Melez Güzel

39 6 2
                                    


Eve vardığımda babam daha işten gelmemişti. Annem Kevin ve Natalia ile kahve içiyordu. Üzerimi değişip salona gittim.

"Selam millet." Deyip yuvarlak sehpadaki pembe tabaktan bir kurabiyeyi ağzıma attım.

"Hoşgeldin Alexmi." Anneme gülümsedim.

"Ben odama çekiliyorum. Eğer ararsanız beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz." Deyip kapıya dayandım. Merdivenlerden inerken annemlerin sesini hala duyuyordum. Natalia şöyle dedi:

"Tatlım nereye?"

"Ellerimi yıkamaya." dedi Kevin. Ben merdivenlerden inmişken vampir hızıyla yanıma geldi.

"Bir sorun olmadı değil mi? Alex iyi bir öğrenci ama vampirleri bilirsin halyaz yarasalar. Bir sorun olmadı değil mi? Eğer olduysa baban beni boğar kafamı bedenimden söküp saksıya diker her gün arıtma su ile sulayıp çiçek açmamı sağlar." Bunu bir nefeste söylemesi beni şaşırtmıştı. Bir anda kahkaha atmaya başladım.

"Sorun yok. Alex iyi biri ve aramızda hiçbir şey olmadı. Kurt kanı olmayan kan içtik, dostça geğirdi, film izledik ve sonra geldim. Bu kadar basit." Kevin ciddiyetle yüzüme baktı.

"Aynı bardaktan içmediniz, geğirirken dudağı yüzüne değmedi, film romantik komedi değildi ve yalnız geldin değil mi?"

"Paranoyaklaşma Kevin tabi ki öyle bir şey olmadı. Korkma biz sadece arkadaşız."

"Natalia da bir zamanlar böyle diyordu."

"Kaç yaşında?"

"113."

"Şu an kaç yaşında?"

"123." Açık kalan ağzımı kapatıp amcamı ikna edip odama gittim.

Kulaklığımı takmış ders kitabında vampirlerle ilgili doğru-yanlış bölümünü yaparken camdan bir ses geldi. Siyah perdeyi açınca Manfred'i gördüm. Pencereyi açıp onu içeri aldım. Kapım kilitli olduğu için rahat davranıyordum. Üzerini toz varmışçasına silkeledi.

"Sen oraya nasıl çıktın. 95. katta oturuyorum."

"Bu benim gücüm. Senin gücün ne?"

"Daha keşfetmedim" dddim omuz silkerek.

"Neden buradasın?"

"Seni merak ettim." Dedi. Şaşırdığımı belli eden bir suratla ona baktım.

"Neden beni merak edesin?" Dedim tek kaşımımı kaldırıp yavaşça.

"Çünkü sen özelsin." Dedi yatağıma oturup.

"Eminim odanda kan yoktur değil mi? Çok susadım buraya çıkmak çok yorucu."

"Aslında var." Dedim ve buzdolabı gibi soğutma özelliği olan dolaptan bir bardak kan aldım.

"Umarım sevgilin buna kızmaz."

"Sevgilim mi varmış? Neden ben bilmiyorum?" Dedim ve kahkaha attım.

"Bunu öğrenmem iyi oldu melez güzel." Dedi muzip bir bakışla. Kesinlikle Alex'i tercih ederim.

"Artık gitmeliyim." Tam pencereden çıkacekken elimi belime koyup

"Buraya bedava içecek için mi geldin?" Dedim. Küçümseyici bir eda ve ses tonuyla konuşuyordum. Pencereden içeri atladı ve yavaşça bana yaklaştı. İşaret parmağını yanağımda gezdirip elimi tuttu ve elimi öptü. Bu sürede sürekli gözümün içine bakıyordu. Elimi öperken bile.

"Kesinlikle bedava meşrubat için gelmedim. Geliş sebebim paha biçilemez bir manzara görmek." Sonra yeniden cama çıktı.

"Evimi nereden buldun?" Ddim kafamı yana eğerek.

"Kime sorsan ünlü doktor Josh Cull'ın evini söyler. İnsanlar, vampirler, kurtlar... Herkes seni ve aileni tanıyor. Ama özellikle köpeklere dikkat et. Onlar dişlerini geçirecek kız ararlar."

"Alex de bunu senin için söylemişti. " dedim kısık sesle.

"Ne dedin?"

"Hiçbir şey. "

"Hoşçakal melez güzel. Many kaçar." Dedi ve pencereden aşağı indi.

Bu çocuk kafayı yemiş olmalı. Ayrıca bu söz beni rahatsız ediyor. Dişlerini geçirmek...

Melez (Kasuka 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin