16%(m) pt.2

57 5 1
                                    

Rahatsız olacaklar okumasın lütfen.
______________________________
[Hatırlatma]

Jisung'un sözünü hırçın bir arzuyla öpen dudaklar kesmişti...
______________________________

Küçük bir öpücük kondurup ayrılmıştı ve bu Jisung'un hiç de beklemediği bir şeydi. Oysa bu yaramaz kedinin, küçük sincap için farklı planları vardı. Minho, Jisung'una her bir adım atışında, Jisung da haliyle geriye doğru bir adım atıyordu. Jisung'un artık kaçacak yeri kalmamıştı. Minho'nun bir adımıyla Jisung bir adım daha atayım derken arkasında olduğunun farkında bile olmadığı koltuğa düşmüştü.

Bunu fırsat bilen Minho, Jisung'un kasıklarına oturmuştu. Sincap anlık aldığı acı ile ağzından küçük bir inilti sunmuştu büyüğüne. Sincap, kendisine arzuyla bakan kediciğine sinsi bir bakış attı.

"Kedicik."

"Kedicik?"

"Evet, kedicik. Gel pisi pisi. Bu sincap seninle kaçan kovalanır oynamak istiyor."

'Oyun'  kelimesi Minho'yu tatmin etmişe benziyordu. Öyle olacak ki sincabın beyaz kazağının uçlarını tuttuğu gibi içeriye daldı. Artık vücutları tamamen çıplak bir şekilde birbirlerine değiyordu. Boyun kısmından kafasını geçiren Minho vakit kaybetmeden sincabının küçük, tatlı ve dolgun dudaklarıyla dudaklarını birleştirdi.

Elleri de boş durmuyor bir eli küçüğünün sırtında gezerken diğer eliyle de küçüğünün açık mavi pantolonunu çıkartmaya çalışıyordu. Tatlı sincabının pantolonunu çıkarttıktan sonra hemen kendininkini de çıkarttı ve ikisi de boxerları ile kaldılar. Büyük olan bir anda küçüğünün dudaklarından ayrıldı ve sincabı tahrik eden bir ses tonu ile kulağına fısıldadı.

"Hey tatlı sincap. Güzel bir dünya tanımak ister misin? Sadece senin ve benim olacağımız bir dünya."

Kedicik bunları derken sincap boxerının içinde kemikli bir elin, belirli bir yerde elini gezdirdiğini hissediyordu. Ne diyeceğini bilemiyordu. Ne de olsa her gün üzerinde böyle yakışıklı bir adam durup belirli yerlerine dokunmuyordu.

"A-ahh"

Jisung'un ağzından çıkan kontrolsüz inlemeler kediciğin o kadar çok hoşuna gidiyordu ki. Zaten yapışık olan bedenler kazakla birlikte birbirine daha da yapışıyordu. Sincap bir an önce bu kazaktan kurtulup tamamen çıplak kalmak istiyordu. Minho ise alt tarafla ilgilendiği için Jisung'u pek takmıyordu.

Jisung biraz debelendikten sonra Minho başını sincabına çevirmişti. İstemsizce birbirine değen dudaklar Jisung'un daha fazla kızarmasına neden olurken Minho kendi boxerını çıkartmakla uğraşıyordu. Minho boxerını çıkarttıktan sonra Jisung'u da ihmal etmedi ve alt tarafları tamamen çıplak kalan iki genç birbirlerine kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük bir arzuyla bakıyordu.

Minho tek hamlede üstlerindeki kazağı da çıkartmış ve bir köşeye fırlatmıştı.

"Oyunu kaybetmeye hazır mısın sincap?"

Jisung üstündeki adama doğru yaklaştı.

"Aahh babacığım oyun umrumda değil. Ben sadece seninle o güzel dünyayı tanımak istiyorum."

"Demek öyle ha? Hm babacığın biraz serttir ama kaldıramayabilirsin."

Jisung tam konuşmak için dudaklarını araladığında, Minho işaret parmağını sincabın dudaklarına koyarak konuşmasını engelledi. Ardından dudaklarını dudakları ile birleştirdi. Öyle sert öpüyordu ki Minho sincabını, Jisung'un neredeyse dudağı kanayacaktı. Sonra birden sincabın dudaklarından ayrıldı ve aşağı taraflara doğru bir yol aldı Minho. Jisung sertliğinde hissettiği dille daha çok kızarmış hatta kaynama noktasına gelmişti.

Minho bir yandan da parmağıyla Jisung'u tatmin etmeye çalışıyordu. Jisung kendini tutamıyordu. Karşısındaki azgın kedi durmak bilmiyordu. Minho, Jisung'un zevk noktasına değdiğinde Jisung kendini tutamayıp inlemişti.

"Aahh! Hm... ke-kediciİK!"

Elleri kontrolsüzce Minho'nun saçına gitmişti. Jisung, saçından tutup, Minho'yu kendine daha çok bastırmıştı. Minho tamamını ağzına almıştı ve nefes almakta zorluk çekiyordu. Jisung dayanamayıp Minho'nun ağzına doğru boşalmıştı. Minho, Jisung'dan ayrılıp, sincabına bakmıştı. Jisung da ona baktığında ağzının kenarından akan beyaz sıvıyı gördü.

"Minho, hayır. Sakın yutma onu."

Minho tüm menileri yutup, Jisung'a yaklaştı.

"Daha önce hiç sex yapmış mıydın bebeğim?"

Jisung 'hayır' anlamında başını salladı.

"Güzel. Seni altımda ağlatacağım için mutluyum."

Dedi ve sincabının içine girdi. Haber vermeden ani bir şekilde girmesi Jisung'un canını çok fena yakmıştı. Ve artık biliyordu, yarın asla oturamayacaktı. Jisung'un çığlıkları tüm evi kaplarken Minho ona sırıtıyordu. Çığlıkları arasında git geller yaparken kedicik, küçüğünün zevk noktasını bulduğunda Jisung zevkle inlemişti.

"AAHH! KE-KEDİ-CİİK!! TAM O-ORAS-SII!!!"

Minho, Jisung'un zevk noktalarına doğru gel git yaparken ikiside zevkle inliyordu.

Bir süre sonra Minho, Jisung'un içine boşalmıştı. Jisung içinde hissettiği sıcak sıvıyla gevşeyerek inlemişti. Ve bu dört tur böyle devam etti.

Minho, sincabının yanına uzanıp, kulağına fısıldadı.

"Duş alalım mı?"

"Ya-yarın?"

"Tamam, sincap."

Dedi ve sincabının dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu, Minho. Jisung da kediciğine sarıldı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
______________________________

Aaayy yazarken
utandım lan.
Off
Minsung
neden
bu kadar
mükemmel?!!

 Off Minsung neden bu kadar mükemmel?!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aslan Ve Kuzu (~Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin