Sorry, I LoveYou~StrayKids
[Jisung'un Anlatımıyla]
Burası herkesin neşe içinde yaşadığı bir mahalle. Komşular birbirlerine yardım eder, insanlar birlikte mutlu mutlu geçinir, yaşar.
Bir gece, dolunay zamanı. Uyuyamamıştım. Sonra bir ses duydum. Bir çığlıktı, yardım çılığı. Bir Süre Sonra ses kesildi. Bende umursamadım. Zaten hep olurdu -yani bu tip çığlıklar-. Evet, mahallem mükemmel derecede tatlı gibi görünebilirdi, ama bu onun geceleri de mükemmel geçeceğini göstermez, değil mi? İnsanlara güvenemeyiz.
Saat gece 02:59'da sıkılıp dışarı çıkma kararı aldım. Ama temkinli olmalıydım. Ölebilirdim ya da daha kötüsü öldürmek zorunda kalabilirdim. Bu yüzden evden çıkmadan önce cebime bir çakı attım. Evden çıktım ve bu lanet olası cehennemde yürümeye başladım. Nedenini bilmiyordum ama yapmak istediğim tek şey, sebepsiz yere öldürmekti sanırım. İçimde tuttuğum bu küçük kıvılcımlar büyüyerek git gide harlanmış ve karşıma bir alev topu olarak geri dönmüştü sanki. Düşüncelerimi duyamıyordum. Kendimi duyamıyordum. Kayboluyordum. Ama ilerliyordum işte, bu sokakta tehlikeli olduğunu bile bile ilerliyordum. Yapacak başka neyim vardı ki? Yoktu, ilerlemekden başka çarem yoktu. Her şeyi geride bırakmanın tek yolu buydu işte, ilerlemek.
Yürümeye devam ederken telefonumdan gelen sesle titredi cebim. Arayan Hyunjin'di. Açtım.
"Alo, Jisung! Nasılsın bir tanem?"
"İyiyim Hyun, senin sesini duydum ya artık iyiyim."
"O da ne demek?"
"Hiç."
"Canını sıkan bir durum mu var yoksa tatlım?"
"Hayır, seni seviyorum."
Aramayı sonlandırdım ve telefonu uçak moduna alıp cebime attım. 'Üzgünüm Seni Seviyorum' diye geçirdim içimden. Geçen hafta, perşembe günü yaşanan bazı tatsız olaylar yüzünden uzaklaştırma aldığımı ve ona okulda sarılamayacağımı söylemem veya eğer olur da bu gece ölürsem okula gelemeyeceğimi söylese miydim acaba?
Ellerimi siyah renkli kargo pantolonumun cebine soktum. Yoluma devam ederken yol ayrımının olduğu o sokağa ilişti ayaklarım. Bu sokağa daha önce hiç girmemiştim, ama hep yanından geçerdim ve her geçişimde gözüme takılan tek bir şey olurdu:
Kimsenin olmadığı. Kimse, kimse bu sokağı nedense kullanmıyordu. Hep boş olurdu ve bu da aslında şu an benim işime geliyor. Kimsesiz ve boş bir sokak, tıpkı benim gibi...Bu garip sokakta, yürümeye devam ederken, sağ taraftan gelen bir çığlık sesi duydum.
"AAAAAH! Bırak BENİ! YARDIM EDİN!!!"
Sesin kaynağını bulmak için sağ tarafa doğru ilerlemeye başladım. Bir yandan da cebimdeki çakıyı çıkartmaya çalışıyordum. Kadının bulunduğu yere göz ucuyla baktım. Bu... bu, buna inanamiyorum! 16 yaşlarında genç bir kız ve 39 yaşlarında olan yan komşumuz Bay Yeonjoon. Bay Yeonjoon çok iyi bir adam sayılmazdı belki ama herkese çok canayakın bir tavır sergilemekten de geri durmazdı. Özellikle, Changbin ve ben Bay Yeonjoon'u çok severdik. Ama şimdi tanımadığım bir kız, Bay Yeonjoon'un kolları arasında debelenirken, o alçak ise babasından miras kalan silahla -bir gün Changbin ile ziyaretine gittiğimizde bize anlatmıştı- kızın kafasına sıkmak için çaba sarfediyordu resmen.
"Bırak lan kızı!"
Ona bir yumruk savurmuştum. Aldiği darbe ile birkaç adım gerilemişti. O kızsa yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
"Vaayy, Jisung. Seni buralarda daha önce hiç görmemiştim..."
Silahını bana doğrulttu. Burnu kanıyordu, büyük ihtimalle demin ona vurduğum içindir.
"... hoş geldin."
"İndir o silahı hemen!"
Sesim sert çıkmıştı. Yeonjoon piçi ise bana sırıtıyordu. Sırıtmadı yavaşça büyüyerek kahkahaya dönüştü.
Ahahahahahaha, Jisung, Jisung, Jisung! Sen kendini ne sanıyorsun ha?!! Başkomiser falan mı? Burada ne seni, ne de Mi Hi'yi koruyacak hiç kimse yok. Ölmek istemiyor isen kaybol buradan. Ben senin iyiliğini istiyorum Jisung, anla beni. Şimdi gitmezsen, bu orospuyla uğraştığım gibi seninle de uğraşmam gerekecek. Ve bence bundan hiç de hoşnut kalmazsın."
"SUS LAN, OROSPU ÇOCUĞU!"
Titreyen elimle tuttuğum çakıyı sertçe kavradım. Her şey çok hızlı olmuştu. Yere bir damla kırmızı sıvı düştü önce, sonra gözlerimiz buluştu Yeonjoon'la. Ellerime bulaşan sıcak sıvı ve çakının soğuk ve sivri demirinin sıcak et parçası ile birleşimi hayatımın en uzun 1 dakikasını yaşamama sebep olmuştu o an. Ellerim titreyerek çakıyı bıraktı. Yeonjoon, önce önümde diz çöktü. Sonra soğuk zemine düştü cansız beden. Kana bulanmış ellerim saçlarımı kavradı. O an yaşadığım her şeyin bir kabus olmasını diledim. Ama olmadı, olmayacaktı. Bir insan öldürmüştüm ve bunun kaçışı yoktu...
Kan kokusu ve yerde yatan cesedin görüntüsü midemi bulandırıyordu. Gözüm Mi Hi adındaki kıza ilişti. Hâlâ yerde ağlıyordu. Yanına gittim.
"S-sen iyi misin?"
Mi Hi titrek sesle cevap verdi.
"T-t-teşekkür ederim."
"Önemli değil, kim olsa aynısını yapardı."
Aynen Jisung, gerizekalı ya. Kim olsa aynısını yaparmış. Kim olsa insan öldürürdü zaten. Salak.
"Şey, şimdi sen... merak da ediyorsundur, değil mi?"
"Ne?"
"Yani! Ş-Şey..."
Güldüm. Neden gülüyorsun, bu komik değil?
"Aslında, senin için sıkıntı yoksa. Neden olmasın?"
"Ş-Şey. Ben her seferinde ailemden şiddet gördüm. Annem yok, babamı terk etti. Şimdi nerede bilmiyorum, babamsa bana 7 yaşımdan beri şiddet uygular. Şimdiyse 18 yaşındayım ve 3 yıldır bu adam tarafından işkence görüyorum. 15 yaşımda babam beni Yeonjoon'a sattı. Kumar oynamasına annem de karşıydı, ama o oynamaya devam etti. Parası kalmayınca da beni sattı işte. Çok boktan bir hayatım var, değil mi?"
"S-sen ciddi misin?"
"Şaka yapıyor gibi bir halim mi var?"
"Yok. Üzgünüm, şaşırdım sadece. Yeonjoon, çok iyi bir adamdı, bildiğim kadarıyla... Ama bunu yapması-"
"Yeter artık, ben gideyim."
Dedi ve hemen kalkıp uzaklaşmaya başladı. Aslında ben de gitsem iyi olacak. Polisler her an gelebilir...
______________________________
Sessiz ve boş bir sokak olabilirdi, ama kimsenin bilmediği karanlık çığlıklarla doluydu sokaklar aslında..
Umarım bölümü beğenirsiniz. Yazmayalı uzun zaman oldu. Çünkü bazı sebeplerden ötürü yazmaya biraz ara verdim.
Oy verip yorum yapar mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aslan Ve Kuzu (~Minsung)
FanfictionSınıfın yakışıklı, zorba çocuğu ve bir katil birbirine aşık olsaydı ne olurdu? Kendini aslan zanneden küçük kedicik, sincabın ormanlar kralı olduğunu öğrendiğinde ne değişirdi ki, sadece iki aşık olduklarından sonra. ▪▪▪▪ Arkadaşlar kitabı düzenleme...