Ve Seungmin'e geri döndü.

"İçeri girebil-"

"Kapa çeneni gerizekalı!!"

Minho kapıyı sertçe Seungmin'in suratına kapatmış ve t-shirt'ünü çıkartmıştı. Küçük sincap ne olduğunu soramadan Minho sincabın gözlerinin içine baktı.

"Nerede kalmıştık küçük sincap?"

"Sus lan gay kedi!"

"Pardon... kedi derken?"

"Ne var ama sende kediye benziyorsun."

"Oooo güzelmiş. Ama bu kedi biraz oyun istiyor."

Minho yine piç gülüşünü atarak konuşmuştu. Jisung cevap vermek istesede yine karşı cevap alıyordu.

"Demek oyun istiyorsun. Tamam, oynayalım o zaman."

"O kadar hazırsın yani?"

Hicbir şey söylemeyen Jisung'un etrafında dolandı.

"İstekli sincap."

Dedi sırıtarak.

"Yaramaz kedi."

"Kuralları açıklıyorum; eğer ben kazanırsam benim olursun."

"Ben kazanırsam?"

"Yine benim olursun."

"Minho, bu hiç adil değil!"

"Minho? Hayır, hayır. Şu anda, burada, karşında sadece senin büyüğün var. Minho yok."

"Aptallık etme Minho. Sen benim büyüğüm değilsi-"

Jisung'un sözünü hırçın bir arzuyla öpen dudaklar kesmişti...
______________________________

I love you~Billie Eilish

Devamı için pt.2
yapacağım çok
uzun oldu. Neyse
oy verip, yorum
yaparsanız sevinirim.
Pt.2'de görüşürüz.

Aslan Ve Kuzu (~Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin